Çanakkale Savaşları’ndan 110 Yıl Sonra Yeni Bilgiler Ortaya Çıkıyor
Çanakkale Savaşları’nın üzerinden 110 yıl geçtikten sonra, yeni belgeler ve araştırmalarla savaşın bilinmeyen yönleri gün yüzüne çıkıyor. Tarihin derinliklerine yolculuk yaparak, bu destanı yeniden keşfedin.
Çanakkale Savaşları’nın üzerinden 110 yıl geçmesine rağmen, savaşın detaylarına dair bilgiler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Savaş sırasında İngiliz askerlerinin kıyıya ulaşan mektupları, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı bünyesindeki Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi’nde yapılan çalışmalarla Türkçeye çevrilerek, araştırmacıların hizmetine sunuluyor.
Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi’nde, Çanakkale Cephesi’ne ait çok önemli bir külliyatın oluştuğunu belirten Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle son zamanlarda okuduğumuz ve taramasını gerçekleştirdiğimiz belgelerde, arşivlerde Çanakkale Cephesi’nin ne kadar büyük ve önemli bir cephe olduğu, savaşın şiddeti ve içeriği hakkında çok değerli bilgiler keşfettik. Bu belgeler arasında o dönemin şartlarından çıkan düşman askerlerinin mektupları yer almakta; bu mektuplarda hem savaşın şiddeti hem de Türklerin gösterdiği savunma mücadelesinin başarıları, vatanseverlikleri hakkında önemli anekdotlar bulunuyor.”
Kaşdemir, bu belgelerin şu anda Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi’nde ziyaretçilere açık hale getirildiğini ifade ederek, “Burada, Çanakkale Cephesi ile ilgili araştırma yapan tarihçiler için en önemli başvuru kaynaklarını oluşturduk.” dedi.
“Çok Önemli Bilgi ve Belgelere Ulaşmak Mümkün Hale Geldi”
Çanakkale Cephesi ile ilgili araştırmalar yapan tarihçilerin, merkezdeki arşivlerden geniş ve teferruatlı bilgiye ulaşabileceğini belirten Kaşdemir, “Bu çalışmalarımızın hepsini dijital ortama da aktardık. Hatta buraya gelmeden de dijital kaynaklardan Çanakkale Cephesi’ne dair önemli bilgi ve belgelere ulaşmak mümkün hale geldi.” şeklinde konuştu. Kaşdemir, Çanakkale Tarihi Alanı Başkanlığı olarak, “Çanakkale Savaşları Araştırma Merkezi’mizde en zengin içeriğe ve külliyata sahip olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum.” dedi ve tüm araştırmacıları, tarihçileri merkeze davet etti.
Arşiv belgelerindeki Türkçeye çevrilen mektuplardan bazıları ise şu ifadeleri içeriyor:
- “Hemen karşılık veriyorlar. Mermi parçaları ölüm saçıyor. Buradan sağ kurtulacak olanlar büyük olanlardır. Tarihsiz Arıburnu Karargahından burada askerler karamsar bir şekilde düşünüyorlar. Çarşamba günü öğle vakti Türkler üzeri kapalı siperlerimize 160 mermi attılar. Şimdiye kadar böyle müthiş bombardımana tutulmamıştık. Altı havan topu bu bombardımana eşlik etti. Artık şarapnelleri vesaireyi siz takdir ediniz. Bereket versin ki 15-18 adım yüksekliğinde bir mahalde bulunuyorduk. Türk ateşi siperlerimizi iyice tahrip etti. Bir müddet ağır top mermileri de düştü. Çok kaybımız vardır. Burada yemek ve içeceğimiz boldur, sebze bile bulunuyor.”
- “Türkler bir saatte 150 mermi atıyorlar. Geçen gün ön hattaki siperlere çıktık. Burası çok tehlikelidir. Bundan sonra bir daha ileri siperlere çıkmayacağımı ümit ediyorum.” (12 Kasım 1915)
- “Bir Türk mermisi 5 kişinin ölmesine ve 4 kişinin de yaralanmasına sebep olmuştur. Artık bu acı duruma alıştık.” (19 Eylül 1915)
- “Avustralya’dan: On sekiz yaşındaki gençler silah altına çağrılıyor. Hatta kızlar da bu kapsama alınıyor. Bu işler, bizim hiç gülmek bilmeyen avukatlarımızı bile güldürecek tuhaflıklarla doludur.” (9 Kasım 1915)
- “Ateş hattından: Dün 971 Rakımlı Tepe’ye çıktım. Anafartalar Ovası’nı ve etrafını gördüm. Türk ateşlerinin isabeti korkusuyla çekildim.” (13 Kasım 1915)
- “Düşmanımız Türklerin atışları pek güzel. Bir top mermisi ile iki ölü, iki yaralı olmuştur.” (12 Kasım 1915)
- “Dün korunaklı bir siper kazarken bir mermi tam isabetle 4 askeri öldürdü ve 5 kişiyi de yaraladı. Ölen askerlerin vücutları paramparça oldu. Türklerin yeni mermileri çok etkili ve çok fazla kayıp verdiriyor. Bizimkilerin de pek tabii aynı etkiyi yaptığını düşünmek istiyoruz.”
- “22 ay 2 günden beri Arıburnu’nda siperlerdeyiz. Daima Türklerin kahredici ateşlerine maruz kalıyoruz. Fransa Cephesi’ndeki savaş buradakinin yanında bir hiç. İki gün evvel Türkler yine dehşetli, büyük kayıplar verdiren bir bombardıman yaptılar. Fransa’da 15 gün muharebeden sonra 1 hafta istirahat ve ardından orduya yetki verildiği halde burada 6 aydan beri her gün kazma kürek sallıyoruz.” (12 Kasım 1915)