DOLAR 32,3539
EURO 34,8865
ALTIN 2.384,47
BIST 10.276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
16°C
Hafif Yağmurlu
Cts 18°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 24°C

Çalışarak dünyayı geziyor

04.06.2018
A+
A-
1 / 30

Çağatay Özdemir (28) uluslararası ilişkiler uzmanı. Kendini ve dünyayı keşfetmek için dünya turuna çıkmaya karar verdi. Tek yön bilet aldı. İlk durağı Lübnan oldu. Sonra Tayland, Myanmar, Singapur ve Kamboçya… Şimdi de Avustralya’da. Serüveni boyunca dünyanın en büyülü tren yolculuğunu tamamladı. Günde 20-30 dolar harcıyor. En önemlisi dünya turuna iş bulup çalışarak devam ediyor.

Fotoğraflar: Çağatay Özdemir

2 / 30

Böyle bir maceraya atılmadan önce nasıl bir hayatınız vardı, sık sık gezer miydiniz?
– Havacılık alanında bir şirkette satış pazarlama uzmanı olarak çalışıyordum. Sabah’ın altı buçuğunda kalkıp işle ev arasında mekik dokuyordum. Hafta sonları arkadaşlarımla dışarıda vakit geçirirdim. Hava güzelse genelde yönetmen koltuklarımızı ve hoparlörümüzü alıp Kadıköy moda sahilde keyif yapardık. Onun dışında yıllık izinlerimde yurt dışı seyahatleri yapardım.

3 / 30

Nerelere gitmiştiniz?
– İlk olarak 2010’da Work and Travel programıyla ABD’nin yolunu tuttum. İlk yurtdışı tecrübemdi ve dört ay sürmüştü. Sonra 2011’de Erasmus ile Çekya’ya yol aldım. 2015’de H2B programı ile tekrar ABD’nin yolunu tuttum ve bir yıl kaldım. Bunların dışında çoğu Avrupa olmak üzere birçok seyahat gerçekleştirdim. Tek yön biletiyle dünya turuna çıkmadan önce 16 ülke gezdim. Şuan ise bir yolculuktayım, seyahat tarzım eskisinden çok farklı…

4 / 30

Sizi bu yolculuğa çıkmaya teşvik eden şey neydi?
– Çocukluğumuzdan başlayarak önümüze bir hayat konuyor ve bunu yaşa diyorlar bize. Oku, askere git, meslek sahibi ol ve evlen. Üniversiteye girebilmek için bile ne olduğunu hiç anlamadığımız integral bilgimizle sınanıyoruz. Türkiye’deki insanların yüzde doksanına “En güzel özellikleriniz ve yetenekleriniz neler?” diye sorsalar eminim ki uzunca bir süre düşünürler. Çünkü kendimizi keşfedemiyoruz bu kısır döngüde… Yolda olmanın bunun için tek yol olduğuna inandım.

5 / 30

Peki öyle oldu mu?
– Fazlasıyla… Seyahat şuan hayatımın merkezinde ve ben bir eğitimdeyim. Bu ne kadar böyle devam eder bilmiyorum ama mutlu olduğum sürece devam edecek. Hayatımın her dönemi beni mutlu eden şeyleri yapmaya devam edeceğim.

6 / 30

Hazırlık aşamanızdan bahsedebilir misiniz, örneğin işinizden ayrılmak zor olmadı mı?
– İşinden istifa etmek birçok insan için kolay değil. Ancak benim için çok kolay oldu. Çünkü işimden nefret ediyordum ve artık çevremdekilerin ne söyleyecekleri umurumda değildi. Hazırlık aşamasında da bütün yol filmlerinin listesini çıkardım ve hepsini bir bir izledim.

7 / 30

Zor olan fiziksel hazırlıktan çok psikolojik hazırlıktı. Motivasyonun daima üst düzey kalması gerekiyordu. Çeşitli araştırmalar yaptım, istifa etmeden önce de birkaç ay birikim yapmıştım ve yola çıktım.

8 / 30

Macera nereden başladı, nasıl yol aldı?
– Lübnan’dan başladım. Sekiz gece ülkeyi baştan aşağı Beyrut, Byblos, Qadisha, Baalbek, Beka ve daha nicesi yerlerde hep değişik insanların evlerinde kalarak dolaştıktan sonra Doha aktarmalı Sri Lanka’ya uçtum. Burada iki hafta boyunca hiç yerimde durmadan çember şeklinde Kolombo’dan başlayarak sırasıyla Sigiriya, Polonnaruwa, Kandy, Ella, Mirissa, Weligama, Hikkaduwa, Moratuwa şehirlerini dolaşıp Kolombo’ya döndüm ve sonra Malezya’ya yol aldım.

9 / 30

Daha sonrası sırasıyla Tayland, Myanmar, Singapur, Kamboçya… Macera öncesinde başvurduğum Work and Holiday programına katılmaya hak kazandım ve şu an Avustralya’dayım. Tek yön biletimi almadan öncesini de hesaba katarsak Amerika, Avrupa, Asya ve Avustralya’da yaşadım. Toplamda 24 ülkede bulundum.

10 / 30

Avustralya için genelde pahalı olduğu söylenir, nasıl orada hayat?
– Şuanda Cardwell kasabasında çiftlik işlerinde çalışıp, dünya turumun geri kalanı için para biriktiriyorum. Avustralya yaşamak için çok ideal bir yer. Fiziksel işlerde çalışanlar çok uçuk paralar kazanabiliyorlar. Mesela çiftlik işlerinde saatlik ücret 22.86 Avustralya Doları. Haftada 40-60 saat çalışmanız mümkün. 11 ay daha Avustralya’da kalmayı planlıyorum. Sonrasında ise hayallerim büyük…

11 / 30

Macera boyunca başka işlerde çalıştınız mı?
– Kamboçya’da 2 ay boyunca küçük bir ada olan Koh Rong Sanloem’de restorantta ve barda çalıştım. Hem garsonluk hem barmenlik yaptım. Bunun karşılığında ücretsiz konaklama ve iki öğün yemek aldım.

12 / 30

Avustralya’ya ilk geldiğim günler işsizken tam da param bitmek üzereyken hostelin parti fotoğraflarını çektim. Saatlik 20 dolardan üç saatte 60 dolar kazanmıştım. Bunun gibi çok yerde de çalıştım.

13 / 30

Yanınıza neler aldınız, kaç kiloluk sırt çantasıyla geziyorsunuz?
– Beş-altı tişört, bir pantolon, iki şort, çoraplar, iç çamaşırları, traş makinesi gibi temel şeyler var. Bunların dışında da bilgisayarım ve diğer elektronik eşyalar. Sırt çantam yola çıkarken 14 kiloydu. Şuan 11 kilo. Ben kilo verirken sırt çantam da zayıfladı. Çok fazla eşya attım. Hafifledikçe daha çok yol aldım.

14 / 30

Şu ana kadar aklınızda en çok iz bırakan anlar nelerdi?
– Her adımım farklı bir heyecan aslında ama Sri Lanka’da 2 bin metrelik Pidurangala kayasına tırmandığım anı unutamıyorum. Sonra dünyanın en büyülü tren yolculuğu Kandy-Ella hattını tamamladım. Polonnaruwa’da safari yapıp fillerin arasına karıştım.

15 / 30

Weligama’da sörf eğitimi alıp sörf yaptım. Tayland’da Koh Tao adasında binbir çeşit su altı canlısı eşliğinde dalış yaptım. Çocukluğumdan beri gitmeyi hayal ettiğim “kumsal” filminin çekildiği ada Koh Phiphi’de Maya Bay’de yüzdüm. Las Vegas’da doğum günümü kutladım.

16 / 30

Yolda Türk olduğunuzu öğrenenler nasıl tepkiler veriyor? Örneğin bizle alakalı neler soruyorlar, fikir sahibiler mi?
– Olumsuz tepki gösterenler de var, olumlu tepki gösterenlerde. Ancak ne yazık ki genel olarak uluslararası prestijimizin çok kötü olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’yi üçüncü sınıf dünya ülkesi olarak görüyorlar. Türklere ve Türkiye’ye karşı büyük bir ön yargı var.

17 / 30

Çoğu zaman nereli olduğumu sorduklarında Türkiye dediğimde “Yabancı bir kadınla evlenmek istesen ailen ne der, karşı çıkarlar mı?” , “Türkiye çok büyük sıkıntılar içindeydi, şuan ortalık duruldu mu?”, “Siz şapka (fes) takmak zorundasınız değil mi?” gibi sorular geliyor. Türkiye cevabını verdiğimde bir İtalyan’a bir Kanadalı’ya verdikleri tepkiyi alamıyorum. Ancak tabi ki, kültürlü ve bilgili insanlar da çıkıyor. Türkiye’ye âşık çok insanla da tanıştım.

18 / 30

Türkiye dediğimde gözleri parlayarak “harika!” tepkisini aldığım da oldu. Türkiye’nin tarihini bilen Atatürk’e övgüler yağdıran, Kapadokya’dan, Pamukkale’den, İstanbul’dan, Konya’dan ve daha nice illerimizden ve güzelliklerimizden, yemeklerimizden, danslarımızdan, Mevlana’dan, futbolumuzdan, futbolcularımızdan ve daha nice varlıklarımızdan sohbetler ettiğimiz çok oldu.

19 / 30

En çok nerede eğlendiniz?
– Tayland… Son yıllarda tamamen eğlence odaklı bir turizmi benimsemiş durumda. Tayland’ın neresine giderseniz gidin o akşam dışarıda yapacak aktiviteler bulabilirsiniz. Plajlarda şovlar, gece kulüpleri, tekne turları, su sporları, doğa yürüyüşleri…

20 / 30

Aklınıza ne gelirse, her şey burada mevcut. Ayrıca Thai insanı çok sevecen ve turistleri seviyorlar. En büyük geçim kaynakları turizm olduğu için bu konuda turistlere çok müteşekkirler ve misafirperverliklerini her geçen gün bir ileri noktaya taşıyorlar. Sokaklar çok renkli, cıvıl cıvıl.

21 / 30

Sıradaki rotanız neresi olacak, ne yapmayı planlıyorsun?
– Henüz kesin bir şekilde rota belirlemedim. Avustralya’da düşünmeye bolca vaktim olacak. Ancak şuan en çok Güney Amerika’ya gitmeyi istiyorum. Kafamda Güney Amerika planları yapıyorum. Asya’da da gitmek istediğim birkaç ülke kaldı, belki burada bulunduğum süre içerisinde oralara kaçamak yapıp dönebilirim.

22 / 30

Avustralya macerası sonunda ise Güney Amerika’ya gitmek istiyorum. Bunun için öncelikle İspanyolcayı tam olarak öğrenmek istiyorum. Şuan iletişim kurabilecek kadar biliyorum ancak bu orası için yetmeyebilir çünkü İngilizce konuşma seviyesi düşük. İlk gittiğimde bir süre bir ülkede İspanyolca eğitimi alıp yola öyle de başlayabilirim.

23 / 30

Geri dönmeyi düşünmüyor musunuz?
– Bunu gerçekten bilmiyorum. Şuan sadece gidiyorum. Daha uzun süre devam edecek bu yolculuk inşallah. Dönüşüm için ise hiçbir planım yok. Yol ne getirir bilinmez.

24 / 30

Genelde bulunduğum anı ve yaşadığım günü nasıl geçiririm diye düşünüyorum. Uzun vadeli planlar zihnimi yormaktan başka bir işe yaramıyor. Ayrıca planlar da asla tutmuyor.

25 / 30

Peki aileniz nasıl karşılıyor bu durumu?
– Ailem bu macerada en büyük destekçim. Ancak bu zemini ben hazırlamıştım. 50-60 yaşlarında eski toprak insanların böyle bir macerayı hemen anlamalarını bekleyemeyiz. Sabırlı olmalıydık. Ben de öyle yaptım. Ailem zaten ben İstanbul’dayken işimde çok mutsuz olduğumu ve genel olarak hayatımdan memnun olmadığımı görüyordu.

26 / 30

Benimle sürekli konuşuyorlardı. Özgür ruhlu ve keşfetmeye aç bir insan olduğumu da çok iyi biliyorlardı. Gidip gelmelerime de alışmışlardı. Ancak onlarla oturup böyle bir şey yapacağımı ilk defa konuştuğumda beni çok şaşırtıp sonuna kadar destek oldular. Unutmuyorum annemin “Sen nasıl mutlu oluyorsan öyle yap oğlum. Önemli olan senin mutluluğun” sözlerini ve babamın “Sen işini bilirsin oğlum. Ben sana güveniyorum. Yeter ki mutlu ol” deyişini…

27 / 30

Sıklıkla iletişim halindeyiz. Whatsapp grubumuz var; annem, babam, abim ve ben. Sürekli espriler dönüyor. Instagram’da en büyük takipçim annem. Bir gün hikaye paylaşmasam başıma bir şey geldi sanıyor ve hemen arıyor.

28 / 30

Böyle bir maceraya atılmak isteyen ama cesaret edemeyenlere neler söylemek istersin?
– Bana onlara sesimi duyurmama yardım ettiğiniz için öncelikle size teşekkür ederim. Çünkü Türk insanını yollara düşürmek benim en büyük amaçlarımdan bir tanesi. Yıllardır geziyorum, yollarda binlerce Alman, Fransız, İngiliz, Rus, Amerikalı vs her milletten insan görüyorum ancak seyahat eden Türk görmek çok zor. Yollarda defalarca 18-19 yaşında tek başına dünya turuna çıkan kadınlara bile tanıştım. Bu korku neden anlamıyorum. Dil bilmediğinden mi? Başıma bir şey gelirse ne yaparım endişesi mi? Başımıza tabi ki bin bir türlü şey gelecek. İşin güzel yanı bu…

29 / 30

Güllük gülistanlık bir yolculuğun ne tadı olurdu? Zorluklarla mücadele ederek yola devam etmek bizi geliştiriyor, eğitiyor. Dil bilmeseniz de sorun yok. Yollarda İngilizce öğrenen milyon tane insanla tanıştım. Bir miktar paranız olması da yeterli. Düşük bütçeyle seyahat etme taktiklerini öğrenip, yollarda da geçici işlerde çalışarak devam ettirilebilir bir seyahatin yolunu açabilirsiniz. Yabancılarla tanıştığımda ilk tepkileri “Daha önce senin gibi sırt çantasıyla gezen bir Türk hiç görmemiştim. Yollarda hiç bir Türk’le karşılaşmadım” oluyor. Bu yüzden gerek sosyal medya hesaplarımda gerekse blog’umda hep onları motive edici yol hikâyelerimi ve tecrübelerimi paylaşıyorum. Türk insanı seyahat etmeli. Bir milletin ufku ancak bu şekilde genişleyebilir. Daha aydın bir millet için seyahat etmeli, ettirmeli. İnsanları anlamak için, dünyaya açılmak için, vizyonu genişletmek için seyahat etmeli Türk insanı.

30 / 30

“Serüvene 13.500 TL ile çıktım. Günlük harcamalarım, her gün değişiyor. Bazen hiç harcamıyorum, bazen 20 dolar, bazen 30 dolar…” Çağatay Özdemir, macerası boyunca çektiği fotoğraflarını ‘@cagatay0zdemir’ Instagram hesabından paylaşıyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.