Boşanma Sürecinde Nafaka Miktarının Artışı ve Adalet Tartışması
Boşanma sürecinde nafaka miktarının artışı, adalet ve eşitlik tartışmalarını beraberinde getiriyor. Bu yazıda, nafaka hesaplamaları, mahkeme kararları ve toplumsal etkileri üzerine derinlemesine bir inceleme bulacaksınız.
Boşanma Süreci ve Nafaka Tartışması
Kentte 2015 yılında hayatlarını birleştiren A.D. ile Ş.K., evliliklerinin 9. ayında boşanma kararı aldı. Çift, mahkeme önünde yapılan ilk duruşmada boşanma işlemlerini tamamladı. Mahkeme, A.D.’nin eski eşi Ş.K.’ye aylık 300 TL nafaka ödemesine hükmetti.
Ancak Ş.K., birkaç ay sonra mahkemeye başvurarak nafaka miktarının artırılmasını talep etti. Mahkeme, bu talebi değerlendirerek A.D.’nin, Ş.K.’ye aylık 6 bin TL nafaka ödemesine karar verdi. A.D.’nin avukatı Murat Kurnaz, müvekkilinin asgari ücretle geçim sağladığını ve 9 aylık bir evlilik için belirlenen nafaka miktarının son derece yüksek olduğunu vurguladı.
NAFAKA MİKTARI 20 KAT ARTIRILDI
Avukat Kurnaz, nafakanın ve evliliğin sürelerinin orantılı olması gerektiğinin altını çizerek şunları ifade etti: “Son günlerde nafaka hukuku ile ilgili şikayetlerin artış gösterdiğini gözlemliyoruz. Müvekkilim 2015 yılında sadece 9 aylık bir evlilik yaşamış. Kendisinin evlilikteki kusuru çok fazla olmamakla birlikte, mahkeme hakimi sembolik olarak 300 TL nafaka belirlemişti. Ancak üzerinden 10 yıl geçtikten sonra, mahkemeye nafaka artırımı talebiyle başvurulmuş. Bu durumda nafaka tam 20 kat artırılmış. Bu durum, kamu vicdanını yaralayan bir mesele haline gelmiştir.”
Kurnaz, Türk Ceza Kanunu’nun 176. maddesine atıfta bulunarak, “Bu madde aslında aylık bir nafaka öngörmüyor. 176. madde, nafakanın bir defada toplu olarak ödenmesini öngörüyor. Ancak duruma göre, irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. İslam hukukunda ve eski geleneksel hukukta ‘mihr’ olarak bilinen bir toplu nafaka ödenmesi gerektiği belirtilmektedir.” dedi.
A.D.’nin durumu hakkında konuşan Kurnaz, “Müvekkilim boşandıktan sonra 10 yıl geçmiş olmasına rağmen, fiilen sadece 9 aylık bir evliliği var. Müvekkilim, bu nafakayı ne zamana kadar ödeyecek? Bizler de bu durumdan rahatsızız, böyle bir şeyin olması adalet anlayışına ters.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, A.D.’nin asgari ücretle geçim sağladığını ve hiçbir şekilde yeniden evlenemediğini belirtirken, “Maaşının dörtte biri nafakaya gidiyor. Nafakayı ödemezse, hapis cezası riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu gerçekten bir adaletsizlik.” şeklinde konuştu.