Boğaziçi Üniversitesi’nden Ege Denizi’ndeki Deprem ve Tsunami Tehdidi Açıklamaları

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden Açıklamalar

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nde son günlerdeki gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu. Ege Denizi’nde son bir hafta içerisinde meydana gelen sismik hareketliliğe dikkat çeken Özel, bu depremler ile ilgili araştırmaların 7/24 sürdüğünü belirtti. 1-6 Şubat tarihleri arasında bölgede irili ufaklı toplam 1260 deprem kaydedildi. Bu depremlerden 100’ünün büyüklüğünün 4 ve üzeri olduğunu vurgulayan Özel, şunları aktardı:

• “2012 yılından bu yana Kandilli Rasathanesi, UNESCO desteğiyle Türkiye çevresindeki denizlerde, Akdeniz, Marmara, Karadeniz ve bağlantılı tüm denizlerde deprem sonrası oluşabilecek tsunami risklerini izlemekte ve bu konuda ilgili 13 ülkeye ve 16 enstitüye bilgi akışı sağlamaktadır. Eğer denizlerimizde, özellikle Batı kıyılarımızda büyük bir deprem meydana gelirse, tsunami mesajı Kandilli Rasathanesi’nden üretilecek ve AFAD’a iletilecektir.”

TSUNAMİ TEHDİDİ ÜZERİNE YAPILAN İNCELEMELER

Prof. Dr. Özel, bölgede meydana gelen depremlerin irili ufaklı bir şekilde devam ettiğini belirterek, “Kandilli Rasathanesi olarak yalnızca depremleri değil, aynı zamanda ‘Eğer burada büyük bir deprem olursa kıyılarımıza ulaşabilecek herhangi bir su yükselmesi ve tsunami dalgası olabilir mi?’ sorusu üzerine de incelemeler yapıyoruz. Son bir hafta içinde yaklaşık 1260 depremin analizi tamamlandı.” dedi.

Ege Denizi’ndeki depremlerin tektonik bir yapı sergilediğini ifade eden Özel, bu bölgenin tsunami açısından daha tehlikeli düşey fayların bulunduğu bir alan olduğunu kaydetti. Ege Denizi’nin son 50 yıllık deprem verilerini paylaşarak, şu bilgileri verdi:

• “1956 Amorgos Depremi, 7.7-7.8 büyüklüğünde gerçekleşmiş ve büyük bir tsunami ile ciddi hasarlar yaratmıştır. Bu depremin tsunami dalgalarının Mısır’a kadar ulaştığı tarihsel kayıtlarda mevcuttur. Ayrıca, 1989-1991 yılları arasında orta büyüklükte başlayan ancak büyük bir kırılma olmadan sonlanan bir deprem serisi yaşanmıştır. 2002-2003 yılları arasında Ege Depremi serisi, 2011-2012 yıllarında ise volkanik aktivite ile birlikte bir deprem fırtınası söz konusu olmuştur. Şu an 2024-2025 döneminde devam eden etkinlikleri yakından izlemekteyiz.”

TSUNAMİ RİSKİ VE ZAMANLAMASI

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Özel, Ege Denizi’nde tsunami oluşturma potansiyeline sahip merkezlerin bilindiğini, bu konuda deprem senaryoları üzerinde çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Ege Denizi’nde 7.5 veya 7.7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmesi durumunda, tsunami dalgalarının Türkiye’nin kıyılarına ulaşmasının yaklaşık bir saat süreceğini belirten Özel, deniz seviyesinin de yarım metre ile bir metre arasında yükselebileceğini açıkladı.

MARMARA’DAKİ DEPREM TEHDİDİ

Prof. Dr. Özel, “Olası Marmara Depremi için yeterli çalışmanız var mı?” sorusunu, “Marmara bölgesinde depremlerin tekrarlanma periyodu 250-300 yıl arasında değişmektedir. Marmara’da tarihsel depremlerin belirsizlikleri diğer bölgelerden daha fazladır.” şeklinde yanıtladı. Bu alanda olası senaryolar üzerinde çalışmalar yaptıklarını ve bölgedeki öngörülerin değişkenlik gösterebileceğini aktaran Özel, “Deprem ihtimalinin en yüksek olduğu bölgenin Orta Marmara’daki Kumburgaz Fayı olduğunu düşünüyoruz. Ancak tarihsel depremler içindeki belirsizlikler kesin öngörülerde bulunmamızı engellemektedir.” ifadelerini kullandı.

Son olarak, gelişmeleri ve depremlerin etkilerini dikkatle izlemeye devam ettiklerini belirten Özel, halkın konuyla ilgili bilinçli olması gerektiğinin altını çizdi.