DOLAR 32,4811
EURO 34,6735
ALTIN 2.408,32
BIST 10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Per 19°C
Cum 18°C
Cts 19°C
Paz 20°C

Bilgisayarlar Daha Fazla Gelişmeseydi Ne Olurdu?

27.11.2020
A+
A-

Günümüzde aynı anda birçok işlemi yapabilen, sınırların dışına çıkabilen ve hatta uzayın kapılarını insanlığa açan süper bilgisayarlar mevcut. Ancak bilgisayarlar, her zaman bugünkü gücünde ve görünümünde değildi.

Örneğin 1980’li yıllarda piyasaya sürülen BBC Micro, 640 x 256 piksel çözünürlükte ve yalnızca 8 farklı renkte grafikler oluşturabiliyordu. Nihayetinde yetenekli bilgisayar korsanları, onunla basit 3D grafikler ve hatta sözcük sentezi yapmanın bir yolunu buldu. Hatta son zamanlarda üzerinde ışın izleme gerçekleştirmenin bir yolu bile bulundu.

Teknoloji ilerledikçe Sega Mega Drive gibi farklı konsollar da ortaya çıkmaya başladı. Konsolda oynanabilen ilk oyunlardan biriyse temel bir 2D platform oyunu olan Alex Kidd’di.  Öncekilerden katbekat daha iyi olsa da burada da grafikler harika değildi fakat yıllar geçtikçe daha iyi hale geldiler.

Alex Kidd

1997 yılına gelindiğindeyse Sega, Mega Drive için son oyununu piyasaya sürmüştü. Konsol, bu tarihten sonra artık yeni oyun almasa da mevcut grafik ve sesler tamamen değişmiş, sekiz yıl içerisinde çarpıcı müzikler, paralaks ve karmaşık dönüşümlerle akıcı 2D grafikler ortaya çıkmıştı.

Zero Tolerance

Aynı donanımda daha gelişmiş grafikler:

Wolfenstein 3D

Bazı girişimci bilgisayar korsanları, Wolfenstein 3D’yi ucuz side-scroller’lar (Video oyunlarının yan kamera bakış açısından oynanması) için tasarlanmış donanımda çalıştırmayı başardılar.

Üstelik bunu yaparken konsolla ilgili hiçbir şey değişmemişti. Bir başka deyişle, oyun oluşturmak için kullanılan araçlar geliştirilmiş, matematik ve algoritmalar öne çıkmış ve tasarımcıların yaratıcılığı artmıştı fakat fiziksel donanım tamamen aynıydı.

Görünen sınırların ötesine geçmek:

Voyager 2

Bir sistemi derinlemesine anladığınızda, tasarımcılarının asla mümkün olmadığını düşündüğü şeyleri yapabilir, donanımı görünen sınırlarının ötesine taşıyabilirsiniz.

Günümüzde teknoloji her gün gelişiyor. Her hafta daha yeni ve daha hızlı bir işlemci piyasaya sürülüyor. Peki, ya durum böyle olmasaydı dünya nasıl olurdu? Ya bilgisayar hızındaki ilerlememiz aniden durduysa? Geçmişe bakacak olursak, tarih bize imkânsız görünen şeyleri yapmak için sınırlamalar etrafında çalışabileceğimizi gösteriyor.

Makineler arızalandığında bile mucizeler gerçekleşebilir. Bir örnek vermek Voyager 2 uzay sondası, gezegenimizden yaklaşık 1,5 milyar kilometre uzaklıkta bozulmuş ve gemiye, tasarımında olmayan bir şeyi yapmasını söyleyen yazılım talimatları gönderilmişti. Sonda, bu sayede görevine yarım yüzyıl daha devam edebildi.

Perseverance

Örneğin Mars, Dünya gezegeninden robotlarla yerleşim bölgesi haline getirilen Güneş sistemindeki tek gezegen. Gezegenin üstünde bulunan robotlar yakın zamanda herhangi bir donanım yükseltmesi almayacak. Ancak donanımlarının yeni görevleri gerçekleştirmesine izin vermek için yazılımları yükseltilebilir.

Tüm bu yazılanlardan bir sonuca varacak olursak belki de daha hızlı ve daha iyi donanımlara değil de daha düşünceli ve daha yaratıcı insanlara ihtiyacımız vardır. Peki, siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.