Besmi Adası’nda Su Altı Kazı Çalışmaları ve Filistin Batığı
Besmi Adası’nda gerçekleştirilen su altı kazı çalışmaları, tarihi Filistin batığının sırlarını gün yüzüne çıkarıyor. Bu eşsiz keşifler, deniz altındaki zengin kültürel mirası keşfetmek isteyenler için heyecan verici bir fırsat sunuyor.
Besmi Adası’nda Su Altı Kazı Çalışmaları Başlatıldı
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Geleceğe Miras Projesi’ çerçevesinde 2024 yılında Antalya’nın Kaş ilçesi açıklarında yer alan Besmi Adası’nın yaklaşık 45-50 metre derinliklerinde su altı kazı çalışmalarına başlayacaklarını duyurdu. Bakanlığın Kemer ilçesinde düzenlediği Su Altı Arkeoloji Müzesi kapsamında, birkaç su altı kazısını eş zamanlı olarak yürüttüklerini belirten Doç. Dr. Öniz, bu çalışmaların hem bilimsel açıdan önem taşıdığını hem de ortaya çıkan eserlerin müzede sergilenmesinin hedeflendiğini ifade etti.
Doç. Dr. Öniz, kazı çalışmalarını 12 ay boyunca sürdürebileceklerini vurgulayarak, bu kapsamda Kaş ilçesindeki Besmi Adası’nda bulunan batık üzerinde bir araştırma başlattıklarını aktardı. Bu batığın, bilinen ve turizme açık bir batık olduğunu belirtirken, derinliği nedeniyle herkesin dalış yapabileceği bir yer olmadığını da ekledi. “Çalışmalarımızı, M.S. 9-10’uncu yüzyıla ait 1100 yaşındaki amforalara yönelik gerçekleştiriyoruz,” dedi.
Filistin Batığı Saptandı
Yürüttükleri çalışmalarda batığın, Filistin’in Gazze kıyılarından yola çıkan zeytinyağı yüklü bir gemi olduğunu tespit ettiklerini aktaran Doç. Dr. Öniz, “Günümüzden 1100 yıl önce, bu bölge zeytin üretimi açısından önemli bir merkezdi. Ne yazık ki günümüzde Gazze ile ilgili aklımıza daha olumsuz olaylar geliyor, ancak umarız ki bu durum değişir,” şeklinde konuştu. Çalışmalarını yürüttükleri geminin, Gazze’den amforalara yüklenen zeytinyağı ile henüz bilinmeyen bir noktaya taşınırken Kaş açıklarında fırtınaya yakalandığını, orada bir kayalığa ya da küçük bir adaya çarparak battığını açıkladı. “Batık, derinliği ve içindeki yükü ile oldukça ilginçti. Zeytinyağı ve şarap, antik çağda gemilerin taşıdığı önemli ürünlerdi, fakat amforalardan çıkan buluntular gerçekten dikkat çekiciydi,” ifadesini kullandı.
Türkiye’de Eşine Rastlanmayan Buluntular
Antik çağda her bölgeye ait amforaların kendine özgü özellikleri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Öniz, bu batığın Filistin’den yola çıkan bir gemi olduğunu, içindeki amforaların tipolojisi sayesinde anladıklarını belirtti. Amforalardan birinde buldukları unsurların kendilerini oldukça heyecanlandırdığını söyleyerek, “Varlığı bilinmesine rağmen bu amforalarda şimdiye kadar hiç karşılaşmadığımız, dünyada ise sadece birkaç örneğini okuduğumuz bu buluntular, Türkiye’de bir ilke imza attı,” dedi.
Batıktaki amforaları su altı robotları yardımıyla yüzeye çıkardıklarını ifade eden Doç. Dr. Öniz, “Son bir yıldır derin sulara inebilen robotlarla su altı kazılarını uygulamaya başladık. Robotların yardımıyla çıkardığımız amforalardan bir tanesinin içinden zeytin, daha doğrusu zeytin çekirdekleri bulundu,” diye ekledi.
Antik Çağda Gemicilerin Besin Kaynağı
Antik çağda gemilerle taşınan en önemli yüklerin zeytinyağı, şarap ve zeytin olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Öniz, “Tunç Çağı’ndan itibaren yaklaşık 5 bin yıl boyunca Akdeniz’de gemicilerin en vazgeçilmez yiyeceği zeytin olmuştur,” dedi. Gemicilerin aylar süren yolculuklarda bozulmayan yiyeceklere ihtiyaç duyduğunu kaydeden Öniz, şöyle devam etti: “Amforalara konulan zeytin, deniz suyu içerisinde bir hafta içinde yenilebilir hale gelir ve bozulmadan aylarca kalabilir. Bu sebeple antik dönemde vazgeçilmez bir gıda maddesiydi. Ayrıca, gemilerde canlı hayvan ve buğday taşıdıklarını; gemideki değirmenlerde un haline getirilip ekmek yapıldığını da biliyoruz.”
Türkiye’deki su altı çalışmalarının büyük bir kısmının Akdeniz Üniversitesi tarafından yürütüldüğünü de belirten Doç. Dr. Öniz, zeytin çekirdeklerinin Türkiye kıyılarında karşılaştıkları ilk buluntu olduğunu vurguladı. Bu buluntuların, Kemer’de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından temeli atılmak üzere olan Akdeniz Su Arkeoloji Müzesi’nde sergileneceğini sözlerine ekledi.