DOLAR 32,2050
EURO 35,0386
ALTIN 2.471,55
BIST 10.158,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Az Bulutlu
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Per 21°C
Cum 22°C
Cts 24°C
Paz 22°C

Baharda toprak ve insan kokularıyla yollarda…

06.05.2018
A+
A-
1 / 36

Yolculuk, zaman ve mekân içinde bir yer değiştirme olsa da, yolcuyu da değiştirip dönüştürür. Yürünen yol kalbin ve ruhun genişlediği insanın kendine doğru da bir yolculuktur. Size 8 yol öneriyoruz. Sadece sağlık ya da spor için değil, Anadolu doğasını, insanını, üzerinde oturduğu binlerce yıllık eşsiz kültürel mirasını ve hatta bütünler bunların yarattığı lezzetleri tatmanız ve yaşadığınız coğrafyayı anlamak için… Bu parkurlardan her biri sizi yeni bir insan yapacak kadar deneyim ve güzellik katacak hayatınıza.

Fotoğraflar: Banu Tuna, Altay Özcan, Yıldırım Güngör, Altuğ Şenel, Ersin Demirel, Serhan Yedig, Yücel Sönmez, Alamy

2 / 36

1- ALTAY ÖZCAN / Karia Yolu
Hayata, doğaya, insanlara ve köylere yavaş çekimde tanık olacağınız Karia Yolu ile Ege’nin kalbinizde bambaşka bir yeri olacak, daha önce “Biliyorum” dediğiniz yerleri yeniden keşfedeceksiniz. Yürüyüş yolları içinde en uzunu olan bu yol aynı zamanda en fazla plaja da uğrayan yol… İsmini antik dönemde bu bölgede yaşamış olan Karia medeniyetinden alan rota üzerinde Amos, Loryma, Knidos, Halikarnassos, Mylasa, Labranda, Herakleia ve Alinda gibi bilinen kentlerin yanı sıra sayısız harabe yer alıyor. Rota sadece tarihi mekânları ile değil, içinden geçtiği sayısız plajları ve yöresel mimarisini korumuş köyleri ile de dikkat çekiyor.

3 / 36

Türkiye’nin en özel bölgelerinden biri olan Ege’yi ve buradaki hayatı yavaş çekimde yaşamak isteyenler için adım adım hazırlanmış bir gezi güzergâhı diyebiliriz.

4 / 36

Her bir bölümü farklı güzellikler sunan rotanın bölümlerini şu şekilde özetlemek mümkün. Bozburun Yarımadası: 2000 yıl önceki karakterini büyük oranda korumakta olan rota her bir tepe üzerine kurulu olan kaleleri, muhteşem manzaralara bakan antik patikaları ve korunaklı koyları ile dikkat çekiyor.

5 / 36

Kamp alanları, pansiyonları, son derece şık otelleri, isim yapmış deniz restoranları ile herkese hitap edebilecek bir bölüm olduğu söylenebilir. Datça Yarımadası: Her ne kadar bir yarımada görünümünde olsa da zorlu ulaşım olanaklarından dolayı bir ada kültürünün hâkim olduğu söylenebilir

6 / 36

Datça Yarımadası: Her ne kadar bir yarımada görünümünde olsa da zorlu ulaşım olanaklarından dolayı bir ada kültürünün hâkim olduğu söylenebilir. Eski Datça’dan başlayan rota 50’nin üzerinde koydan geçtikten sonra Balıkaşıran’da son buluyor. Rotaların uzun oluşu ve az sayıda yerleşim yerinden geçiyor olması dolayısıyla deneyimli yürüyüşçüler ve muhteşem bir doğa içinde kamp yapmak isteyenler için son derece ideal. Gökova Körfezi: Rotanın en uzun bölümünü oluşturan bu etap kâh denize inen, kâh yüksek tepelere çıkan patikaları ile görsel bir şölen sunuyor. Balıkaşıran’dan başlayan bölüm sakin şehir unvanına sahip Akyaka’ya ulaştıktan sonra Bodrum’un ara sokaklarında son buluyor. Geçtiği güzergâh üzerindeki harabeleri, ufak köyleri, koyları ve manzaraları ile Gökova’yı biliyorum diyenleri bile şaşırtıyor.

7 / 36

İç Karia: Dağlık ve korunaklı coğrafyası ile Ege kültürünün en iyi korunduğu bölgelerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kendine has mimarisi, gelenekleri, yemekleri, kıyafetleri, antik yolları, harabeleri ve Latmos Dağları’nın gerçek üstü görüntüsü ile bambaşka bir dünyadaymışsınız hissine kapılacağınız garanti. Pansiyon sayısının Bafa gölü çevresinde yoğunlaştığı bölümün diğer bölgelerinde ya geleneksel köy evlerinde kalmak ya da çadır kurmak gerekiyor.

8 / 36

Muğla ve Çevresi: Akyaka’dan başlayan rota Thera antik kentini, Değirmendere Kanyonunu ve Belen Kahvesini geçtikten sonra Stratonikeia antik kentinde son buluyor. Çoğunluğunun sakin toprak yollardan ve bir kısmının orman içi patikalardan oluştuğu bu bölümün bisikletçiler ve kültürel gezi amaçlı yürüyüş yapmak isteyenler için ideal olduğunu söyleyebiliriz

9 / 36

2- YILDIRIM GÜNGÖR / Aladağlar
Sarp ve yüksek dorukların yan yana bulunduğu Aladağlar 3 bin 500 metrenin üzerindeki zirveleri ile Torosların en yüksek kısmını oluşturuyor. Burası başka bir yerde görülmesi mümkün olmayan bitki ve çiçek çeşitliliği ile sizi şaşırtacak aynı zamanda Himalayalar’da olduğunuz hissini uyandıracak yegâne yer. Niğde’nin Çamardı ilçesinden başlayan yolculuk, Demirkazık Köyü’nden geçerek ‘Karayalak Boğazı’nın girişinde yer alan Sokullupınarda sona erecek. Burada çantalarınızı sırtlanarak yürüyüşe başlayabilirsiniz. Doğa, en gizli hazinelerini bu dağların kuytularında saklamış sizi bekliyor.

10 / 36

Bir zamanlar Niğde tarafından gelenler bu boğazı, Adana tarafından gelenler de ‘Hacer Boğazı’nı kullanarak yazın yayladıkları ‘Yedigöller Platosuna’ ulaşırmış. Tüm malzemeler at ve katırlara taşınır, sabah başlayan yolculuk akşama ancak bitermiş. Yüksek zirvelerin arasından geçen bu yolculuk biraz yıpratıcı…

11 / 36

İki kaya duvarının arasındaki dar geçit uygarlıkla olan ilişkinizin sınırı. Geçidi geçtikten sonra boğaz boyunca patikayı hiç bırakmayın. Yavaş yavaş ama sürekli bir tempoda, yer yer ayakta kısa molalar vererek yürüyeceksiniz. Yükseklere çıktığınız için hızlı tempoda yürümekten özellikle kaçının. Bu kadar yavaş bir tempoda yürümenize rağmen kısa sürede hızla yükseldiğinizi göreceksiniz. ‘Karayalak Vadisi’nin dar girişinden başlayan yürüyüş dik eğimde devam ederek önce ‘Çelikbuyduran’ pınarına sonra da ‘Yedigöller’ aşıtına ulaşıyor.

12 / 36

Vadinin içinde yürürken tümü 3 bin 500 metrenin üzerinde olan, ‘Karasay’, ‘Eznevit’, Kızılkaya ve zirveleri eşlik edecek. Aşıta çıkınca Yedigöller’in muhteşem manzarası ile karşılaşacaksınız. Bir zamanlar buzullarla kaplı bu bölgede bu gün buzul gölleri kalmış durumda. Platonun en görkemli zirvesi olan 3510 metrelik ‘Direktaş’ buradan muhteşem gözüküyor. Aşıttan Yedigöller’e kadar olan son etap yarım saat çekiyor. Burada oyalanıp geri dönebilir veya büyük gölün kenarına kamp kurarak Aladağların bu fazla ziyaret edilmeyen bölgesini daha iyi tanıyabilirsiniz. Sabah erkenden ‘Hacer Boğazından’ devam ederek ‘Kapuzbaşı Şelalelerine’ gidebilirsiniz.

13 / 36

3- ALTUĞ ŞENEL / Frig Yolu
Frigyalılar’ın kayalara evler, kaleler, anıtlar oyarak kurduğu medeniyetin izlerini süren yol bozkırda insanıyla, çiçeğiyle enfes bir coğrafyada dolaşıyor. Türkiye’nin en bakir rotalarından olan yolun birçok parkuru bisiklet için de son derece ideal.

14 / 36

‘Frig Yolu’, MÖ 1000-700 arasında Friglerin hüküm sürdüğü, Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya illeri arasında kalan bölgede, antik yollar ve yerleşimler esas alınarak oluşturulmuş, ‘Frig Vadileri’ boyunca yürüyerek veya bisiklet ile geçilebilen uzun bir kültür rotası. Yola, siyasi başkent Gordion (Polatlı, Ankara), Seydiler (Afyonkarahisar) ve Yenice Çiftliği’nden (Kütahya) başlanabiliyor.

15 / 36

Frig Vadileri’nin sıra dışı dokusunu oluşturan peribacası formundaki tüfler rotalar boyunca yürüyüşçülerin karşısına çıkıyor. Dini merkez ‘Yazılıkaya’, Frig Yolu’nun üç rotasının kesiştiği nokta aynı zamanda. Frig Vadileri’nde en çok ziyaret edilen Yazılıkaya Midas Anıtı’nın yanı sıra burada su sarnıçları, antik yollar, sunak alanı ve Friglerin anıtlarını nasıl inşa ettiklerine yönelik önemli ipuçları veren ‘Bitmemiş Anıt’ bulunuyor.

16 / 36

MÖ 7. yüzyılda Kafkasya üzerinden gelen Kimmerler’in saldırısı sonrası etkinliklerini kaybeden Frigler, varlıklarını Roma dönemine kadar küçük gruplar halinde sürdürmüşler. Bugün bile alfabelerinin çözülemediği, tarihsel olarak yeterli bilgiye sahip olmadığımız Friglerin coğrafyası sadece doğaseverlerin değil, arkeoloji meraklılarının da ilgisini çekmeye devam ediyor.

17 / 36

4- ERSİN DEMİREL / Hitit Yolu
Bahar aylarında en güzel görünümünü alan bu parkurda gelinciklerin ve papatyaların coştuğu bir ortamda yürürken, geçmiş çağların eski zaman tablosunu yansıtan tarihi mekânları keşfedeceksiniz.

18 / 36

Çorum ilinin güneyindeki en önemli Hitit kentleri olan Alacahöyük-Hattuşa-Şapinuva ekseninde yer alan Hitit Yolu, bu uygarlığın yaşadığı bölgedeki tarihi ve doğal güzellikler içinde hoş bir yolculuk vaat ediyor.

19 / 36

Hitit Yolu parkurları, genç-yaşlı herkese hitap eden kolay güzergâhlara sahip… Bölge çok fazla yükseltilere sahip olmadığı için tüm parkurlar, kısa iniş ve çıkışları içeriyor. Rota, tarihi mekânların yanı sıra göletler, ‘Alaca Vadisi’ ve ‘İncesu Kanyonu’ gibi doğal oluşumları ziyaret ediyor. Hitit Yolu’nun en zorlu etabı birçok dere geçişi içeren 27 kilometrelik ‘Alaca Çayı Vadisi’. Ayrıca ‘İncesu Kanyonu’ tepelerine çıkan parkur, size inanılmaz fotoğraf kareleri sunacak.

20 / 36

Çorum il merkezi ile Alacahöyük ve Boğazkale beldelerinde konaklama olanakları mevcut. Ayrıca İncesu Köyü’nde bir bungalov tesisi bulunuyor. Külah, Sultanköy ve Karahacip gibi bazı köylerde aile pansiyonculuğu yapılıyor. Boğazkale, Çatak, Soğucak, Evci ve Kızılhamza göletleri kamp için uygun mekânlar. Çorum ili; İstanbul’a 614, Ankara’ya 244, Merzifon Havalimanı’na ise 63 kilometre uzaklıkta bulunuyor.

21 / 36

5- SERHAN YEDİG / Macahel
Macahel suyla haşır neşir bir coğrafya. Berrak havada yürürken aşağılardan, Karadeniz’den yükselen, dalgalar gibi vadilere vurarak yaylaları kaplayan bulutları, onların bıraktığı suyla ormanlar içinde oluşan derecikleri, küçük çağlayanları izlemek, doğanın sürekli değişen sesini dinlemek bu parkurdaki yürüyüşlere farklı bir boyut katıyor.

22 / 36

6 köyden oluşan Macahel’in merkezi Camili’de TEMA Vakfı’nın konuk evi kanalıyla rehber bulup yaylalara yürümek mümkün. Ben bölgenin en yüksek yaylasından başlayıp 300 metre irtifadaki Camili’ye inmeyi tercih ettim.

23 / 36

‘Beyazsu’, Borçka’ya 53 km uzakta, Karçal’ın kar sularının beyaz köpüklerle yeryüzüne çıktığı 2300 metre irtifadaki bir düzlükte. TEMA’nın desteğiyle Beyazsu Pansiyon’u kuran emekli bankacı Hızır Atar, misafirlerine ulaşımdan rehberliğe yardımcı oluyor.

24 / 36

Beyazsu’yu kuzeyde, Gürcistan sınırındaki Camili’ye bağlayan 20 km’lik parkurda yürüyüşçüyü zorlayacak dik, sarp, tehlikeli geçiş yok. Son 8.5 kilometresi orman yolu. Camili’den araç ayarlayıp bu bölümü atlamak mümkün.Camili inişine sabah 8.00’de başladım. Ormanın içinde kıvrılan patikadan yaklaşık bir saat sonra ulaştığım ‘Gorgit Yaylası’ yeryüzünün mucizelerinden. 1760 metre irtifadaki su basar ormanın kıyısına kurulmuş. Arkasındaki tepelerden inen dört derenin beslediği çayırları İrlanda bataklık orkidesi, zambaklar, çiğdemler ve bin bir çiçekle cennet bahçesi gibi. Yürüyüşçüler için bir de pansiyonu var.

25 / 36

Gorgit’ten Efeler’e inen patika rengârenk orman gülleriyle kaplı. Dere ve bataklıklara köylü ahşap köprüler yapmış. Patika Avrupa’nın en yaşlı ormanlarından Edrene ve Çugat’ın kıyısından geçiyor. Kimi doğu gürgeni, ladinin boyu 50 metreyi geçiyor. Gövdesi 5-6 kişinin el ele tutuşarak çevreleyebileceği kadar geniş. Geyik, karaca, bozayı gibi çok sayıda yaban hayvanının yaşadığı ormanlarda köylü arıcılık yapıyor.Aksu Mahallesi patikanın sonu! Kestane, ıhlamur, gürgen ağaçlarıyla kaplı vadide Efeler Deresi gök gürültüsü gibi sesler çıkararak akıyor. Yaklaşık 200 metre üstündeki stabilize yol vadinin kıyısını izleyerek Camili’ye kadar uzanıyor. Derenin sesi, yola şemsiye olan ağaçlar bu yolda yürümeyi de cazip hale getiriyor.

26 / 36

6- YÜCEL SÖNMEZ / Aziz Paul Yolu
Büyük çoğunlukla ormanlık alanlardan geçen, kanyonlarla ve patikalarla dolu eski Roma ve göç yollarını takip eden yürüyüş yolu boyunca köylerde konaklayarak geleneksel mutfaklarını tatma şansı bulabilirsiniz. Özellikle Sütçüler ve Eğirdir Gölü civarında daha önce hiç görmediğiniz çiçekler, ağaçlar, kuşlarla karşılaşacaksınız. Aziz Paul Yolu’nun, Antalya’da iki koldan başlayıp 500 km sonra Eğirdir Gölü’nün kuzeydoğusundaki Yalvaç’ta biten bir rotası var. Yürüyüşe Perge’den ya da Köprülü Kanyon Ulusal Park’ın girişindeki Beşkonak’tan başlayabilirsiniz. Roma antik kenti Adada’da birleşen yol Roma yolları, patikalar ve orman yollarından geçiyor. Ancak benim önerim rotaya tersten başlayıp Antalya’da denizle kucaklaşarak yolu bitirip yorgunluk atmanız.

27 / 36

Aziz Paul’un Anadolu’da ki ilk seyahatinde geçtiği yerleri takip eden, deniz seviyesinden başlayıp 2000 metrelerin üzerine kadar çıkan Aziz Paul Yolu Likya Yolu’na kıyasla daha bakir ve daha zorlu bir yol olsa da dağ bisikleti için oldukça güzel parkurlar içeriyor. Yürüyüş için en iyi zamanın ilkbahar ya da sonbahar olduğu parkur birçok noktada kırsal yaşamla kesişiyor. Bu da yürüyüşçülere köy evleri ya da küçük pansiyonlarda konaklama imkânı sunuyor. Ancak rota günlük uzun yürüyüş parkurlarıyla dolu! Bu da birçok noktada kamp yapmak anlamına geliyor ki parkur bu anlamda da şahane kamp alanlarıyla yürüyüşçüleri karşılıyor. Yolun yürüyüşçülerin hayatına kattığı en büyük güzellik ise Akdeniz’den içlere doğru yol aldıkça iklimle birlikte değişen canlı ve bitki çeşitliliği. Yol boyunca daha önce hiç görmediğiniz çiçekleri görecek, servi ve sedir ormanlarından geçeceksiniz. Son olarak; Likya Yolu’ndan daha karışık bir rotaya sahip olan Aziz Paul Yolu’nda cps ya da rehber kitap olmadan yürüyüşe başlamamanızı öneririm.

28 / 36

7- BANU TUNA / İstiklal Yolu
Kastamonu’nun yerlileri Cephane Yolu diyor. İnebolu’dan başlayıp ta Ankara’ya kadar uzanıyor. Deniz kıyısından yola çıkıyor, dik yokuşlara dönüşerek dağları tepeleri, nehirleri aşıp bozkıra varıyor. Kurtuluş Savaşı sırasında kullanılan, İnebolu – Ankara arasında teknelerle gelen cephanenin, kağnılarla cepheye ulaştırıldığı yol. Üstelik yol boyu nefis lezzetler tadabileceğiniz sayısız durak barındıran bir rota bu.

29 / 36

İstiklal Yolu İnebolu Türk Ocağı binası önünden başlayıp merkeze bağlı Emirler Şekerköy’de sona eren 95 kilometrelik bir yol. Bundan iki yıl önce başlayan çalışmalarda İnebolu Türk Ocağı Binası Genelkurmay Başkanlığı’nın yardımlarıyla restore edildi, İnebolu’ya Hamamcı Kadı Salih Reis’in heykeli dikildi, geriye sadece temelleri kalan Küre’deki Ecevit Han ayağa kaldırıldı, Kastamonu Cumhuriyet Meydanı yeniden düzenlendi, Mimar Vedat Tek Kültür Merkezi açıldı, Halime Çavuş heykeli dikildi.

30 / 36

Yani İstiklal Yolu’na çıktığınızda sadece yol yürümüyor, tarihin içinde dolaşıyorsunuz. Üstelik lezzetli bir yol bu. Kastamonu yöresinin zengin bir mutfak kültürü var.

31 / 36

lbette ilk akla gelenler ekşili pilav, etli ekmek, kuyu kebabı ve tirit. Etli ekmek demişken, Kastamonu’da 52 çeşit ekmek yapıldığını söylemekte yarar var.

32 / 36

Oraya kadar gitmişken Ecevit çorbasının, soğuk paçanın, pastırmalı ekmeğin, cırık tatlısının ve çekme helvanın tadına bakmak şart. Pastırmalı ekmek ve tirit için mayısın üçüncü haftasına kadar gitmeniz lazım, sonrasında bu ikisinin yerini kuyu kebabı alıyor.

33 / 36

8- YÜCEL SÖNMEZ / Likya Yolu
Akdeniz’in güzelliğini ve Antik Likya döneminin gizemini yaşayabilmek için Likya yolunda yapılacak bir yürüyüş boyunca el değmemiş küçük koylardan, çok fazla insanın yaşamadığı dağ ve ova köylerinden geçerek hem Akdeniz kültürünü ve doğasını tanımış olacak hem de ileride rüyalarınıza girecek kadar güzel manzaralar göreceksiniz.

34 / 36

Türkiye’nin ilk uzun mesafeli yürüyüş yolu olma özelliğine sahip olan ve Likya antik kentlerini birbirine bağlayarak ilerleyen yolun 2015 yılına kadar uzunluğu 509 km’ydi. Hisarçandır Köy’ünde biten yol, yeni eklenen Çıtdibi ve Geyikbayırı etapları ile beraber 535 km.’ye ulaşmış durumda. Yol Geyikbayırı’nda son buluyor. Yolun tamamı işaretlenmiş durumda. Yolun birinci bölümünde Uzunyurt (Faralya) Köyü, Dodurga Köyü, Sdyma, Pınara, Leton, Xanthos yerleşimleri ve incecik kumlarıyla eski bir liman bölgesi olan Patara yer alıyor.

35 / 36

Antiphellos, Apollonia, Simena, Myra, Limyra, Rhodiapolis, Gagai, Melanippe, Gelidonia, Edrassa, Olympos, Chimaera ve Phaselis ikinci bölümde bulunuyor. Yürüyüş için en uygun mevsim Nisan-Mayıs, Eylül-Ekim dönemleri. Bu zaman aralıkları aynı zamanda yol üzerindeki su kaynaklarının da en canlı, Akdeniz güneşinin ise etkisinin en az olduğu zamanlar. Sert iniş ve çıkışlar içeren yolun günlük yürüyüş aralıkları ya su kaynağından su kaynağına, ya da konaklanacak yere kadar belirleniyor. Yolda birçok konaklama olanağı olmasına karşın yine de çadır şart ve bunun için mükemmel noktalar bulunuyor rota üzerinde.

36 / 36

Yolun bazı bölümleri tatsız ve asfalta inerek büyük kasabaların içinden devam ediyor. Böyle yerleri es geçerek hem zaman kazanabilir hem de enerjiden tasarruf edebilirsiniz. Bunun için elinizde mutlaka bir rehber kitap olmasında ya da rehber desteği almakta fayda var.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.