Avusturya’da Dini ve Kültürel Şehir Konferansı

Avusturya’nın Başkenti Viyana’da Dini, Kültürel ve Düşünsel Şehir Yaklaşımları Üzerine Konferans

Viyana, Avusturya’nın kültürel ve tarihsel zenginliğinin kalbi olarak, YEE (Yeniden Doğu ve Doğu Avrupa Medeniyetleri Enstitüsü) tarafından düzenlenen önemli bir konferansa ev sahipliği yaptı. Bu etkinlik, şehirlerin oluşumunda belirleyici olan dini, kültürel ve düşünsel unsurların derinlemesine incelendiği ve tartışıldığı bir platform olarak öne çıktı.

Başkentteki Urania Konferans Salonunda gerçekleştirilen programa, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Gürsel Dönmez, saygın mütefekkir Prof. Dr. Sadettin Ökten ve çok sayıda akademisyen, düşünce insanı ile temsilci katıldı. Ayrıca, çeşitli kültürel ve düşünsel kurumların yöneticileri de bu önemli etkinlikte yer aldı.

Konferansın Moderatörlüğü ve Katılımcılar

Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Tacettin Kutay’ın moderatörlüğünü yaptığı programda, katılımcılar şehirlerin ve medeniyetlerin oluşumunu etkileyen temel faktörleri detaylıca tartıştı. Büyükelçi Dönmez ve Viyana YEE Müdürü Halil İbrahim Doğan ise program boyunca yaptığı konuşmalarla katılımcılara yön verdi ve etkinliğin önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Sadettin Ökten’in Şehir ve Kültür Analizi

Prof. Dr. Sadettin Ökten, şehirlerin, toplumların birikimini ve kimliğini yansıtan en önemli unsurlar olduğuna vurgu yaptı. Ona göre, “Şehirler, sahip oldukları inanç, değer ve kültürel yapı doğrultusunda şekilleniyor ve evrilerek toplumların yaşam tarzını belirliyor.” Bu bağlamda, şehirlerin sadece fiziksel yapılar değil, aynı zamanda insanların ruh ve düşünce dünyasının da yansıması olduğunu belirtti.

Ökten, şehirlerin inşa edilmesi veya dönüştürülmesi sürecinde, o şehrin hakim olan erk, iktidar ve bu iktidarın zihniyetinin belirleyici olduğunu ifade etti. “Bir şehre baktığımızda, onun iç dinamiklerinin ve iktidar yapısının, mimari ve kültürel oluşumlara doğrudan yansıdığını görüyoruz.” dedi.

Viyana’nın Kültürel Özellikleri ve Amerikan Kültürünün Etkisi

Ökten, Viyana’nın Orta Avrupa’nın kültürel dokusunu muhafaza eden ve henüz tamamen Amerikan kültürünün etkisine girmemiş bir şehir olduğunu vurguladı. “Viyana, tarih boyunca hem geleneksel hem de modern unsurları harmanlayan bir yapıya sahip. Bu şehir, kültürel bir köprü olmayı sürdürüyor ve bu özelliğiyle öne çıkıyor.” şeklinde konuştu.

Ancak, şehirdeki değişimleri ve gelişmeleri gözler önüne seren bir diğer önemli konu ise, Amerikan kültürünün doğuş ve yayılma sürecidir. Ökten, Tuna Nehri kıyısında yaptığı gözlemlerinde, Amerikan kültürüne ait unsurları fark ettiğini ve “Amerikan kültürünün geldiği yer de ot bitmez.” ifadesiyle, bu kültürün sınır tanımadığını ve sürekli genişlediğini belirtti.

Günümüz Küresel Kültür ve Toplumsal Dönüşüm

Birinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ortaya çıkan tüketim kültürünün günümüzde değiştiğine işaret eden Ökten, küresel sermayenin hızla ve sınırsız bir biçimde büyüdüğünü vurguladı. “Artık sadece satın almak önemli, satmak ve tekrar almak ise yaşamın temel dinamiği haline geldi. Bu döngü, küresel medya ve iletişim araçlarıyla hızla yayılıyor.” ifadelerini kullandı.

Ökten, bu gelişmelere karşı çıkan siyasi ve toplumsal yaklaşımların da olduğunu belirterek, “Bazı güçler, kendi ideolojilerini dayatmak ve toplumu şekillendirmek adına korkutucu yöntemler kullanıyor. ‘Benim dediğimi yapmazsan sana iktidardan düşürürüm’ tarzında tehditler söz konusu.” şeklinde konuştu.

İslam ve Kimlik Koruma

Batı kültürünün hakim olduğu coğrafyalarda yaşayan Müslümanların, kendi kimlik ve değerlerini koruyarak yaşamlarını sürdürmelerinin önemine dikkat çeken Ökten, en büyük gücün bireyin kendini tanımasında yattığını ifade etti. “Kendini bilen kişi, sınırlarını belirler ve bu sınırları aşmamaya özen gösterir. Bu, özellikle göçmen ve müslüman topluluklar için hayati bir öneme sahiptir.” dedi.

Sonuç olarak, şehirlerin kültür ve kimlik inşasında bireysel bilincin ve toplumsal değerlerin korunmasının, uzun vadeli barış ve istikrarın anahtarı olduğunu sözlerine ekledi.

Kaynaklar ve Sonuç

Etkinliğin sonunda, katılımcılar ve konuşmacılar, şehirlerin oluşumu ve dönüşümünde dini, kültürel ve düşünsel unsurların ortak paydasını yeniden değerlendirdi. Bu konferans, hem tarihsel hem de güncel perspektiflerle şehirlerin ruhunu anlamaya yönelik önemli bir adım oldu.

Kaynak: AA / Aşkın Kıyağan – Kültür Sanat, Haberler.com