DOLAR 32,2020
EURO 35,0069
ALTIN 2.504,53
BIST 10.643,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Paz 23°C
Pts 23°C
Sal 25°C
Çar 22°C

Aşık olma korkusu: Filofobi nedir?

17.08.2020
A+
A-

ABONE OL

Dış görünüşü bozan akneler, özgüven eksikliği ve psikolojik sorunlara neden olabiliyor.

Yetişkinler bu sorunla daha kolay mücadele edebilirken, 12-18 yaş aralığındaki çocuk ve gençler zorlu bir süreç geçirebiliyor.

Akneler çoğu zaman çeşitli yöntemlerle yok edilmeye çalışılırken daha kalıcı hale gelebiliyor. Bu neden ile bir uzmandan yardım almak büyük önem taşıyor.

Dermatologun muayene ve gerekirse kan tetkiklerini yapmasının ardından aknenin nedeni saptanacaktır. Takip eden süreçte ise amacımız aknenin sebebine yönelik tedavilerle birlikte elimizi çabuk tutup leke veya iz kalmadan olayı çözmek olmalıdır.

Aknelerden kurtulmak için kulaktan dolma bilgileri denemek başarısızlıkla sonuçlanabilir. Doğru tedavi uygulanması, sonrasında iz kalmaması son derece önemlidir.

Akneler eğer doğru zamanda tanı konup tedavi edilmezse ömür boyu kalıcı izler bırakabilir.

Sivilceli bölgenin sürekli ve kontrolsüz bir şekilde sıkılması, patlatılması, tırnaklanması ve oynanması iz kalmasına neden olur.

Sıkılan sivilceler derine doğru inerek daha yangılı ve iz bırakan sivilcelere dönüşür.

Aknelerin ergenlik çağında ‘Geçer’ diye düşünülerek önemsenmediğini söyleyen uzmanlar, bu neden ile ileride akne izi problemi yaşanabileceğini söylüyor.

Beyaz un ile yapılan ekmek, makarna, tatlı ve hamur işleri, beyaz pirinç, nişasta, asitli ve şekerli içecekler, toz şeker, akçaağaç şurubu, bal veya agave gibi tatlandırıcılar, kızartma, hamburger gibi fastfood gıdalar hem genel sağlık hem de cilt sağlığı için büyük tehdit.

Az su içilmesi, aşırı çay ve kahve tüketiminin de akne oluşumunu tetikliyor.

Çok yağlı, akne oluşumuna meyilli ciltlerde kök tohumlar olan fındık, fıstık, badem kaju, çekirdek ve avakado tüketimi de akne gelişmesine yol açabilir.

Ayrıca diyet süt ve süt ürünlerinin de akne gelişimini tetikleyebileceği ve var olan akneyi kötüleştirebileceğine dair araştırmalar da bulunuyor.

Akneler iyileşirken sadece yüzeysel kahverengi lekeler bırakmışsa cilt yenileyici bazı kremler işe yarayacaktır. Ek olarak meyve asitleri kullanılarak yapılan kimyasal peeling tedavisi cildin üst tabakasını soyarak akne sonrası kalan lekeleri ortadan kaldırır.

Orta derinlikte bir hasar oluşmuş ve ciltte çukur izler kalmışsa dermapen ve altın iğneli radyofrekans gibi mikroiğneleme teknikleri ile ciltte mikrokanallar açılarak cildin iz kalan alanlardaki fonksiyonlarını yitirmiş hücreleri hasarlanır ve doğal yara iyileşmesiyle sağlıklı hücrelerinin bu bölgeye göçü tetiklenerek iyileşme süreci başlatılır.

Çok derin izler, çukurlar ve yıllardır var olan sivilce lekelerinde ise cildin daha alt tabakalarının yenilendiği bir tedavi uygulanır.

Bu amaçla, fraksiyonel lazer ve iğneli radyofrekans sistemleri kullanılarak cildin üst tabakası soyularak yenilenirken bir yandan da cildin alt tabakalarında kollajen sentezi ve yeni hücre yapımı uyarılır.

Çok derin çukurlarda ise dolgu maddelerinin yardımı ile çukurların derinliği azaltılır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.