Antalya’da Müzik Tutkusu ve Nostaljik Klavye Koleksiyonu
Antalya’da müzik tutkunları için nostaljik klavye koleksiyonları ve müzik sevgisi hakkında ilgi çekici içerik. Müzik ve koleksiyon tutkunları için ideal rehber.
Yılların Müzik Aşkını Nostalgik Klavyelerle Taçlandırdı
Antalya’nın sevilen müzik öğretmenlerinden Gökhan Heparslan, 40 yılı aşkın süredir sürdürdüğü müzik tutkusunu, koleksiyon haline getirdiği ve büyük bir özenle koruduğu 90’lı yıllara ait nostaljik müzik klavyeleriyle yeniden canlandırıyor. Bu özel koleksiyon, onu geçmişe doğru bir zaman yolculuğuna çıkarırken, aynı zamanda genç nesillere de müzik sevgisini aşılamanın bir yolu oluyor.
Gökhan Heparslan’ın Müzik ve Koleksiyon Hikayesi
Antalya Muratpaşa Bilim ve Sanat Merkezi’nde müzik öğretmenliği yapan Gökhan Heparslan, müzikle iç içe büyüyen bir ailede yetişti. Babasının amatör bir bestekar, annesinin ise Hacettepe Üniversitesi Türk Halk Müziği Korosu’nda bağlama çalması, onun çocuk yaşlardan itibaren müziğe olan ilgisini pekiştirdi. Küçük yaşta aldığı ilk klavyesiyle başlayan bu tutku, zamanla genişleyen ve zenginleşen bir koleksiyon haline dönüştü.
Hatıralarla Dolu Nostaljik Klavyeler
Heparslan, ilk klavyesini 9 yaşında babasından armağan olarak aldığını belirterek şunları ekliyor: “Zaman içinde her biri ayrı bir anıyı ve duyguyu barındıran klavyeleri toplamaya başladım. Koleksiyonumda, 1993 yılında Burak Aydos’un televizyon yarışmasında kullandığı klavyeden, Ankara Devlet Tiyatroları’nda sahnelenen ‘Savaş Baba’ oyununun müziklerini bestelediğim enstrümanlara kadar pek çok özel ve anlamlı cihaz bulunuyor. Türk müziğine uygun ritim ve koma sistemlerine sahip olan bu klavyeleri, müzik eğitimimde de aktif olarak kullanıyorum.”
Geçmişe Özlem ve Tutku
Gökhan Heparslan, koleksiyonunu şu sözlerle tanımlıyor: “Benim için bu klavyeler, sadece enstrüman değil; aynı zamanda geçmişe duyduğum derin bir özlemin ve müzikle olan bağımın simgesi. Her bir parçanın teknik özelliklerinden çok, bana hatırlattığı anılar ve yaşanmışlıklar önemli. Koleksiyonumu tamamlamak adına şu anda 7 klavye daha arıyorum. 30-40 yıl önceki enstrümanlar, zamanla değer kazanıyor ve her biri bir hikâye anlatıyor.”
Arkadaşlarının Mirası ve En Değerli Enstrümanlar
Koleksiyonundaki en anlamlı parçalardan biri, vefat eden yakın dostu Tanyolaç Aygün’den kalan klavye. Heparslan, “Dostumun eşi Güler Hanım, bana bu enstrümanı hediye etti ve ‘bu, seninle birlikte ölümsüzleşsin’ dedi. Bu klavyeyi özenle saklıyorum; dostluk ve sanatın kalıcılığını temsil ediyor” diye anlatıyor. Ayrıca, yüzlerce müzik hatırasını taşıyan toplam 17 klavye ile geçmişe ve dostluklara duyulan sevgiyle dolu anılar biriktirmiş durumda.
Geleceğe Aktarılacak Hikâyeler
Heparslan, koleksiyonunu tamamladığında, bu değerli enstrümanların taşıdığı hikayeleri ve duygu dolu anıları gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor. “Her klavye, bir yaşam öyküsü ve bir duygunun yansıması. Bu koleksiyon, sadece müzik değil, aynı zamanda yaşamın ve dostluğun da simgesi olacak” diyerek sözlerini tamamlıyor.