DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Alzheimer’da Dil ve İletişim Bozukluklarının Erken Belirtilerine Yönelik Klinik Perspektifleri

Alzheimer’da dil ve iletişim bozukluklarının erken belirtilerine ilişkin klinik perspektifler ve erken tanı için ipuçları.

15.09.2025
A+
A-

Biruni Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Fenise Selin Karalı, dilsel değişimlerin Alzheimer hastalığının tanı süreçlerinde ve hastalığın ilerlemesini izlemekte kritik göstergeler olarak öne çıktığını ifade ediyor. Üniversite açıklamasında, hastalığın yalnızca hafıza kaybıyla ilişkilendirilmemesi gerektiğine dikkat çekiliyor; dil ve iletişim becerilerindeki zorluklar erken dönemden itibaren önemli belirtiler arasında yer alıyor.

Fenise Selin Karalı, Alzheimer’ın yalnızca bir hafıza problemi olarak görülmemesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Dilsel değişimler, tanı konma sürecinde ve hastalığın ilerlemesini izlemede hayati roller oynuyor. Son dönemdeki çalışmalar, hafif bilişsel bozukluk aşamasında bile dil işlevlerinde etkilenme gösterebildiğini gösteriyor. Kelime bulmada güçlük, anlatı kurma zorlukları ve diyalog sürdürememe gibi bulgular, erken sinyaller arasında sayılabilir.” Karalı, dil bozukluklarının yalnızca iletişim sorunu olmadığını, bilişsel gerilemenin erken göstergeleri olduğunu vurguluyor. Erken dönemde başlanan dil ve konuşma terapilerinin, bireyin iletişim becerilerini olabildiğince korumaya yardımcı olacağını ve sosyal ilişkilerin sürdürülmesi ile yaşam kalitesine doğrudan katkı sağlayacağını ifade ediyor.

Hastalığın ileri aşamalarında yutma işlevlerinde de bozulmalar görülebilir. Disfaji olarak adlandırılan bu durum, güvenli beslenmeyi tehdit ederken aspirasyon riskini artırabilir. Dil ve konuşma terapistleri, bu noktada iletişim yetilerini yanı sıra ağız-motor fonksiyonları ve yutma becerilerini de değerlendirip uygun terapötik yaklaşımları uyguluyor.

Biruni Üniversitesi Dil ve Biliş Laboratuvarı’nda Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıklara bağlı dilsel değişimler üzerine yürütülen araştırmalar, dilin hem tanılayıcı hem de müdahale edici bir araç olarak nasıl kullanılabileceğini aydınlatmayı amaçlıyor. Bu çalışmaların klinik uygulamalara yol gösterici nitelikte olması hedefleniyor.

Kaynak: AA / Oktay Özdemir – Ekonomi Kaynak: Haberler.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.