Alzheimer’a Karşı Aktif Yaşam ve Önleyici Etkiler: Koçak’tan Öneriler

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Nuri Koçak, Alzheimer’dan korunmada fiziksel ve zihinsel aktivitelerin önemine vurgu yapıyor. Spor yapmak, bulmaca çözmek, kitap okumak ve tiyatro-sinema gibi etkinlikler, beyindeki dejenerasyonu yavaşlatabilir veya belirtileri geciktirebilir. Dünya Alzheimer Günü kapsamında AA muhabirine bu konudaki görüşlerini paylaşan Koçak, hastalığın tedavisinde büyük gelişmelerin sınırlı olduğunu belirtiyor.

Koçak’a göre, Alzheimer hastalığı beyin hücrelerinde amiloid gibi yabancı maddelerin birikmesiyle ortaya çıkan bir nörodejeneratif bozukluk. Hafızayı oluşturan ve yöneten beyin bölgelerindeki dejenerasyon, günlük yaşamı etkileyen sorunlara yol açıyor. Hastalık ilerledikçe isimleri hatırlamakta güçlük, son tanışılan kişiler ve olayları tanıma zorluğu gibi belirtiler belirginleşiyor; en ileri evrede ise kişinin kendi adını dahi unutması ve bakıma bağımlı hale gelmesi söz konusu olabiliyor.

Türkiye verileri, 2022 yılında demanslı hasta sayısının yaklaşık %5,5 civarında olduğunu ve bunların büyük çoğunluğunun Alzheimer olduğuna işaret ediyor. 600 bin yakın kullanıcıda aileler bu durumdan etkileniyor. Yıllar geçtikçe dünya genelinde demansla mücadele eden kişi sayısının artması bekleniyor; 2050’lerde yaklaşık 132 milyon olabileceği öngörülüyor. Bu nedenle, beyine kan akımını artıracak fiziksel ve zihinsel aktiviteleri günlük yaşamın bir parçası haline getirmek kritik öneme sahip.

Koçak, beyin sağlığını korumada stres yönetimi ve olumlu bir çevrede yaşamanın da büyük rol oynadığını vurguluyor. Ayrıca sigara ve alkolün sınırlandırılması, Akdeniz tipi beslenme ve zengin antioksidan alımının riskleri azaltabileceğini belirtiyor. Yüksek tansiyon, kolesterol, diyabet, obezite ve damar hastalıklarının Alzheimer riskini artırdığına dikkat çekiyor.

Güçlü bir korunma için ailecek ve çocuklarla yapılan ortak aktiflerin ileride hafif belirtilerle başa çıkmaya yardımcı olabileceğini ifade ediyor. Şüphe durumunda mutlaka bir nöroloğa başvurulması ve gerekli tetkiklerin yapılmasının önemini de vurguluyor.