Altın Fiyatlarındaki Dalgalanma ve Piyasa Beklentileri
Altın fiyatlarındaki dalgalanmalar ve piyasa beklentileri hakkında güncel analizler, uzman görüşleri ve geleceğe yönelik tahminler burada.
Altın Piyasasında Son Durum ve Analizler
Yatırımcılar, Çarşamba günü açıklanacak olan Federal Rezerv faiz kararı öncesinde altın fiyatlarındaki oynaklığı yakından takip ediyor. Risk iştahındaki artış ve petrol fiyatlarının yaşadığı yeni düşüşler, altın üzerinde baskı oluşturuyor. Analistler, piyasalardaki gelişmelerin altın fiyatlarını nasıl etkileyeceğine dair çeşitli değerlendirmelerde bulunuyor.
Carsten Fritsch: Risk Duyarlılığı ve Ukrayna Gelişmeleri Altın Fiyatını Etkiliyor
Commerzbank analisti Carsten Fritsch, altın fiyatlarındaki düşüşün temel nedenlerini risk iştahındaki artış ve Ukrayna’daki savaşın sona erebileceğine dair umutlar olarak gösteriyor. Rusya ile yapılan görüşmelerden alınan olumlu sinyallerin piyasalarda risk algısını değiştirdiğini belirten Fritsch, şu yorumu yapıyor: “Ukrayna’daki çatışmanın sona erebileceğine dair umutlar, piyasa katılımcılarında risk iştahını artırıyor ve bu da güvenli liman altına olan talebi azaltıyor.” Ayrıca, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin %2,12 seviyesinin üzerine çıkmasıyla altın üzerinde baskı artarken, tahvil faizlerindeki yükselişin altına olan ilgiyi azalttığı ifade ediliyor.
Altın ETF’leri ve Girişler
Kriptokoin.com tarafından da bildirildiği üzere, petrol fiyatları ilk başta varil başına 100 dolar seviyesini aşsa da, sonrasında düşüş eğilimine geçti. Piyasalardaki risk duyarlılığı ve altın talebinin gelecekteki seyrine ilişkin belirsizlikler devam ediyor. Analistler, altın ETF’lerine gelen büyük girişlere dikkat çekiyor. Bloomberg tarafından takip edilen ETF’lerde yaklaşık 56 tonluk giriş gerçekleşti ve bu, Mart 2020’den bu yana en yüksek haftalık artışı temsil ediyor. Mart ayı başında altın ETF’lerine toplamda 91 ton para akarken, Temmuz 2020’de görülen yüksek girişlere yakın seviyede seyrediyorlar.
Fed’in Faiz Artışları ve Altın Fiyatları Üzerindeki Etkisi
Gelecek günlerde piyasalar, Fed’in faiz artırımı ve merkez bankası başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarına odaklanmış durumda. Piyasalar, Fed’in Ukrayna savaşına dair tutumunu ve faiz artırımlarının yılın geri kalanındaki görünümünü anlamaya çalışıyor. TD Securities stratejistleri, piyasaların büyüme şokunun enflasyon şokundan daha hızlı çözülebileceğine inanmaya başladığını belirtiyor ve bu da altın fiyatlarının yeni bir konsolidasyona girebileceğine işaret ediyor. Carsten Fritsch ise, Fed’in yıl sonunda toplamda 25 baz puanlık faiz artışını öngördüklerini ve bu artışların altın fiyatına ek bir baskı oluşturmayacağını söylüyor. Ancak, Fed’in agresif faiz politikası uygulaması halinde bu öngörülerin değişebileceği vurgulanıyor.
Fed ve Enflasyon Arasındaki Zor Denge
ABD merkez bankası, enflasyonun hızla yükselmesiyle birlikte faizleri artırmak zorunda kalırken, Ukrayna’daki savaş ve Rusya’ya uygulanan ciddi yaptırımlar, ekonomik istikrarı tehdit ediyor. Exinity baş piyasa stratejisti Hussein Sayed, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Savaşın enerji ve emtia fiyatları üzerindeki etkisi, tüketicilerin alım gücünü ciddi şekilde zedeliyor. Bu dış şok, para politikasını kontrol altında tutmayı güçleştiriyor. Çok hızlı faiz artırmak, finansal piyasalarda dalgalanmalara ve olası durgunluk riskine yol açabilir. Ancak enflasyonu yavaşlatmak için de acele etmek gerekebilir.” Sayed, Fed’in bilanço küçültme stratejisinin de yakından takip edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Resmi Altın Alımlarının Gelecekteki Rolü
Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları, jeopolitik gelişmeler ve makroekonomik şartlar doğrultusunda, önümüzdeki dönemde resmi altın alımlarını artırmayı planlıyor. Capital Economics baş ekonomisti Neil Shearing, bu durumu şu sözlerle özetliyor: “Ukrayna’daki savaş, merkez bankalarının altın alımlarını hızlandırması için bir gerekçe olabilir. Ancak, son aylardaki veriler, bu alımların zaman zaman duraksadığını gösteriyor. Yine de, dünya genelinde ekonomik ve siyasi belirsizlikler, altına olan talebi güçlendirebilir.” Stratejistler, özellikle Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı sert yaptırımların ardından, merkez bankalarının altın stoklarını artırmaya devam edeceğini öngörüyorlar.