Altı yaşındaki çocukla adrenalin dolu macera

Damla ve Tansel Açıkalınlı, seyahat tutkunu bir çift. Damla, iktisat mezun. Tansel ise helikopter pilotu. Yıllık izinlerde ya da bayram tatillerinde altı yaşındaki kızları Ela ile yola koyuluyorlar. Bugüne kadar hiç Avrupa’ya ayak basmadılar. Asya, Afrika ve Amerika kıtalarının farklı kültürlerinin izlerini sürüyorlar. Ela, balina köpekbalıklarıyla yüzdü, ölüler yolunda yürüdü hatta safari bile yaptı. Açıkalınlı ailesi ile seyahat maceralarını ve çocukla dünyayı gezmenin artı ve eksilerini konuştuk.

Fotoğraflar: Damla ve Tansel Açıkalınlı

Genelde çocuk olunca insanlar seyahatlerine pek zaman ayıramıyor. Sizi ailece farklı kültürleri tanımaya iten, seyahatten asla vazgeçiremeyen şey nedir?
Damla: Bizim sloganımız, ‘Her ailenin anlatacak bir hikâyesi vardır.’ Kendi hikâyemizi yazmak için seyahat ediyoruz. Seyahati hayatımızda çok ayrı bir yere koyuyoruz.

Ela’ya vizyon katmak, hayatı, gerçekleri, dilleri, dinleri ve kültürleri ona yaşatarak öğretmek, hep bir şeyleri ona merak ettirmeyi kendimize görev edindik.

Birlikte ilk hangi ülkeye gittiniz?
Tansel: İlk gittiğimiz yer Mısır’dı. Ela’nın da ilk gezisiydi. Daha 10 aylıktı. Sharm El Sheik’te kaldık. Taksi ve fayton kiralayarak çocukken ‘Stargate’ filmini izleyip ben de aşırı merak uyandıran piramitleri hiç yorulmadan büyük bir keyifle gezdik.

Sonra ise Asya, Güney Amerika, Avustralya ve Afrika’da 24 ülke ve 81 şehir. Daha Avrupa’ya hiç ayak basmadık. Ela ise 14 ülke gördü.

Neden uzak ülkeleri tercih ediyorsunuz?
Tansel: Bunda en büyük etken uzaktakini keşfetme dürtüsü… Örneğin, Avustralya, Yeni Zelanda, Arjantin, Brezilya, Panama, Meksika, ABD, Japonya, Güney Afrika, Dominik Cumhuriyeti, Endonezya, Vietnam ve Kamboçya gibi ülkeleri gezerken çok şey öğreniyorsunuz.

Farklı kültürler, ilginç hayatlar bizi çok heyecanlandırıyor. Avrupa’yı istesek arabayla bile gezebiliriz. Biraz daha bekleyebilir.

Peki bu ülkelerde neler yaptınız, biraz anlatabilir misiniz?
Damla: Filipinler’de balina köpekbalıklarıyla yüzdük. Meksika’da Aztek şehri Teotihuacan’da ölüler yolunda yürüdük ve dünyaya hem ay hem de güneş piramidinden baktık. Güney Afrika’da Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusu’nun birbirine kavuşmasına şahit olduk.

Vietnam’da Halong Bay’da muhteşem manzaralar eşliğinde birbirimize bir daha âşık olduk. Filipinler Boracay’da dünyanın en eşsiz gün batımına tanıklık ettik.

San Francisco’da Alcatraz hapishanesinin gerçekleriyle yüzleştik. Buenos Aires’te sokakta tango yaptık. Ve daha onlarcası…

Bu bahsettiğiniz ülkeler minimum 11 saatlik uçuş uzaklıkta. Çocukla böyle bir yolculuğa çıkmadan önce nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?
Damla: İlk olarak çocuktan önce kendimizi hazırlıyoruz. Püf noktası ise normalden daha fazla sabırlı olmak ve gezi planınızın merkezine çocuğu koymak… Mesela çocuk arabasını kullanmıyor bile olsak yanımıza alıyoruz. Bizim kadar yürüyemez sonuçta.

Biz de onu kucağımızda taşırsak perişan olur keyif alamayız. Burada çocuk arabası kurtarıcı oluyor. Hasta olma ihtimaline karşı reçeteli ateş düşürücü ve antibiyotik hep yanımızda bulunur.

Mutlaka hepimiz için ülkeyi terk etmeden kapsamlı seyahat sigortası yaptırırız.

En çok keyif alarak gezdiğiniz ülke hangisiydi?
Tansel: Cevaplaması zor. Karnaval zamanı gittiğiniz Brezilya mı? Boston’dan girip Los Angeles’tan çıktığınız ABD’mi, yoksa İstanbul Boğazı’nı andıran Hong Kong mu? Ama bir yer söyleyecek olursak Güney Afrika…

Sanırım safari bunda etkili…
Tansel: Evet, Ela hâlâ anlatır durur.

Sadece belgesellerde görebildiğimiz hayvanları doğal ortamlarında gördü. Hem o hem de biz çok mutlu olduk.

Yalnız safari dışında bile yolumuza inanamayacağımız canlılar çıktı. Bir fil ailesi yolumuzu kesti ve bize yaşattıkları o an ki büyük korkuyu ama şimdi gülerek hatırladığımız bu anıyı unutamayız.

Ya da nehir safarisinde bindiğiniz geminin altında yüzen en masum hayvanın su aygırı olduğunu bilmemin verdiği adrenalini unutamıyoruz.

Safari dışında Güney Afrika’ya gitmek isteyenler sizce nereleri gezmeli, neler yapmalı?
Tansel: İlk durak Cape Town olmalı. Dünyanın yedi doğal harikasından biri olan Masa dağından bu eşsiz şehri izlemeli…

Boulders Beach’te penguenleri doğal ortamlarında gözlemlemeli, dünyanın en renkli Müslüman mahallesi olan Bo Kaap ta fotoğraf çekilmeli.

Stellenbosch’ta şarap tatmalı, Victoria & Alfred Waterfront’ta Maresol restoranda olağanüstü manzarada deniz ürünleri yemeli.

Özellikle Johannesburg’ta Nelson Mandela’nın evini ve Irk Ayrımı (Apartheid) müzesini ziyaret etmeli. Eğlencenin adresi ise Cape Town’da bulunan Long Street…

Bir gezgin anne olarak, dünyayı çocukla gezmeye cesaret edemeyen ailelere ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Damla: Endişelerini anlayabiliyorum. Hiç yapmayan birini düşünürsek çok ürkütücü bir fikir.

Tavsiyem sabır eşiği düşük birisiyseniz çocuğunuz üç yaşına gelene kadar kesinlikle bir geziye çıkmayın.

Bu yaşı geçtikten sonra ise onun ilgisini çekecek ülkeler tercih edin. İlk gezileriniz ona yönelik olsun ya da onun keyif alacağı aktivitelerle dolu olsun.

En son nereye gittiniz, neler yaptınız?
Malezya, Tayland, Kamboçya ve Vietnam turu yaptık.

Yeni planınızda hangi ülke var?
Ağustos’ta Peru, Ekvador, Kolombiya ve Küba.

Seyahat konusunda en büyük hayaliniz nedir?
– Antarktika’ya gitmek. Ama Ushuaia’dan uçakla gitmek değil. Dünyanın en tehlikeli geçidi olan ‘Drake’den geçip, en azılı dalgaların ve akıntıların arasından gemiyle gitmek.

Kişi başı 8 bin dolar umarım bir gün yaparız.

Gezilerinizde ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
– Rotalar uzak olduğu için ortalama 12-20 bin arasında değişiyor.

Gezilerinizde ortalama ne kadar harcıyorsunuz?
– Rotalar uzak olduğu için ortalama 12-20 bin arasında değişiyor. Açıkalınlı çifti seyahatlerinde çektiği fotoğraflarını ‘@tanseladamla’ Instagram adresinden paylaşıyor.