Almanya’dan Türkiye’ye Uzanan Sağlık Hikayesi: Süreyya Hoşer’in Kalp ve Beyin Damarlarındaki Tehlike ve Çözüm Yolu
Almanya’dan Türkiye’ye uzanan sağlık hikayesi: Süreyya Hoşer’in kalp ve beyin damarlarındaki riskler ve çözüm yolları hakkında detaylar. Sağlık yolculuğunuzu keşfedin.
Almanya’da Tanı ve Tedavi Süreci
Freiburg şehrinde ikamet eden 69 yaşındaki gurbetçi vatandaşımız Süreyya Hoşer, yüksek tansiyon ve baş dönmesi şikayetleriyle ilk kez Almanya’daki sağlık kurumlarına başvurdu. Yapılan detaylı tetkiklerde, yüksek tansiyonun yanı sıra ciddi damar tıkanıklıkları tespit edildi. Özellikle şah damarlarında %100 ve %95 oranında daralma, kalbi besleyen ana koroner arterde ise %95 oranında daralma saptandı. Bu bulgular, hayati risk taşıyan ciddi bir durumu işaret ediyordu.
Türkiye’de Tanı ve Müdahale
İzmir’e tatil amacıyla gelen Hoşer, burada ailesinin ve yakınlarının önerisiyle İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesinde uzman doktora muayene oldu. Kardiyoloji uzmanı Doç. Dr. Burak Ayça ve Doktor Öğretim Üyesi Uğur Taşkın tarafından gerçekleştirilen detaylı tetkiklerde, şah damarlarının ve kalbi besleyen damarların ciddi oranda tıkalı olduğu belirlendi. Özellikle, şah damarlarında %100 ve %95, kalbi besleyen ana damar olan sol koroner arterde de %95 oranında daralma saptandı. Bu durum, inme ve kalp krizi riskini oldukça artırıyordu.
Operasyon ve Sonrası Dönem
Doktorlar, hastanın hayati tehlikesini göz önüne alarak acil açık kalp ameliyatını önerdi. Ancak, Hoşer’in korkuları ve ameliyat olma isteksizliği nedeniyle, minimal invaziv bir yöntem olan anjiyo tercih edildi. Geçen hafta gerçekleştirilen bu işlem sırasında, daralan damarlar değerlendirilerek aynı seansta stentler takıldı. Bu sayede, damarların %100 tıkalı olduğu bölgeler açıldı ve kan akışı normale döndü.
Hastanın Duyguları ve Sonuçlar
Süreyya Hoşer, yaşadığı bu sağlık sürecini şu sözlerle anlattı: “Damarlarımın durumu beni oldukça şaşırttı. Almanya’da sürekli doktorlara gidiyordum, tansiyonum yüksek diye hep ilaçlar alıyordum. Ama burada, damarlarımın ciddi risk taşıdığını öğrenince çok üzüldüm. Operasyondan sonra tansiyonum normale döndü, nefes darlığım geçti ve sigarayı bıraktım. Bu hayatımda büyük bir değişiklik oldu.”
İzmirli uzmanlar ise, hastanın hayati önem taşıyan damar tıkanıklıklarının hızla ve doğru yöntemlerle tedavi edilmesinin ne kadar kritik olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Burak Ayça şunları söyledi: “Aynı seansta hem şah damarlarını hem de kalp damarlarını açmayı başardık. Bu sayede, inme ve kalp krizi riskini büyük ölçüde azalttık. Hastanın düzenli takibi ve ilaç kullanımıyla, bundan sonra sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğine inanıyoruz.”
Sağlıkta Erken Tanı ve Takibin Önemi
Doktor Öğretim Üyesi Uğur Taşkın ise, kalp hastalıklarının erken tanısının hayat kurtarıcı olduğunu belirterek, belli aralıklarla düzenli kalp kontrollerinin hayati önemde olduğunu vurguladı. Bu sayede, ciddi sağlık sorunlarının önüne geçilebileceğine dikkat çekti.
Sonuç olarak, Süreyya Hoşer’in hikayesi, doğru ve zamanında müdahalenin ne denli önemli olduğunu gösteriyor. Hastalar, sağlık kontrollerini ihmal etmemeli ve belirtiler fark edildiğinde uzmanlara başvurmalıdır.