Adana’da Yeni Doğan Bebeğe Kayyum Atandı: Topuk Kanı ve Aşı Tartışması
Adana’da yeni doğan bebeğe kayyum atandı, topuk kanı ve aşı tartışması gündemde. Detaylar ve gelişmeler için haberimizi okuyun.
Adana’da Yeni Doğan Bebek Üzerine Yoğun Hukuki ve Sağlık Tartışmaları
Adana’da yeni doğan bebek, ailesinin sağlık ve aşılama konusundaki tercihleri nedeniyle mahkeme kararıyla kayyum atanmasıyla gündeme geldi. Bu olay, ailelerin sağlık hakları ve devletin çocuk sağlığı koruma politikaları arasındaki karmaşık ilişkiyi tekrar gündeme taşıdı.
Sağlık Bakanlığı, topuk kanı alınması ve aşı yapılmaması sebebiyle aile hakkında resmi şikayetlerde bulunmuş ve bu durum mahkeme sürecine taşınmıştır. Mahkeme ise, alınan sağlık durumu ve aile beyanları doğrultusunda, 2.5 aylık bebeğe kayyum atanmasına karar vermiştir. Bu karar, özellikle aile tarafından büyük tepki ile karşılandı. Ailenin avukatı, bu kararın hukuki ve etik açıdan tartışmalı olduğunu belirterek, “Sağlıklı bir çocuğun hayatı bu şekilde mahkemeye taşınmamalı” dedi.
Ailenin ve Babanın Görüşleri
Babalarından Murat Çakmak, Türk Tabipler Birliği’ni suçlayarak, “Topuk kanı aldırmama kararımızda hiçbir sağlık riski görmüyoruz. Bu prosedürün gereksiz ve zararlı olduğunu düşünüyoruz. Türk Tabipler Birliği’nin bu konuda yaptığı açıklamalara karşıyız ve kapatılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Çakmak, ayrıca, “Topuk kanı alınması sırasında enfeksiyon riski taşıyoruz. Aynı testleri tükürük ve idrar yoluyla da yapabilirler. Biz bu uygulamaya karşı çıkıyoruz ve bu nedenle toplumdan dışlanmış gibi hissediyoruz. Bana terörist muamelesi yapılıyor” diye ekledi.
Kayyum Atama ve Hukuki Süreç
Mahkeme kararına göre, 2.5 aylık bebeğe kayyum atanmış ve bebeğin velisi olarak ailesinin mahkemeye bildirdiği F.Ç. vasisi olarak belirlenmiştir. Aile, bu kararın hukuki dayanaklarını ve etik boyutlarını sorguluyor. Mahkemenin önümüzdeki günlerde ilk duruşmayı gerçekleştirmesi bekleniyor.
Sağlık ve Topuk Kanı Testinin Önemi
Topuk kanı testi, ülkemizde her dört evlilikten birinin akraba evliliği yaptığı gerçeğiyle, genetik ve metabolik hastalıkların erken teşhisi açısından hayati önem taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü ve Türk Tabipler Birliği tarafından önerilen bu test, yeni doğan bebeklerin yüzde 99’una uygulanmakta ve yılda 5 binden fazla hastalık belirtisi teşhis edilerek, tedavi edilme şansı sunulmaktadır.
Ancak, ailelerin bu test ve aşı konusunda duyduğu güvensizlik, zaman zaman hukuki ve etik tartışmalara yol açmaktadır. Bu olay, hem sağlık hakları hem de devletin çocukları koruma sorumluluğu arasındaki dengeyi yeniden sorgulatmaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
Adana’daki bu olay, sağlık uygulamalarına karşı ailelerin endişeleri ve devletin çocuk sağlığını koruma politikaları arasındaki gerilimi gözler önüne sermektedir. Topuk kanı ve aşılama konusundaki tartışmalar, toplumda farklı görüşlerin ve hassasiyetlerin olduğunu gösterirken, hukuki süreçlerin de bu hassasiyeti gözeterek ilerlemesi önemlidir.