ABD Hazine Bakanlığı Heyeti Türkiye’de Terör Finansmanı ile Mücadele Toplantıları Yaptı

ABD Hazine Bakanlığı Temsilcileri Türkiye’de Terör Finansmanıyla Mücadele Ediyor

ABD Hazine Bakanlığı’ndan yüksek düzeyli bir heyet, Türkiye’ye önemli bir ziyaret gerçekleştirerek bölgedeki finansal güvenlik ve terörle mücadele alanında yeni adımlar atmaya hazırlanıyor. Heyetin başında, Terör Finansmanıyla Mücadele’den Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Vekili Anna Morris bulunuyor. Bu ziyaret, iki taraf arasında stratejik ve yapıcı görüşmelerin yapılması amacıyla planlandı.

Yapılan açıklamada, Ankara ve İstanbul’da Türk, Iraklı ve Suriyeli yetkililerle çeşitli temaslar gerçekleştirileceği belirtildi. Ayrıca, ABD heyetinin, bölgedeki finansal düzenlemeleri güçlendirmek ve terör finansmanını engellemek adına önemli görüşmeler yapacağı ifade edildi.

ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından yapılan resmi açıklamada, 20 Temmuz 2025 tarihinde Türkiye’ye ulaşan heyetin, hem Ankara hem de İstanbul’da çeşitli hükümet temsilcileri ve finans kuruluşlarıyla toplantılar yapacağı açıklandı. Bu görüşmelerde, bölgesel istikrar ve güvenlik açısından kritik öneme sahip finansal stratejilerin geliştirilmesi hedefleniyor.

Özellikle, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yönelik kaldırılan yaptırımlarını yeniden yapılandırma ve bölgedeki ekonomik baskıyı artırma konularına da değinilecek. Bu bağlamda, Trump yönetiminin İran’a karşı yürüttüğü “azami baskı” politikasını bölge ülkelerinin de desteklemesi teşvik edilecek. Bu ziyaret, bölgedeki finansal operasyonların şeffaflığını artırma ve terör örgütlerinin finans kaynaklarını kurutma amacı taşıyor.

Görüşmeler sırasında, finans sektörünün kapasitesini artırma ve uluslararası yaptırım mekanizmalarının etkinliğini sağlama konusunda ortak adımlar atılması planlanıyor. Ayrıca, bölgedeki ülkelerin, özellikle Türkiye, Irak ve Suriye’nin, finansal işbirliğini güçlendirmeleri ve terör finansmanı ile mücadelede yeni stratejiler geliştirmeleri bekleniyor.

Son olarak, bu ziyaretin, bölgesel ve uluslararası finansal güvenliğin sağlanması adına kritik bir dönüm noktası olacağı ve bölgesel istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlayacağı öngörülüyor.