Ani’nin İlk Türk Camisi: Ebul Menüçehr ve Eşiğin Anadolu’ya Açılan Kapısı
Ani’nin ilk Türk camisi Ebul Menüçehr ve Eşiğin Anadolu’ya açılan kapısı: tarihi mirasın kahramanca izleri, Anadolu’nun iz bırakan dini mirası.
Ani Ören Yeri’nde yer alan Ebul Menüçehr Camii, Anadolu’daki ilk Türk camisi olma özelliğini taşıyor. 1064 yılında Selçuklu hâkimiyetinin pençesini güçlendiren Süleyman Melikşah’ın emriyle, 1072-1092 yılları arasında Ebu’l Menüçehr tarafından yaptırıldığı bilinmektedir.
Cami, derinlemesine planlı üç sahınlı yapısıyla dikkat çekerken, mihrap önü kubbeli ve iç avlulu bir tasarım sunar. Her sahın, farklı geometrik motiflerle bezeli tonozlarla örtülüdür.
İlk Türk cami geleneğini temsil eden bu yapı, dönemin mimari zeminini Anadolu’da kuran önemli bir örnektir. Restorasyonlar sonrası ibadete açılan cami, Ani Arkeolojik Alanı’nın bir parçası olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alır ve Anadolu’daki Türk hakimiyetinin simgelerinden biri olmaya devam eder.
Ebul Menüçehr Camii’nin kuzeybatı köşesinde yükselen minaresi ise sekizgen gövdeye sahip, tek şerefeli bir yapıdır. Kare kaide üzerinde duran minarenin şerefe altlığı mukarnaslı olup, gövdesinde Kufî hatlı “Bismillah” lafzı vardır. Toplamda 99 basamaklı taş minare, Anadolu Türk mimarisinin önemli örneklerinden biri olarak öne çıkar ve Karahanlı mimarisinin Orta Asya etkisini hatırlatır.
Bu cami, sadece mimari değeriyle değil, Anadolu’daki Türk hakimiyetinin başlangıcını simgeleyen tarihi önemiyle de öne çıkar. Ani’nin görkemli tarihinin bir parçası olan bu yapı, ziyaretçilerin her gün binlerce kişi ile karşılaştığı en çok ziyaret edilen noktalar arasındadır.