Uluslararası Genetik ve Nörolojik Araştırmalar: ALIS 2025 ve Türkiye’nin Katkıları
Uluslararası genetik ve nörolojik araştırmaların güncel gelişmeleri, ALIS 2025 ve Türkiye’nin katkılarıyla keşfediliyor. Bilim ve inovasyonda öncü adımlar.
ALIS 2025’te Genetik Bilimindeki Çarpıcı Gelişmeler
Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden Acıbadem Üniversitesi, 16-18 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen ve bu yıl 8’incisi gerçekleştirilen Uluslararası Öğrenci Kongresi ALIS 2025’te, genetik alanında son dönemde kaydedilen ilerlemeleri detaylı olarak tartıştı. Kongre, “Genomics: Sequence to Solution” temasıyla, tıp öğrencileri ve akademisyenleri bir araya getirerek, genetik biliminin bugünü ve geleceğine ışık tuttu.
Yurt içinden ve yurt dışından toplam 15 tanınmış bilim insanının katıldığı etkinlikte, yaklaşık 700 katılımcı, genetik alanındaki en yeni araştırma ve gelişmeleri yakından takip etti. Konuşmacılar arasında yer alan ve Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nörogelişimsel bozuklukların genetik temellerini araştıran Doç. Dr. Kaya Bilgüvar, özellikle kalıtsal körlüklerde (Retinitis Pigmentosa) yapılan çalışmalarla dikkat çekti.
Kalıtsal Körlüklerde Yeni Ufuklar
Doç. Dr. Bilgüvar, “Retinitis Pigmentosa’da hastaların nöronlarındaki bozukluklara karşı yeni tedavi yöntemleri geliştiriliyor. Normal hücrelerden alınan genetik bozuklukları düzeltilmiş yeni nöronlar üreterek, hastalara geri veriyoruz. Bu çalışmalar halen klinik deneme aşamasında ve oldukça umut verici sonuçlar alınmakta,” dedi.
Laboratuvar Ortamında Nöron Üretimi ve Klinik Uygulamalar
Genetik biliminin ilerlemesiyle birlikte, kendini tamir edemeyen nöron hücrelerinin onarımı için yeni metodolojiler geliştirildi. Doç. Dr. Bilgüvar, “Hastalarımızdan aldığımız cilt veya saç kökü hücrelerini laboratuvarda kök hücreye dönüştürüp, genetik bozuklukları düzeltiyoruz. Ardından, bu düzeltilmiş nöronları zarar görmüş retinal dokulara enjekte ederek, tedavi amaçlı kullanıyoruz,” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin Bu Alandaki Rolü ve Klinik Çalışmalar
Türkiye, bu çalışmaların önemli bir parçası haline geliyor. Doç. Dr. Bilgüvar, “Kalıtsal körlüklerde, retinanın dejenerasyonuna sebep olan bu hastalıklar üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. Merkezimizde, klinik anlamda, düzeltilmiş nöronların retinaya geri verilerek görme kaybını azaltmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalar yurt dışında başlamış olsa da, ülkemizde de gelişen altyapı ve hücre üretim kapasitemiz sayesinde, bu alanda öncü olmayı amaçlıyoruz,” dedi.
İleri Teknoloji ve Beyin Hastalıkları Üzerine Çalışmalar
Doç. Dr. Bilgüvar, beynin gelişim bozukluklarına ve nadir hastalıklarına dair yenilikleri de paylaştı. “Geçtiğimiz Ocak ayında, Nature dergisinde yayımlanan ve ilk kez Türkiye’de bizlerin tanımladığı nadir bir beyin hastalığı olan ‘lizensefali’ ile ilgili araştırmamız, büyük yankı uyandırdı. Bu çalışmada, hastalığa neden olan yeni bir yolak tanımladık ve bu yolak, şu anda Faz 2 klinik denemelerde çeşitli ilaçlara yön vermekte,” ifadelerini kullandı.
Organoid Teknolojisi ve Geleceğe Umut
Laboratuvar ortamında organoid (üç boyutlu organ taklidi) sistemler kullanılarak, beyin gelişim bozukluklarının tedavisinde yeni kapılar aralanıyor. “Düzenli olarak geliştirdiğimiz organoid modeller ile, hastalığa yol açan moleküler ve hücresel düzensizlikleri tedavi edici ajanlarla iyileştirmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar, hastalara yeni umutlar sunmakta ve ilerleyen yıllarda klinik uygulamalara dönüşebilir,” diye ekledi.
Geleceğin Umut Vadeden Çalışmaları
Bilgüvar, “Gelecek 3-5 yıl içinde, bu alandaki gelişmelerin klinik uygulamalara yansımasını göreceğiz. En büyük hedefimiz, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve kalıtsal hastalıkların tedavisinde devrim yaratmak,” diyerek sözlerini tamamladı.