Maymun Çiçeği Virüsü ve Çocuklar: Riskler ve Önlemler
Maymun çiçeği virüsü, çocuklar için potansiyel riskler taşıyabilir. Bu makalede, virüsün etkileri, belirtileri ve çocukları korumak için alınabilecek önlemler hakkında kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz.
Maymun Çiçeği Virüsü ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri
ANKARA Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Özdemir, maymun çiçeği virüsünün direkt temas yoluyla bulaşan bir hastalık olduğunu vurgulayarak, bu durumun çocuklar için de önemli bir risk taşıdığını ifade etti. Prof. Dr. Özdemir, “Enfekte bir kişi, hastalığın belirtilerini bilmeden çarşaflara, havlulara veya diğer yüzeylere sekresyonlarını bulaştırdığında, ortak alanlarda bulunan çocuklar bu yüzeylerden daha kolay bir şekilde bulaş kaynağına maruz kalabilirler,” dedi.
Prof. Dr. Özdemir, dünya genelinde son 2,5 yılda maymun çiçeği hastalığına dair 100 binin üzerinde vaka tespit edildiğini ve bu süreçte 200’den fazla ölümün gerçekleştiğini aktardı. Türkiye’de ise şu ana kadar kaydedilmiş bir maymun çiçeği vakası bulunmadığını belirtti. “Aslında bu hastalık, 2 ila 4 hafta arasında kendiliğinden sınırlanan ve iyileşen bir hastalıktır. Ancak bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, özellikle bağışıklık sistemini etkileyen ilaç kullanan kişilerde ve çocuklarda daha ağır seyredebilir,” diye ekledi.
2022 yılının Kasım ayından itibaren dünya genelinde görülen salgın sırasında Türkiye’de bazı vakaların rapor edildiğini söyleyen Prof. Dr. Özdemir, “Ancak 2024 yılı itibarıyla ülkemizde doğrulanmış bir vaka bildiriminde bulunmamaktayız. Kliniğimizde şu ana kadar şüpheli olarak değerlendirilen 3 vaka oldu. Ancak yapılan tetkiklerde virüs saptanmadı. Bu vakalar da çocuklardan oluşuyordu ve yaşları 3 ile 6 arasında değişiyordu,” dedi. Şu ana kadar Türkiye’de bilinen bir vaka tespiti olmadığını vurguladı.
Prof. Dr. Özdemir, hastalığın Covid-19 gibi solunum yoluyla bulaşmadığına dikkat çekerek, “Maymun çiçeği hastalığı, direkt temasla bulaşan bir hastalıktır. Bu açıdan avantajlıyız. Hatta enfekte bireylerle yakın temas halinde, özellikle cinsel temas durumlarında bulaşma riski ortaya çıkmaktadır. Çocuklar açısından ise şöyle bir risk söz konusu: Kişi enfekte olduğunu bilmeden çarşaflara, havlulara veya diğer yüzeylere sekresyonlarını bulaştırdığında, ortak kullanım alanlarında çocuklar bu yüzeylerden daha kolay bir şekilde bulaş kaynağına maruz kalabilirler,” ifadelerini kullandı.
Çocukların oyuncaklarla oynaması ve çeşitli nesnelerle temasta bulunması nedeniyle bulaşma riskinin artabileceğini belirten Prof. Dr. Özdemir, “Ancak hastalığın esas olarak cinsel yolla bulaşması nedeniyle, çocuklar açısından büyük bir risk bulunmamaktadır. Hastalık, esas olarak insandan insana bulaş şeklinde gerçekleşmektedir; başka bir bulaş şekli yoktur. Bu nedenle hastalık şüphesi olan kişilerle yakın temastan kaçınmak ve hijyen kurallarına uymak büyük önem taşımaktadır. Ellerimizi sık sık sabunlu suyla yıkamak da bulaşmayı önlemede etkili bir yöntemdir,” diyerek sözlerini tamamladı.