DOLAR 35,9513
EURO 36,8234
ALTIN 3.219,26
BIST 9.766,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 8°C
Çok Bulutlu
İstanbul
8°C
Çok Bulutlu
Sal 5°C
Çar 6°C
Per 7°C
Cum 8°C

Aşılamanın Önemi: İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Açıklamalar

Aşılamanın önemi hakkında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden yapılan açıklamalarla sağlığınızı koruyun. Güncel bilgilerle bağışıklığınızı artırın ve hastalıklara karşı kendinizi ve sevdiklerinizi koruma yollarını öğrenin.

04.09.2024
A+
A-

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Aşılamanın Önemi Üzerine Açıklamalar

İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gonca Keskindemirci, çocukluk döneminde aşı reddinin toplum sağlığı üzerinde ciddi tehditler oluşturduğunu vurguladı. Doç. Dr. Keskindemirci, “3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası” vesilesiyle koruyucu sağlık hizmetleri ve aşılamanın önemi üzerine AA muhabirine önemli değerlendirmelerde bulundu.

Aşının, son yüzyılda gelişen modern teknolojinin bir ürünü olduğunu belirten Keskindemirci, “Aşılama, halk sağlığı uygulamalarının en etkili yöntemlerinden biridir.” ifadesini kullandı. Aşılamanın önemine dikkat çekerken, “Aşılar sayesinde çocuklar, hastalıkların tehlikelerinden korunmuş olur. Aşı ile önlenebilir hastalıklara neden olan mikroorganizmalarla karşılaşmadan çocuklara bağışıklık kazandırarak, hastalıkların ortaya çıkmasını ve dolayısıyla ölümleri önlemiş oluyoruz.” şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Keskindemirci, aşının mümkün olan en erken yaşta yapılmasının önemini vurgulayarak, “Ülkemizde doğumdan itibaren Hepatit B aşısıyla aşılamaya başlanıyor. Toplumda en kırılgan gruplar çocuklar ve yaşlılar olduğu için öncelikli olarak onların korunması gerekiyor.” dedi. Çocuklarda özellikle bir yaşında hastalıkların görülmesinin, sekelleri ve ölümleri arttırabileceğine dikkat çekti.

Keskindemirci, Türkiye’deki sağlık kuruluşlarında aşıların takvime uygun biçimde ücretsiz yapıldığını belirterek, “Hepatit B, difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci, menenjit, pnömokok, Hepatit A, su çiçeği, kızamık, kızamıkçık ve kabakulak gibi 13 farklı antijen/mikroorganizmaya karşı bağışıklık sağlayan bir programımız mevcut.” dedi. Türkiye’de aşılanma oranlarının artmasıyla, aşıyla korunabilir hastalıkların görülme sıklığında ve ölüm oranlarında belirgin bir azalma gözlemlendiğini ifade etti.

Ailelerle iletişim kurarak kararsız ebeveynleri aşılamanın önemi konusunda bilgilendirmeye çalıştıklarını söyleyen Keskindemirci, “Aşılamanın gerekliliği konusunda aileler ile ortak bir fikir birliği sağlandığında, çocukların aşılanması konusunda daha fazla adım atılıyor.” dedi.

Aşının toplumda daha iyi bir şekilde anlatılmasının gerekli olduğunu vurgulayan Keskindemirci, “Ülkemizde difteri artık görülmüyor. Hepatit B enfeksiyonu ise 5 yaş altındaki çocuklarda yüz binde 6,2 iken, şu an yüz binde 0,1 seviyelerine inmiştir.” şeklinde örnekler verdi. Ayrıca, 2000’li yıllarda yapılan başarılı gebe tetanoz aşılaması sayesinde anne-çocuk tetanozundan arındırılmış bir ülke olarak ilan edildiklerini belirtti.

Doç. Dr. Keskindemirci, aşılamanın en kırılgan grubu çocukların oluşturduğunu, özellikle ilk yaşta aşılamanın olmaması durumunda menenjit, zatürre ve kızamık hastalığının sıklığının arttığını dile getirdi. “Aşılamalar, bu hastalıkların önüne geçerek ölümleri engellemektedir.” dedi.

Aşı reddinin, sağlıksız nesillerin ortaya çıkmasına neden olabileceğine dikkat çeken Keskindemirci, “Dünya Sağlık Örgütü, gelecekteki 10 tehditten birini aşı reddi olarak görüyor.” ifadesinde bulundu. Ancak aşı reddinin sanıldığı kadar yaygın olmadığını belirterek, aşı kararsızlarının konuşma ve bilimsel kanıtlarla ikna edilebileceğine inandığını söyledi.

Keskindemirci, “Eğer aşılanma oranları düşerse, toplumda enfeksiyonları daha fazla görmeye başlarız. Bu durum enfeksiyonların yayılımını artıracak ve hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına neden olacaktır.” dedi. Aşısı yapılamayan (örneğin, kronik hastalığı olan) çocukların da bulunduğunu belirten Keskindemirci, “Bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar, aşı yapılamadığı durumlarda da toplumun aşılanması sayesinde korunmuş oluyor.” şeklinde konuştu.

Son olarak, “Çocukluk çağındaki aşı retleri toplum sağlığını tehdit ediyor. Eğer bir toplumda aşı retleri artarsa, enfeksiyon hastalıklarıyla karşılaşırız.” diyen Keskindemirci, “Toplumun en az yüzde 97’sinin aşılanması gerekir. Aksi takdirde, sağlıklı çocuklar ve sağlıklı toplum hedefimiz tehlikeye girer.” ifadesiyle sözlerini tamamladı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.