452 Yıllık İz: Her Gün Aynı Titizlikle Temizleniyor

Üftade Hazretleri’nin İz Bıraktığı Tarihi Nokta

Burada, Kadı Aziz Mahmud Hüdayi‘nin atının, Üftade Hazretleri’nin yanına gittiği sırada bıraktığı eşsiz iz, yaklaşık 452 yıldır bölgenin manevi ve kültürel mirasının bir parçası olarak korunuyor. Bu iz, sadece bir ayak izi değil, aynı zamanda o dönemin ruhunu ve hikayesini taşıyan anlamlı bir sembol halini almıştır.

Kayaların İçine Saplanan Atın Hikayesi

O dönemde, Osmanlı’nın manevi önderlerinden Kadı Aziz Mahmud Hüdayi, tasavvuf yolunda ilerlerken Molla Fenari Camii’nin doğu tarafındaki bir sokakta atı aniden durdu ve kayaların içine saplandı. Bu olay, onun için önemli bir dönüm noktası oldu. Atın ayaklarının kayalara takılmasıyla birlikte, olayın manevi bir uyarı olduğu inancı güçlendi. Hüdayi hazretleri, atından inerek dergaha yaya olarak devam etti ve bu olay onun nefsiyle mücadelesinin başlangıcı oldu.

Hüdayi’nin Hayatındaki Dönüm Noktası ve Manevi Yolculuğu

Bu olayın ardından, Hüdayi kadılık görevinden istifa ederek, ciğer satıcılığı yapmaya başladı. Daha sonra, dergaha dönüşü sırasında yaşadığı bu deneyim, onun tasavvuf yolundaki kararlılığını pekiştirdi ve manevi gelişimini hızlandırdı. Bu süreçte, onun sabrı ve iradesi, birçok kişinin yaşamına ilham kaynağı oldu.

Kaya Alidoğdu’nun Günlük Temizliği ve Bu Geleneğin Devamı

Bugün, bölgenin koruyucusu ve manevi mirasa sahip çıkan kişi olarak, 76 yaşındaki Kaya Alidoğdu, her sabah bu tarihi noktayı temizliyor. Kendisi, “Kadı Aziz Mahmud Hüdayi’nin atı, Molla Fenari Camii’nin yanına geldiğinde bir türlü gitmemeye başladı. Mahmud Hüdayi, atın tepesinden inerek çekmek istedi. Fakat at, arka ayaklarıyla yere vurdu ve bu davranış izi bıraktı. 11 yaşında bu bölgeye taşındım ve 65 yıldır her gün burayı titizlikle temizliyorum. Bazen kum doluyor, hemen temizliyorum” diyerek, bu geleneğin sürdürücüsü olmanın gururunu yaşıyor.

Sonuç ve Manevi Mirasın Önemi

İşte, bu eşsiz iz ve ona gösterilen özen, sadece tarihi bir anı değil, aynı zamanda nesiller boyunca devam eden manevi bir mirasın simgesi olarak varlığını sürdürüyor. Bu bölge ve onun hikayesi, tasavvuf ve manevi yolculuklar için önemli bir referans olmaya devam ediyor.