Yılmaz Özdil yazdı: “Nerede o eski Ramazanlar?”

Aaahh ahh.

Nerde o eski ramazanlar.

★

Hiç unutmuyorum, 2013 yılıydı.

Asrın liderimizin iftarıydı.

Nezih bir kalabalık sofradaydı.

“G.t.n.n kılıyım” diyen Şafak Sezer, akp’nin açılımcı akilleri Hülya Koçyiğit’le Orhan Gencebay, çakma dombıracı Uğur Işılak, “ak yürekler seninle” diye şarkı yapan Doğuş, Demet Akalın, Nur Yerlitaş, Coşkun Sabahtan, Hakan Peker, “muhteşem vizyonunuzla ülkemizin önünü açıyorsunuz, sizin için canımızı vermeye hazırız” diyen Ajda Pekkan, “Tayyip Erdoğan’ın duruşu bile hoş, aslan gibi, vurduğu yerden ses getiriyor” diyen Bülent Ersoy, oğlunun yatak odasında para kasaları yakalanan Muammer Güler, “bakara makara” diyen Başat Bağış… Dedim ya, kutsal ramazan sofrasında öyle nezih bir topluluktu.

★

Oruçlar açıldı, kameralara pozlar verildi, huşu içinde dağılırlarken, olanlar oldu.

Ajda Pekkan, Bülent Ersoy’a selamlama vermeden gitti.

Vay sen misin öyle dışarı giden…

Bülent Ersoy çok sinirlendi, “hödük, ucube” dedi.

Hızını alamadı, fevkaladenin fevkinde konuştu…

“Sen kime numara yapıyorsun da selamlama vermiyorsun, nedir bu nağmelerin, kime bu tavırların, masada ben varım, senden aşağı insan değil, senden üstün ırk var orada, neyini hava yapıyorsun, küstah ucube” dedi.

★

Şak…

Ajda savcılığa kabahat duyurusunda bulundu.

Yalnızca hakaret davası açmakla yetinmedi, televizyona çıktı, “Bülent Ersoy ayıp etti, biz onunla abi-kardeş gibiydik” dedi.

★

Sanat camiamız hop oturup hop kalktı.

Takdir edersiniz fakat, ablan kurban olsun’a “abi” çağrıda bulunmak, olacak iş değildi.

Dahası Ajda, bir takım kaynaklara tarafından 1941, bir takım kaynaklara kadar 1946 doğumluydu. Bülent Ersoy ise, 1952 doğumluydu.

Bu durumda, Ajda nasıl “küçük kardeş” olabilirdi ancak?

Olsa olsa “abla” olabilirdi.

Dolayısıyla, Bülent Ersoy’un da Ajda hakkında suç duyurusunda bulunacağı açıklandı.

★

Ramazan ayının en önemli meselesi buydu.

★

Asrın liderimiz devreye girdi.

Akp yandaşı radyocu Gezegen Mehmet’i sarayın elçisi olarak yolladı.

Gezegen Mehmet, ayrıca Ajda’yla hem Bülent Ersoy’la konuştu, “asrın liderimiz ikinizi de çok seviyor, sulh yoluna giderseniz fazla mutlu olacak” dedi.

Böylece meslek tatlıya bağlandı.

“Asrın liderimiz pek istiyorsa, hay hay” dediler.

Kriz çözüldü.

★

Aradan az bi süre geçti.

Şak…

Bülent Ersoy hakkında tutuklama kararı çıktı iyi mi!

Çünkü…

Asrın liderimizin ricasını kırmayan Bülent Ersoy, dava açmaktan vazgeçmişti lakin, meğer Ajda davasını geri çekmemişti.

Soruşturma Bülent Ersoy’un gıyabında devam etmiş, sanık olduğundan haberi olmadığı için ifade vermeye gitmemiş, böylece tutuklama kararı çıkmıştı, polis tarafından görüldüğü yerde yakalanacaktı.

★

Müslüman aleminin magazin dünyası şaşkınlık içinde olmuştu sayın seyirciler…

★

Bülent Ersoy savcıya gitti, ifadesini verdi, tutuklama kararı kaldırıldı, tutuksuz yargılanmaya başlandı.

Netice?

Dava sonuçlandı, Bülent Ersoy hakaretten suçlu bulundu.

Ajda Pekkan’a 3 bin 750 lira tazminat ödemeye hükümlü edildi.

Bülent Ersoy’a mahkumiyetle alakalı görüşlerini sordular, “Avukatıma söylerim öder, o para benim makyaj param bile yok” dedi.

★

Aaahh ahh.

Nerde o eski ramazanlar.

YAZININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ…