DOLAR 32,5881
EURO 34,7593
ALTIN 2.507,05
BIST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Yağmurlu
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 22°C

Yılmaz Özdil yazdı: “Hanri”

14.03.2021
A+
A-

1937…

Atatürk, Aydın’daydı.

Nazilli Sümerbank fabrikası’nın açılışı yapmıştı, askeri tatbikatları izlemek üzere trenle Ortaklar’a gelecekti, bugün meşhur çöp şişleriyle tanınan Ortaklar, o zamanlar 40 haneli küçücük köydü.

Hanri orada yaşıyordu.

7 yaşındaydı.

Babası incir kooperatifinin katibiydi.

Aslında, Yunan işgali sırasında İzmir’de yaşıyorlardı, 1492’den beri, 500 yıldır İzmirli’ydiler, babası Alsancak Garı’nın katibiydi, musevi olduğu için görevden almamışlardı, bütün gayrimüslimlerin işgale sessiz kalacağını düşünüyorlardı, halbuki Hanri’nin babası Kuvayı Milliyeciydi, her akşam arkadaşlarıyla sohbet ediyormuş gibi aynı kahveye gidiyor, Kuvvacılarla buluşuyor, Yunan ordusunun Alsancak Garı’ndan yaptığı silah ve asker sevkıyatlarını aktarıyordu.

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Ortaklar’a taşındılar, gencecik Türkiye Cumhuriyeti’nin ihracat hamlesi başlamıştı, kooperatiflerle üretim patlaması yaşanıyordu, babası incir kooperatifinin katibi olmuştu.

Okuryazar oldukları için, istasyon müdürü ve öğretmenle birlikte Atatürk’ü karşılama heyetindeydi.

Hanri ağlamaya başladı, “ben de geleceğim, beni de götür” diyordu.

Doğup büyüdüğü evde Atatürk’ten sevgiyle saygıyla bahsedilmeyen gün olmadığı için, babasının ceketinin eteğine yapışmış, ortalığı ayağa kaldırıyordu, illa görmek istiyordu.

Babası peki dedi, elele tutuştular, karşılamaya gittiler.

Akşam çökmüştü, hava kararmıştı.

Tren geldi.

Atatürk istasyona indi.

Sadece Ortaklar değil, civardaki bütün köyler istasyona akmıştı, iğne atsan yere düşmezdi, sevinçle, coşkuyla alkışlıyorlardı.

Atatürk konuşma yapmaya başladı.

Çıt çıkmıyordu, herkes can kulağıyla dinliyordu.

Hanri babasının elini bıraktı, usul usul Atatürk’e yaklaştı.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.