Ürgüp’te evin altında saklı tarihi cami keşfedildi
Ürgüp’te evin altında keşfedilen tarihi cami, bölgenin zengin kültürel mirasını gözler önüne seriyor. Detaylar için haberimizi okuyun.
Nevşehir’in gözde ilçelerinden Ürgüp’te gerçekleştirilen yüzey araştırmaları sırasında, tarih boyunca gizemini koruyan ve kimliği tam anlamıyla bilinmeyen bir yapıya ulaşılmıştır. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyeleri tarafından yapılan detaylı kazı ve yüzey araştırmaları, bölgedeki tarih meraklılarını ve uzmanları oldukça heyecanlandırdı. Araştırmalar sırasında, 16. yüzyıla tarihlendirilen Taşkınpaşa Medresesi ve Camisi’nin bulunduğu köyde, vatandaşların odunluk olarak kullandığı kayadan oyma bir mekânda önemli bir keşif gerçekleşti. Bu alanda yapılan temizlik çalışmaları sırasında, Türk-İslam medeniyetine ait olduğu düşünülen yaklaşık 600 yıllık bir ibadethane ortaya çıkarıldı.
Çalışma ekibi, odunluk olarak kullanılan alanın iç kısmında, ince taş işçiliğiyle yapılmış bir mihrap yapısını fark etti. Bu yapının, bölgenin tarihi ve kültürel geçmişine ışık tutacak nitelikte olduğu belirtildi. Uzmanlar, alanın yaklaşık 6 asırlık bir geçmişe sahip olduğunu ve özellikle Eretna Beyliği dönemine ait izler taşıdığını ifade ettiler. Doç. Dr. Savaş Maraşlı ise, ortaya çıkarılan bu yapıyla ilgili literatürde herhangi bir kayda rastlamadıklarını ve bu nedenle yapının korunması ve gün yüzüne çıkartılması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Maraşlı, sözlerine şöyle devam etti: “Bu bölgedeki yapı, uzun yıllar gizli kalmış ve korunmuş bir eser. Günümüzde ise ilk defa ortaya çıkarılıyor. Bu yapı, Selçuklulardan beylikler dönemine uzanan mimari ve süsleme özellikleriyle önemli bir kültürel miras niteliğinde.”
Diğer yandan, araştırmayı yürüten ekipten Doç. Dr. Alper Altın ise, bu keşfin kendileri açısından büyük bir heyecan kaynağı olduğunu dile getirdi. Yapı ve çevresinde yapılacak detaylı araştırmaların sürdüğünü ve ortaya çıkarılan yapının amacını tam anlamıyla tespit etmeye çalıştıklarını belirtti. Altın, “Bizler buranın bir mescit olarak kullanılmış olabileceğini düşünüyoruz. En azından mihrap bulunduğuna göre, burada namaz kılınmış olması muhtemel. Bu yapının, bölge tarihine ışık tutacak önemli bir kültürel ve dini merkez olabileceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Bölgedeki alanın sahibi olan ve 63 yaşındaki Mehmet Ersen ise, çocukluk yıllarında bölgeye gelen turistlerin buranın bir cami olduğunu düşündüklerini, ancak o dönemlerde herhangi bir akademik çalışmanın yapılmadığını hatırlattı. Ersen, “Yıllar boyunca odunluk olarak kullandığımız bu alanın altında böyle tarihi bir yapının bulunması beni oldukça şaşırttı. Bu keşif, bölge ve benim için büyük bir sürpriz oldu” dedi. Ayrıca, bölgedeki sanat tarihçileri, yapının özellikle Eretna Beyliği dönemine ait mimari ve süsleme özellikleri taşımasıyla, bölge tarihinin önemli bir parçasını oluşturduğunu ve bu keşfin bölgenin turizm açısından gelişmesine katkı sağlayabileceğini belirtti.
Son olarak, uzmanlar ve yerel yetkililer, bu tarihi yapının restorasyon ve korunma çalışmalarına alınarak, bölgenin kültürel ve turistik cazibe merkezlerinden biri haline getirilmesi yönünde çalışmalar yapmayı planlıyor. Bu sayede hem bölgenin tarihi değerleri korunacak, hem de bölge ekonomisine katkı sağlanmış olacak.