Türkiye’ye Bogota Bildirisi üzerinden algı operasyonu

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), son günlerde sosyal medyada geniş yankı bulan ve kamuoyunu yanlış yönlendirmeyi amaçlayan iddialara ilişkin önemli bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, bazı platformlarda “Türkiye’nin Lahey Grubu’nun Bogota Bildirisi’ne imza atmadığı” yönünde yaygınlaştırılan haberlerin tamamen asılsız ve gerçek dışı olduğu belirtildi. Bu tür bilgi kirliliği ve dezenformasyon girişimlerinin, ülkemizin dış politika dinamiklerini yanlış anlamalara ve kamuoyunda gereksiz endişelere yol açabileceği vurgulandı.

Dezenformasyon Merkezi tarafından yapılan açıklamada, söz konusu iddiaların, kamuoyunu manipüle etmeye ve devletin uluslararası ilişkiler politikasını yanlış anlamaya yönelik bilinçli ve organize girişimler olduğu ifade edildi. Ayrıca, bu tür haberlerin, devletin hassas dış politika alanlarından biri olan Filistin meselesi ve İsrail ile ilişkiler bağlamında, ülkemizin tutumunu saptırmaya çalıştığı belirtildi. Türkiye’nin, Filistin halkının haklarını savunmaya devam ettiği ve uluslararası platformlarda güçlü bir duruş sergilediği hatırlatıldı.

Türkiye’nin Lahey ve Bogota İlişkisi

Özellikle, Türkiye’nin Bogota Bildirisi sürecine katılımında, resmi adımlar ve süreçlerin şeffaf ve kayıtlara uygun şekilde yürütüldüğü açıklandı. DMM’nin ifadesine göre, Türkiye’nin bu bildiride imzası bulunmamaktadır ve bazı haberlerde iddia edildiği gibi, “gelen tepkiler üzerine imzaladı” şeklinde yalan bilgiler yayılmaktadır. Ayrıca, bildiride yer alan iki madde, Türkiye’nin taraf olmadığı ve düzenli olarak itiraz ettiği BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne yapılan göndermeleri içermektedir. Bu nedenle, toplantı sırasında bildirinin imzalanmadığı ve resmi süreçlerin, Kolombiya Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde önceden yayımlandığı belirtildi.

Türkiye’nin, Bogota Bildirisi’ne olan katılımını şerh düşerek resmi olarak bildirdiği ve bu durumun, ilgili ülkelerin resmi kanalları aracılığıyla kamuoyuna açıklandığı vurgulandı. Dolayısıyla, “Türkiye bildiriyi imzaladı” şeklinde ortaya atılan iddiaların, gerçeklerle bağdaşmadığı ve herhangi somut bir temele dayanmadığı net şekilde ifade edildi. Bu durum, devletimizin dış politika süreçlerine yönelik karalama kampanyalarını ve dezenformasyon faaliyetlerini ortaya koymaktadır.

Dezenformasyon ve Kamuoyu Manipülasyonu

Dezenformasyon Merkezi, bu tür paylaşımların, devletin dış politika adımlarını yanlış anlama ve yanlış aktarma amacı taşıdığını belirtti. Ayrıca, kamuoyunun doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmasının önemine dikkat çekti. Vatandaşların, özellikle uluslararası ilişkiler ve dış politika konularında, yalnızca resmi ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeleri gerektiğinin altını çizdi. Bu bağlamda, devletimizin resmi açıklamalarının ve belgelerinin, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinde temel referans olması gerektiği vurgulandı.

Sonuç olarak, Türkiye’nin dış politikasına dair ortaya atılan bu tür iddiaların, kamuoyunun yanlış yönlendirilmesine ve ülkemizin uluslararası imajına zarar verme amacı taşıdığı açıktır. Bu nedenle, vatandaşların, dezenformasyon ve manipülasyon girişimlerine karşı dikkatli olmaları ve bilgilerini yalnızca resmi kaynaklardan almaları büyük önem taşımaktadır.