Türkiye’nin Biyometan Potansiyeli ve Enerji Güçlendirme Stratejileri
Türkiye’nin biyometan potansiyeli ve enerji güçlendirme stratejileri hakkında kapsamlı bilgiler. Yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanın ve sürdürülebilir çözümler keşfedin.
Türkiye’nin Enerji Güvenliğinde Biyometanın Rolü
Türkiye’nin mevcut doğal gaz ihtiyacının yaklaşık %8’ini karşılayan enerji kaynağı, biyogazdan saflaştırılan biyometandır. Bu yenilikçi ve sürdürülebilir enerji kaynağı, ülkenin enerji portföyüne büyük katkılar sağlayabilir. Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Rıza Öner, biyometanın doğal gazla tam anlamıyla uyumlu olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi: “Bu kaynaktan üretilen enerji, döviz çıkışını azaltabilir ve ekonomik kriz dönemlerinde enerji arzını rahatlatan yeni bir kaynak oluşturabilir.”
Öner, Türkiye’nin yalnızca biyometan üretimiyle yılda 120 ila 140 milyar liralık yerli kaynak oluşturma potansiyeline sahip olduğunu belirterek, bunun enerji güvenliği ve cari açığın azaltılmasında stratejik bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Ayrıca, şu bilgileri paylaştı: Türkiye genelinde 2024 itibarıyla 269 biyogaz ve biyokütle tesisi bulunmakta. Bu tesisler sayesinde evsel katı atıklardan yılda yaklaşık 3,17 milyar kilovatsaat, biyokütle ve biyogaz tesislerinden toplamda 8,6 milyar kilovatsaat elektrik üretildi. Aynı dönemde, bu üretim sayesinde yaklaşık 5 milyar ton karbon emisyonu önlendi.
Öner, Türkiye’nin yılda yaklaşık 7 milyar metreküp biyometan üretme kapasitesine sahip olduğunu ve bu miktarın ülkenin yıllık doğal gaz ihtiyacının yaklaşık %8’ine denk geldiğini belirtti. Ayrıca, biyokütle tesisleriyle yaklaşık 1 milyon 277 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşıladıklarını vurguladı. Son beş yılda, bu sektörün işletme maliyetlerinin 6 kat arttığını ve elektrik fiyatlarının düşmesi ile desteklerin sona ermesi sonucu sürdürülebilirlik krizinin ortaya çıktığını ifade etti.
Biyometan ve Yeşil Metanol Üretiminde Yasal ve Stratejik Adımlar
Öner, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın biyometan ile ilgili yasal altyapıyı ivedilikle oluşturması şarttır” diyerek, biyometanın üretimi, iletimi, şebekeye enjeksiyonu ve sertifikasyonu konularında önemli yasal eksikliklerin giderilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, karbondioksit ile sentez edilerek karbon nötr yeşil metanol üretiminin mümkün olduğunu ve bu ürünün denizcilik, sanayi ve petrokimya sektörleri gibi birçok alanda stratejik bir yakıt haline geldiğini belirtti. Türkiye’nin, biyogazdan yılda 4–5 milyon ton yeşil metanol üretme kapasitesine sahip olduğunu ifade eden Öner, şu önemli noktayı vurguladı: “Eğer limanlarımızı yeşil metanole göre uyarlarsak, Türkiye ihracatın merkezi haline gelebilir.” Ayrıca, Avrupa ülkeleri ve Çin’in liman altyapılarını bu yönde dönüştürmekte olduğunu hatırlattı.
Öner, “Biyometan ve yeşil metanol gibi yenilikçi ürünler, geleceğin temel enerji girdileri arasında yer alıyor.” diyerek, Türkiye’nin bu dönüşüme zamanında uyum sağlamaması halinde, özellikle çimento, gübre, demir-çelik ve kimya sektörlerinde AB’nin sınırda uygulayacağı karbon vergileriyle karşılaşma riskine işaret etti. Ayrıca, bu enerji kaynaklarının çevresel sorumluluk, sanayi rekabeti ve ekonomik bağımsızlık açısından da büyük kazanımlar sağlayacağını sözlerine ekledi.