Türkiye’den İran’a Farsça Öğrencileri Ziyareti ve Kültürel Etkileşimler
Türkiye’den İran’a Farsça Öğrencileri Ziyareti ve Kültürel Etkileşimler hakkında detaylar, ortak kültürel miras ve dil öğrenme deneyimleri üzerine bilgiler.
Türkiye’den Farsça Öğrencilerinin İran Gezisi ve Tahran Büyükelçiliği Ziyareti
Türkiye’de Farsça eğitimi gören gençler, İran’ın başkenti Tahran’da gerçekleştirilen özel bir organizasyon kapsamında büyükelçiliği ziyaret ettiler. Bu ziyaret, Sadi Vakfı’nın düzenlediği ve Fars Dili ve Edebiyatları alanında başarı kazanan öğrencilere verilen ödüller çerçevesinde gerçekleşti. İran’a gelen gençler, Tahran Büyükelçisi Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.
Öğrenciler, Tahran Büyükelçiliği’ndeki kabul toplantısında, Farsça’daki başarılarını ve edebiyat alanındaki ilgilerini dile getirerek, bu dilin onlar için ne kadar önemli olduğunu vurguladılar. Prof. Dr. Kırlangıç ise, gençlerin bu başarısını kutlayarak, kültürel alışverişin ve dil öğreniminin iki ülke arasındaki bağları güçlendiren temel unsurlar olduğunu belirtti. Ayrıca, Farsça öğrenmenin sadece bir dil değil, aynı zamanda farklı kültürleri, tarihleri ve düşünce sistemlerini anlamanın kapılarını açan büyük bir fırsat olduğunu hatırlattı.
Kırlangıç, gençlere, İran’da geçirilen zamanın onların kültürel birikimlerine önemli katkılar sağlayacağını ve bu deneyimlerin akademik ve kişisel gelişimlerine destek olacağını söyledi. Öğrenciler de, İran’ın zengin kültürel mirasını yakından tanıma ve Farsça’yı öğrenmenin kendilerine kazandırdığı dilsel ve kültürel perspektifleri paylaşma fırsatı bulduklarını belirttiler.
İki Ülke Arasındaki Kültürel ve Akademik İşbirliği
Büyükelçi Kırlangıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bugün burada, Sadi Vakfı’nın değerli konukları olarak, akademisyenler ve Farsça öğrenen gençlerimizle birlikteyiz. Bu etkinlik, iki ülke arasında güçlenen bağların ve ortak kültürel değerlerin güzel bir örneğidir,” dedi.
Halklar arasındaki bu tür iletişimlerin, özellikle de Türkiye-İran arasındaki güçlü tarihi ve kültürel bağların, iki ülkenin ortak kültür yılı kapsamında gerçekleştirilen çeşitli faaliyetlerle pekiştirildiğine dikkat çekti. Kırlangıç, “Bu yıl da İran ve Türkiye arasındaki ortak kültür yılı kapsamında birçok etkinlik planlandı. Kültür Bakanlıklarımız bu konuları yakından takip ediyor ve çalışmalar devam ediyor,” ifadelerini kullandı.
Farsça Öğretiminin Tarihsel ve Güncel Önemi
Farsça’nın Türkiye’de uzun zamandır önemli bir yere sahip olduğunu belirten Kırlangıç, özellikle Selçuklu döneminden kalan tarihi belgelerin ve edebi eserlerin bu dilde olması nedeniyle, Türk eğitim kurumlarında özel bir önem kazandığını vurguladı. Öğrencilere sağlanan motivasyonun, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine de katkı sağladığını ifade etti.
Öğrencilerden Emine Vural ise, Kırıkkale Üniversitesi’nde doktora eğitimine devam ettiğini ve Sadi Vakfı’nın düzenlediği Fars Dili ve Edebiyatı Yarışması’nda elde ettiği başarı sonucu İran seyahatine katıldığını söyledi. Vural, bu deneyimin kendisine büyük bir kültürel zenginlik kazandırdığını ve özellikle Mevlana’nın eserlerini kendi dilinden okumak istediği için Farsça’ya ilgisinin arttığını belirtti.
Vural, “Türkiye ve İran, komşu olmamız nedeniyle birçok ortak noktaya sahip. Özellikle Selçuklu döneminde iki kültür arasındaki etkileşimi net bir şekilde görebiliyoruz. Tahran’da gezerken sanki Ankara’daymışız gibi hissettiğimiz oluyor,” dedi.
Ziyarette Bulunan Diğer Öğrencilerden Görüşler
Ender Songur ise, Türkiye ve İran arasında geçmişten bugüne güçlü ilişkilerin var olduğunu ve bu ilişkileri canlı tutmanın önemine değindi. “Bu tür etkinlikler sayesinde, iki ülkenin kültürel bağlarını güçlendirebileceğimize inanıyorum. Eğer biz de bu süreçte katkıda bulunabilirsek, memnuniyet duyarız,” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda, özellikle gençler arasında, Türkiye’de Farsça çalışmalarına olan ilginin arttığını ve bu durumun iki ülke arasındaki ilişkileri olumlu yönde etkilediğini sözlerine ekledi.
Sonuç ve Değerlendirme
Bu ziyaret ve etkinlikler, Türkiye ve İran arasındaki kültürel ve akademik bağların ne denli güçlü ve derin olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Her iki ülkenin de ortak tarih ve kültürel miraslarını yaşatmak ve geliştirmek adına yapılan bu çalışmalar, gelecekteki işbirliği ve dostluk bağlarını pekiştirecek önemli adımlar olarak görülüyor.