Türkiye ve Dünya Genelinde Hava Sıcaklıklarındaki Yükseliş ve İklim Krizi

İklim Değişikliği ve Artan Sıcaklıklar

Son yıllarda, hem dünyada hem de Türkiye’de, küresel ısınma ve iklim krizinin etkileri hızla hissedilmeye başlandı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün detaylı sıcaklık analizi raporlarına göre, Türkiye’de haziran ayları ortalama sıcaklığı, uzun yıllar normlarıyla kıyaslandığında belirgin bir artış gösteriyor. 1991-2020 normallerine göre, haziran ayı ortalama sıcaklığı 21,8 derece iken, 2024 yılında bu değer 23 dereceye yükselerek iklim değişikliğinin etkilerini gözler önüne seriyor.

Haziran Ayında Rekor Sıcaklıklar ve Kırılan Isı Rekorları

2025 yılı Haziran ayı, son 55 yılın en sıcak 4. ayı olarak kayıtlara geçti. Meteorolojik veri tabanında yer alan ölçümlere göre, 26-29 Haziran tarihlerinde birçok merkezde tüm zamanların en yüksek haziran sıcaklığı rekorları kırıldı. Örneğin, İzmir’in merkezinde 13 Haziran 2024’te 41,4 derece ile kaydedilen rekor, 27 Haziran’da 41,8 dereceye çıkarak yeni bir sınır belirledi. Dikili’de ise 21 Haziran 1942’de ölçülen 41 derece rekoru, 27 Haziran’da 41,7 derece ile yeniden güncellendi. Seferihisar’da kaydedilen 40,5 derece eski rekor, bu yıl 40,6 derece ile aşılmış durumda. İstanbul Florya’da ise 28 Haziran 1982’deki 36,2 derecelik rekor, 27 Haziran’da 36,3 derece ile güncellendi. Sinop’ta 28 Haziran 2007’de ölçülen 33,2 derece rekoru ise 26 Haziran’da 33,7 dereceye çıkarak yeni bir seviyeye ulaştı.

Bölge Bölge Haziran Rekorları ve Sıcaklık Verileri

Marmara Bölgesi

Bölgenin uzun yıllar haziran ayı ortalama sıcaklığı 22 derece iken, 2025 yılında bu değer 23,5 dereceye yükseldi. En düşük sıcaklık 9,2 dereceyle Balıkesir’de, en yüksek sıcaklık ise 40,2 dereceyle Lüleburgaz’da ölçüldü. Bu artış, bölgenin iklimsel değişikliklere uyum sağlama sürecini hızlandırıyor.

Ege Bölgesi

Ege’de ise uzun yıllar haziran ayı ortalama sıcaklığı 23,7 derece olarak kayıtlara geçmişti. 2025 Haziran ayı ise bu değeri 25,8 dereceye çıkararak dikkat çekti. En düşük sıcaklık 6,5 derece ile Simav’da, en yüksek sıcaklık ise 43,9 dereceyle Milas’ta ölçüldü. Bu yüksek sıcaklıklar bölgedeki yaşam ve tarım faaliyetlerini olumsuz etkiliyor.

Akdeniz Bölgesi

Akdeniz’de uzun yıllar haziran ayı ortalama sıcaklığı 24 dereceydi. 2025 yılında ise bu ortalama 25,8 dereceye yükseldi. Bölgede en düşük sıcaklık 4,6 derece ile Göksun’da, en yüksek sıcaklık ise 43 derece ile Dalaman’da ölçüldü. Yüksek sıcaklıklar, bölgedeki ekosistemleri ve turizm sektörünü de etkiliyor.

İç Anadolu Bölgesi

İç Anadolu’da haziran ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 19,3 derece iken, 2025 yılında bu değer 20,4 dereceye çıktı. Bölgede en düşük sıcaklık 1,5 derece ile Kangal’da kaydedildi. En yüksek sıcaklık ise 36,5 derece ile Çankırı’da ölçüldü. Artan sıcaklıklar, bölgedeki tarım ve yaşam koşullarını zorlaştırıyor.

Karadeniz Bölgesi

Karadeniz’de haziran ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 19,8 dereceydi. 2025 Haziran ayı ise 20,1 dereceye ulaşarak iklim değişikliğinin etkilerini gösteriyor. Bölgenin en düşük sıcaklığı 3,4 derece ile Bayburt’ta, en yüksek sıcaklığı ise 37,8 derece ile Ankara Beypazarı’nda tespit edildi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri

Doğu Anadolu’da haziran ayı uzun yıllar ortalama sıcaklığı 19,1 derece iken, 2025’te 19,9 dereceye yükseldi. En düşük sıcaklık -0,2 derece ile Erzurum’da kaydedildi. En yüksek sıcaklık ise 38,4 derece ile Ergani’de ölçüldü. Güneydoğu Anadolu’da ise uzun yıllar ortalama sıcaklık 27,2 dereceydi, 2025 yılında bu değer 29,2 dereceye çıktı. Bölgede en düşük sıcaklık 12,8 dereceyle Batman’de, en yüksek sıcaklık ise 45,6 dereceyle Cizre’de ölçüldü. Bu yüksek sıcaklıklar, bölgedeki yaşam kalitesini ve tarımsal üretimi olumsuz yönde etkiliyor.

Yağış Durumu ve İklim Etkileri

Türkiye genelinde haziran ayında toplam yağış miktarı 12,5 mm olarak gerçekleşti. Bu, 1991-2020 yılları arasındaki normal değeri olan 33,6 mm’nin %63 altında kalmasıyla dikkat çekti. Özellikle Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde son 65 yıl ve son 22 yıl boyunca kaydedilen en düşük yağış oranları yaşandı. Bu durum, kuraklık riskini artırırken, tarım ve su kaynakları üzerinde ciddi baskılar oluşturuyor.

İklim değişikliklerinin etkisini sürekli hissettiğimiz bu süreçte, alınan önlemler ve farkındalık çalışmalarıyla sürdürülebilir yaşam alanları oluşturmak büyük önem kazanıyor. Güncel gelişmeleri takip ederek, iklim krizine karşı bireysel ve toplumsal düzeyde adımlar atmak gerekiyor.

Kaynak: Ensonhaber