Türkiye ve Arap Dünyası Arasında Sinema İşbirlikleri ve 12 Punto Sempozyumu

Kültürel İşbirlikleriyle Güçlenen Sinema Sektörü

Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki sinema alanındaki işbirliklerini geliştirmeyi amaçlayan ve çeşitli yeni projelere zemin hazırlayan “Türkiye ve Arap Dünyası Arasında Ortak Yapımlarda Yeni Ufuklar” temalı sempozyum, ilk kez düzenlenmekle birlikte, TRT tarafından yedinci kez organize edilerek sektör profesyonellerine kapılarını açtı. Bu etkinlik, sinema endüstrisinin farklı kültürel ve ekonomik dinamiklerini bir araya getirerek, ortak yapımlar ve projelerin geliştirilmesi adına önemli bir platform oluşturuyor.

12 Punto Sempozyumu ve Etkinlikler

20 Temmuz tarihine kadar devam edecek olan ve 35 ülkeden yönetmen, yapımcı, senarist ve sektör uzmanlarının katıldığı 12 Punto, farklı oturumlar ve atölyelerle dopdolu bir program sunuyor. Sinema Feriye’de gerçekleşen sempozyumda, özellikle Suudi Arabistan Sinema Fonu Direktörü Emad Eskandar, Arap ülkelerinde sinema sektörünün Türk sinemasından aldığı ilham ve artan ilgiyi dikkat çekici şekilde değerlendirdi. Eskandar, çocuklar ve gençler için içerik üretiminin önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin kültürel mirasını koruyarak geliştirdiği animasyonların Arap toplumunda nasıl karşılık bulduğuna değindi.

Yatırım ve Kültürel Köprüler

Media City Katar Film Komitesi Başkanı George David, sempozyumu “harika bir konsept” olarak tanımlayarak, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki yapım köprülerinin kurulmasının sektör açısından hayati önemde olduğunu belirtti. Ürdün’deki film endüstrisinin gelişimini devlet teşvikleri ve kamu-özel sektör işbirliği üzerinden anlatan David, kültürel içeriklerin ana akım sinemadaki etkisine de dikkat çekti. Mısır’dan film eleştirmeni Ahmad Shawky ise, iki ülke arasındaki tarihsel ve kültürel bağların yanı sıra ortak yapımların önündeki fırsatlara değindi.

Ortak Yapımlar ve Kültürel İşbirliği Fırsatları

Shawky, özellikle arthouse sinemanın Mısır’daki yerini ve bu alanın Türkiye ile ortak yapımlar aracılığıyla nasıl güçlendirilebileceğini vurguladı. Ayrıca, kültürel ortaklıkların ekonomik ve sanatsal yatırımlar açısından yeni kapılar açabileceğine dikkat çekti. TRT Sinema Müdürü Faruk Güven ise, özellikle 1970’ler sonrası Türkiye sinemasında yaşanan dönüşümleri anlattı ve devlet ile TRT’nin desteklerinin artarak devam edeceğini belirtti. Güven, Türkiye ve Arap ülkeleri arasında arthouse alanında yapılabilecek ortak yapımların büyük potansiyele sahip olduğunu ifade etti.

Filistin ve Ortak Sinema Çalışmaları

Filistinli yönetmen ve yapımcı Kamal Aljafari ise, Arap, Türk ve Avrupa sinemasının ortak yapımlar aracılığıyla güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Aljafari, özellikle Suriye sinemasının yeniden inşasında teknik kapasite ve finansman olanaklarının artırılması gerektiğini belirtti. Uluslararası sinema platformlarında ortak projelerin gelişimiyle bölgedeki kültürel diyalog ve sanatsal üretimin ivme kazanacağını düşündüğünü ifade etti.

Kurgu ve Senaryo Üzerine Seminerler

12 Punto kapsamında ayrıca, “Senaryo Masasında Yazmak ve Kurgu Odasında Yazmak” temalı özel bir sempozyum düzenlendi. Bu etkinlikte, sinema sektörünün temel unsurları olan kurgu ve senaryonun detayları ele alındı. Kurgucu ve yönetmen Benjamin Mirquet, katılımcılara “En iyi kurgu, fark edilmedir” diyerek, kurgunun sanatını ve önemini vurguladı. Ayrıca, test gösterimlerin ve seyirci geri bildirimlerinin film yapım sürecinde kritik rol oynadığını belirtti.

Yapay Zekanın Sinema Üzerindeki Etkisi

Cannes Film Festivali Seçici Kurul Üyesi Wim Vanacker ise, senaryo ve diyalogların gelişiminde olgunlaşmanın ve yönetmen-yazar ilişkilerinin önemine değindi. Vanacker, yapay zekanın sinema sektöründe yeni bir dönemi başlatabileceğine işaret ederek, teknolojinin kalitede artış sağlayabileceğini söyledi. Ayrıca, filmlerde “filmin arkasındaki sesi” arayışlarının ve yapay zekanın bu süreçteki rolünün, sektörün geleceğine yön vereceğine inanıyor.