Türkiye-Libya anlaşması Akdeniz’de dengeleri değiştirdi

Türkiye, Doğu Akdeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilanı yolunda önemli bir anlaşmaya imza attı. Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat ile Doğu Akdeniz’de, Yunanistan ile GKRY-Mısır arasında bir kalkan şeridi oluşacak. Anlaşma ile Doğu Akdeniz’de MEB’in batı sınırı da belirlenmiş oldu. Anlaşmayı değerlendiren uzmanlar, Yunanistan’ın yıllardır kurguladığı sistemin çöktüğünü ve bu anlaşmanın Türkiye’nin elini kuvvetlendirdiği söyledi. Uzmanlar, anlaşmayı Milliyet’e şöyle değerlendirdi.

“Yalnız aktör’değiliz artık”

Prof. Dr. Seyfettin Erol (ANKASAM Başkanı): Bu anlaşma ile Doğu Akdeniz’de Türkiye elini kuvvetlendirmiştir ve Akdeniz’deki dengeleri değiştirmiştir. Anlaşma, Türkiye’nin Libya’da izlediği politikanın başarılı ve somut sonucudur. Türkiye’nin Libya’daki meşru hükümete verdiği destek bunun bir yansımasıdır. Bugüne kadar Doğu Akdeniz bağlamında Türkiye için, ‘yalnız aktör’ tabiri kullanılıyordu. Artık Türkiye’nin Doğu Akdeniz siyasetinde birlikte hareket edebileceği ülke de söz konusu. Türkiye, Libya ile birlikte Doğu Akdeniz’deki tezlerini daha güçlü savunma imkanı elde etti. Libya sonrası bu anlaşmalara başka aktörler de eklenebilir. Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki politikaları bağlamında bir başarıya imza atmıştır.

“Diğer ülkelerle de anlaşma yapılmalı”

Tugay Uluçevik (Emekli Büyükelçi): Atılan yerinde bir adım olmakla birlikte gecikmiş bir karardır. Bu adım, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de denizaltı serbestlerinin çıkarılması ve işletilmesi konusundaki kararlığını gösteriyor. Rum ve Yunan tarafının bölgedeki teşebbüslerine karşı kararlılık mesajı verilmiştir. Libya ile yapılan anlaşma dış politika açımızdan bir öncü olur umarım ve Doğu Akdeniz’in diğer ülkeleri ile iş birliğimizi geliştirecek anlaşmalara yol açar. Özellikle sahildar olan ülkelerle anlaşmalar yapmalıyız. Başta Suriye olmak üzere, İsrail ve Mısır gibi Ortadoğu’nun önemli ülkeleri ile ilişkilerimiz kopuk vaziyette. Bu ilişkilerin düzeltilmesi durumunda, Türkiye, Doğu Akdeniz’de daha etkin bir konuma gelebilir.

“Kurguları ve hayalleri çöktü”

Gökhan Güler (Akdeniz Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri): Tek kutuplu dünya düzeni temsilcileri Kıbrıs konusunun çözümü için federasyon modeli dayayıp Doğu Akdeniz Rum egemenliğinde deniz yetki anlaşmaları, MEB ilanları istiyorlar. Yunanistan’ın Meis Adası üzerinden Türkiye’ye yönelik MEB sıkıştırması var. Amaçları, Türkiye ve KKTC arasını kopartmak, Mısır, İsrail, GKRY’yi de içine alan Doğu Akdeniz’i iç deniz haline getirmekti. Rumlar istedikleri sistemi kurabilmiş olsaydı, örneğin Antalya’dan kalkan bir gemi KKTC ya da İstanbul’a gidebilmek için, her defasında Rumlardan izin alacak ve harç ödeyecekti. Libya anlaşması bu kurguların, hayallerin çökmesini sağladı. Anlaşma ile Türkiye’nin tüm hak ve hukuku korundu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.