DOLAR 32,2254
EURO 34,7252
ALTIN 2.442,94
BIST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Az Bulutlu
İstanbul
14°C
Az Bulutlu
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 20°C
Per 22°C

Türkçe, Kürtçe ve İngilizce biliyordum ama Arapça için çok çalışmam gerekti

09.09.2018
A+
A-

Belçim artık Hollywood’da mı?

– Belçim şu an nerede, hep birlikte göreceğiz!

‘Komplo’ projesi size nasıl geldi?

– Uzun zamandır çalıştığım bir ajansım var Fransa’da. Oradaki menajerlik şirketim aracılığıyla geldi. Uzun süren görüşmelerin sonunda birlikte çalışmaya karar verdik.

Hollywood ile Türkiye şartları arasında nasıl farklar vardı?

– Kalitedeki farklılıkları belirleme açısından bütçeler diyebilirim. Ve hayal ettikleri her hikâyeyi istedikleri gibi anlatabilme özgürlüğü… Bu da onların hikâyelerini çok daha evrensel yapıyor.

Türkçe, Kürtçe ve İngilizce biliyordum ama Arapça için çok çalışmam gerekti

Theo James çok yakışıklı!

‘Komplo’ filmi izleyiciye neyi anlatıyor?

class=’cf’>

Erken yaşta şöhret olup her şeyi insanların gözü önünde yaşadınız. Bunlar size nasıl yansıdı?

– Küçük yaşta hayat arkadaşlığını taşımak ve dediğin portrenin içinde olmak beni olgunlaştırdı. Bazen 23 yaşındaki genç kızlarla tanışıp sohbet ettiğimde, “Aa ben onların yaşındayken evlenmiştim” diye geçiriyorum içimden… Herkesin hikâyesi biricik. Ben hikâyemi her şeyiyle seviyorum.

Türkiye’de yaptığınız işlerde; eşinizin Yılmaz Erdoğan olması sebebiyle övgüler kadar önyargı cümleleri de duydunuz. Yurtdışında durum nasıl?

– Tam tersi. Bunlarla biz ilgileniyor, o önyargıları kafamızda yaratıp bir şeyleri büyütüyor, bu sırada hem kendimizi, hem hikâyeleri hem de insanları onun içine hapsediyoruz. Dünyanın diğer yerlerindeyse insanlar önyargıların değil, kendi yaptığı işin, üretimin peşinde!

Bu proje sizin açınızdan aslında herkese bir cevap niteliğinde mi?

– Benim hiç kimseye cevap vermek gibi bir düşüncem yok. Eleştiriler elbette olacaktır ama bunun yanı sıra beni çok motive eden eleştiriler de alıyorum. Tonuna, kaynağına göre o eleştiriyi ciddiye alıp almayacağımı belirliyorum. Kimi eleştiriler oluyor ki kendimi pozitif anlamda
geliştirmeme de yardımcı oluyor.

Türkçe, Kürtçe ve İngilizce biliyordum ama Arapça için çok çalışmam gerekti

Tek dileğim; akıl sağlığımızı kaybetmeden umut etmekten vazgeçmemek

Filminizin türü politik-gerilim. Politikayla aranız nasıl?

– Politikayla aram yok (gülüyor).

Apolitik misiniz?

– Elbette ki hayır. Zaten bence günümüzde kimse tam anlamıyla apolitik bir yerde duramaz.

Neden?

– Politikanın insan hakları, eğitim, ekonomi, sağlık gibi hayati meseleleri de kapsadığı düşünülürse; hayat buna izin vermiyor. Dünyada çok fazla şey yaşanıyor, olaylara karşı elbette ki bir görüşün ve duruşun olmalı. Öte yandan sanatçının tavrının her şeye eşit mesafede duran, sağduyusunu kaybetmeyen, yeşeren ve yeşerten bir enerjide olması gerektiğini düşünüyorum.

Peki sizin dünya görüşünüz nedir?

– İnsanların birlik fikrini gerçekten idrak ederek; sevgiyle, anlayışla, sağduyuyla, birlikte üreterek yeni bir gelecek yaratabileceğine dair sonsuz bir inancım var.

Filmdeki karakter dünyayı güzel bir yer haline getirmek için yola çıkıyor. Bu biraz ütopik bir şey mi?

– Hayır, bir şeyleri değiştireceğimize inancım sonsuz. Ama buna önce kendimizden başlamamız lazım. Aynayı önce kendimize tutup kendimizdeki değişimleri istediğimiz düzeye getirmezsek hiçbir şey değişmeye başlamayacak.

Bir süredir Londra’da yaşıyorsunuz. Oradan buralar nasıl görünüyor?

– Londra’dayım ama sabah Rodin okula gittikten sonra ilk işim haberlere bakmak. Bu yüzden duruma pek dışarıdan bakamıyorum ama bazı şeylerin değiştiği kaçınılmaz bir gerçek.

Neler değişti?

– Bütün yaşanan karışıklığın insanlardaki tepkimesinin; umutsuzluk, agresyon ve tahammülsüzlük şeklinde olduğunu gözlemliyorum. Bu süreçte tek dileğim; akıl sağlığımızı ve sağduyumuzu kaybetmeden umut etmekten vazgeçmemek.

Rodin’in geleceği açısından dünyanın gidişatı sizi endişelendiriyor mu?

– Evet… Dünya karmakarışık. Onların neslinin büyüyüp bir şeyleri değiştirmesine bütün dünyanın ihtiyacı var.

Nasıl bir annesiniz?

– Tatlı, eğlenceli, çılgın, arkadaş olmaya çabalayan ve birlikte anılar
biriktirmeyi önemseyen bir anneyim.

Rol arkadaşlarını anlattı

Ben Kingsley, her sahnede bizi şaşırttı. Theo’nun ruhu çok centilmen.

Türkçe, Kürtçe ve İngilizce biliyordum ama Arapça için çok çalışmam gerekti

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.