Turgut Özal: Türkiye’nin Yükselen Lideri ve Cumhurbaşkanı
Turgut Özal’ın liderliği ve Cumhurbaşkanlığı dönemiyle Türkiye’nin ekonomik ve siyasi yükselişini anlatan kapsamlı bir inceleme.
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Turgut Özal, 1983 genel seçimlerinde kurduğu Anavatan Partisi’nin (ANAP) zaferiyle ülke yönetimine güçlü bir giriş yaptı. Bu seçimlerden sonra 1989 yılına kadar Başbakanlık görevini başarıyla yürüten Özal, 31 Ekim 1989’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Ne yazık ki, bu önemli görevini yürütürken 17 Nisan 1993 tarihinde Cumhurbaşkanlığı döneminde hayatını kaybetti.
İşte onun hayatını ve kariyerini anlatan detaylar: AA muhabirlerinin derlediği bilgiler ışığında, bankacı bir babanın ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak Malatya’da 1927 yılında dünyaya gelen Özal, çocukluk ve gençlik yıllarında ailesinin mesleki hareketliliği nedeniyle farklı şehirlerde eğitim gördü. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden 1950 yılında mezun olduktan sonra, Türkiye’nin önde gelen elektrik kuruluşlarında çalışmaya başladı. Aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletleri’nde “mühendislik ekonomisi” alanında uzmanlık eğitimi alarak, teknik bilgi birikimini ileri seviyeye taşıdı.
Türkiye’ye döndükten sonra Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin Genel Müdür Yardımcılığı görevini üstlendi ve bu dönemlerde ekonomik planlama ve kalkınma projelerine yön verdi. 1954 yılında Semra Özal ile evlenen Turgut Özal’ın üç çocuğu bulunmaktadır. Askerlik görevi ise Milli Savunma Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi olarak 1961-1962 yılları arasında tamamlandı.
1967-1971 yılları arasında Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) müsteşarlığını üstlenerek, Türkiye’nin ekonomik ve kalkınma politikalarının şekillenmesinde kritik bir rol oynadı. Aynı zamanda Ekonomik Koordinasyon Kurulu, Para ve Kredi Kurulu, RCD Koordinasyon Kurulu ve AET Koordinasyon Kurulu başkanlıklarında bulunarak, ülkenin ekonomik istikrar ve büyümesine yön verdi. Dünya Bankası’nda danışmanlık yaparken, çeşitli sanayi kuruluşlarında da görev aldı ve Madeni Eşya Sanayii Sendikası Başkanlığı’nı yürüttü.
Siyasi kariyerine 1977 genel seçimlerinde Milli Selamet Partisi’nden İzmir milletvekili adayı olarak başlayan Özal, milletvekili olamasa da politikaya olan ilgisi ve vizyonu ilerleyen yıllarda belirgin hale geldi. 24 Ocak 1980 kararlarıyla tanınan ekonomik liberalizasyon reformlarının hazırlanmasında önemli katkıları bulunan Özal, Türkiye’nin ekonomik yapısını köklü biçimde değiştiren bu reformların mimarlarından biri oldu. Bu süreçte, hem DPT Müsteşarlığı hem de Başbakanlık Müsteşarlığı görevlerini birlikte yürütmesiyle, ülkenin ilk ve tek “sandalyesiz bakan” unvanını kazandı.
1980 askeri müdahalesinden sonra kurulan hükümette Ekonomik İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirildi. Bu dönemde, Türkiye’nin dış kredi imkanlarını artırması ve ihracat başarısının sağlanması gibi önemli gelişmeler yaşandı. Ancak, para politikası konusunda hükümetle anlaşmazlığa düşerek 1982’de istifa etti.
1983 yılında kurduğu Anavatan Partisi (ANAP) ile siyasi arenada yeni bir sayfa açtı. Partisiyle 20 Mayıs 1983’te yapılan genel seçimlerde büyük başarı kazandı ve 45. Hükümeti kurarak Başbakan oldu. 1983’ten 1991’e kadar aralıksız olarak iktidarda kalan Özal, hem ekonomik reformları hayata geçirmede hem de siyasi yapıyı şekillendirmede öncü rol oynadı. ANAP’ın genç ve dinamik yapısı, halkın geniş kesimlerine ulaşmasını sağladı ve Türkiye’nin kalkınma yolculuğuna ivme kazandırdı.
1988 yılında Ankara Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 2. Olağan Kongresi sırasında gerçekleşen silahlı saldırı, Özal’ın sağ elinden ciddi şekilde yaralanmasına neden oldu. Bu saldırının ardından, olayın aydınlatılması ve suçluların yakalanması için çalışmalar yapıldı. Saldırıyı düzenleyen Kartal Demirağ, yargı sürecinin sonunda idam cezasına mahkûm edildi; daha sonra cezası 20 yıl hapse çevrildi ve 4 yıl hapis yattıktan sonra Özal tarafından 1992’de affedildi. Bu olay, Türk siyasi hayatında derin izler bıraktı.
Özal’ın liderliğinde, bölgesel kalkınmaya büyük önem verildi. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi projelerle bölgenin su ve toprak kaynakları değerlendirildi, tarım ve sanayi alanında yatırımlar teşvik edildi. 1989’da hazırlanan “Master Plan” ile bölgeye ilişkin kalkınma stratejileri netleşti ve bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması hedeflendi. Bu projeler, bölge halkının yaşam standartlarını yükseltmeyi ve ekonomik kalkınmayı amaçladı.
31 Ekim 1989’da TBMM tarafından 8. Cumhurbaşkanı olarak seçilen Özal, 9 Kasım 1989 tarihinde göreve başladı. Bu dönemde, ekonomik reformların yanı sıra terörle mücadelede de yeni stratejiler geliştirdi. İlk kez sivil inisiyatifleri devreye sokarak, sorunun çözümüne farklı bir yaklaşım getirdi. Birçok görüşme ve rapor hazırlatarak, ülke meselelerine farklı bakış açılarıyla yaklaşmaya çalıştı.
17 Nisan 1993 tarihinde, 12 gün süren Güneydoğu ve diğer bölgeleri kapsayan resmi ziyaretleri sonrası Cumhurbaşkanı olarak görevini sürdürürken hayatını kaybetti. Ölümünden sonra 2012 yılında, “cinayet sonucu öldüğü” iddiaları üzerine mezarı açıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan otopsi raporu, mevcut bilgi ve bulgularla Özal’ın kesin ölüm sebebinin tespit edilemediğini açıkladı. Bu olay, Türkiye’de siyasi ve sağlık tartışmalarını yeniden alevlendirdi ve Özal’ın mirası üzerinde yeni tartışmalara yol açtı.