
Denizlerimizde eski balık çeşitliliği ve bereketinin kalmadığını biliyoruz. Merak ettik ve işin erbabı olan balıkçılara “
Balık bereketini ne etkiledi?” diye sorduk; yanıtları ise şöyle: “BOĞAZ’DAKİ TANKER YANGINLARI BALIK NESLİNİ ETKİLEDİ”
“İstanbul Boğazı’nda çeşitli doğa olayları ve kazalar yaşandı. Bunlardan birisi olan 1954 yılındaki buzlanma, balık neslini etkilemedi. Ama 60’lı yıllarda Sarayburnu açıklarında yanan Peter Zamanaviç ve Miladov isimli tankerlerden sızan kimyasallar ise balık neslini etkiledi. İndeperdenta da Selviburnu’nda 6 ay yandı. Paşabahçe koyunda balık kat kat av verdi. Kılıç, torik, kofana ve palamut göç balıklarıdır. Bu felaketler göç balıkları üzerinde etkili oldu ve doğal dengeyi bozdu.
İstanbul’un sanayi kenti olması ve tüm sanayinin ilk aşamada denizin etrafından yapılanması, atıkların denize bırakılması, artan nüfusla birlikte çoğaldı. Deniz zamanla balçık halini aldı. Yöneticiler ve işletme sahipleri de bu hatanın farkına varınca, fabrikalar buralardan şehir dışına taşındı. 
AŞIRI AVLANMA BEREKETİ GÖTÜRDÜ
Aşırı avlanma, gırgır ve trolle avcılık, balık neslini olumsuz etkiledi. Yumurtlayan balığın trolle avlanmaması gerekirdi. Balık yataklarının üzerinde gemiler bekledi, istasyonları yolun üzerinde oldu. Su üzerindeki trafik arttı. Orkinos başta olmak üzere Boğaz’da balık da kalmadı.” Balıkçıların bundan sonra yapılacaklarla ilgili önerisi ise
“Büyük deniz avları ve teknelerdeki teknolojik cihazların kullanımı, Pasifik Okyanusu’ndaki gibi devlet tarafından denetlenmeli. İthaline izin verilmemeli.” oldu.