Temizlenen odunluğun 600 yıllık ibadethane olduğu ortaya çıktı
600 yıllık odunluğun ibadethane olduğu ortaya çıktı. Tarihi ve kültürel önemiyle dikkat çeken bu keşif, bölgenin tarihine ışık tutuyor.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyeleri, yaklaşık 600 yıl öncesine dayanan tarihi bir yapıya dair önemli bir keşfe imza attı. Bu çalışma, Taşkınpaşa Medresesi ve Camisi’nin bulunduğu bölgedeki yüzey araştırmasıyla başladı ve bölgenin tarihine ışık tutacak yeni bulgular ortaya çıkarıldı. Çalışma sırasında, bölgedeki bir vatandaşın odunluk olarak kullandığı kayadan oyma bir mekanı dikkat çekici bir şekilde temizleyip açmasıyla, bölgedeki tarihi yapıya ulaşılabildi. Bu süreçte, yaklaşık beş yüz yıldır gizli kalan ve zaman içinde doğal olarak korunmuş olan, taş işçiliğiyle süslenmiş, 6 asırlık bir mihraba sahip ibadethane gün yüzüne çıktı.
Arkeolojik ve mimari açıdan büyük öneme sahip olan bu yapı, bölgedeki yaşam ve ibadet anlayışını anlamaya yeni bir kapı aralıyor. Maraşlı araştırmacılar, yapının sadece ibadet alanı olmanın ötesinde, yaşam alanı izlerini de barındırdığını belirtti. “Bu bölgenin 1960’lardan beri özellikle sanat tarihçileri tarafından deşifre edilmesine rağmen, camisi, türbesi ve zaviyesi bulunan külliyenin detaylarına kimse değinmiyor. Aslında bu yapı, ilk defa gün yüzüne çıkıyor ve saklandığı için korunmuş durumda.” diye ifade etti. Ayrıca, yapının Selçuklular döneminden başlayarak beylikler dönemine kadar devam eden geleneksel süslemeleri ve malzeme özellikleriyle dikkat çektiği vurgulandı.
Doç. Dr. Alper Altın, bu keşfin kendileri adına büyük bir heyecan ve gurur kaynağı olduğunu belirtti. “Yapı ve çevresinde yürüttüğümüz araştırmalar halen devam ediyor ve buranın hangi amaçla kullanıldığı konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz,” diyerek sözlerine ekledi. Altın, yapının sadece bir mescit olma ihtimalinin olduğunu, ancak en azından mihrap bölgesinin varlığı nedeniyle burada ibadet edilme olasılığını güçlendirdiğine dikkat çekti. Ayrıca, bölgedeki araştırmalar sırasında Ürgüp Müzesi Müdürü’nün de kendilerine bu alanda bir sempozyum düzenlendiği bilgisini verdiğini ve bu eserin bilinmediğini belirtti. Savaş hocanın yüzey araştırmasıyla keşfedilen yapıya, Mehmet amcanın da yardımıyla ulaşmış olduklarını anlatan Altın, “Burası başlangıçta gizli tutuluyordu, bizden önce kimse fark etmemiş. Temizlenerek açığa çıkarıldı ve şu anki haline getirildi,” dedi. Yapılan çalışmalarla, yapının hem işlevi hem de süslemeleri hakkında daha fazla bilgi edinilmesi planlanıyor.
Ev sahibi Mehmet Ersen (63), çocukluk yıllarına ait anılarını paylaşarak, bölgeye gelen bazı turistlerin kendilerine camiden bahsettiğini ancak bugüne kadar herhangi bir resmi çalışma veya kazı yapılmadığını ifade etti. “Çocukken buraya gelen turistler, buradaki yapıya ilgi gösterir ve camiden bahsederlerdi. Fakat zamanla bu alan sessizliğe büründü, kimse araştırma yapmadı,” şeklinde konuştu. Bu keşif, bölgedeki tarihi ve kültürel mirasın daha iyi anlaşılması ve korunması adına önemli bir adım olarak görülüyor.