Tarihi Yılankale’nin Eşsiz Hikayesi ve Günümüz Durumu

Tarihi Yılankale’nin Büyüleyici Özellikleri ve Tarihsel Önemi

Adana’nın Ceyhan ilçesinde yer alan ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini büyüleyen Yılankale, bölgenin en önemli ve en eski yapılarından biridir. Bu etkileyici kale, 12. yüzyılın sonları ile 13. yüzyılın başlarında, Kilikya Ermeni Krallığı döneminde Kral Levon I tarafından inşa edilmiştir. Nehrin doğu kıyısında konumlanan bu yapı, hem mimari açıdan hem de tarihsel açıdan büyük bir öneme sahiptir.

Günümüze kadar ulaşmış olan Yılankale, bölge tarihinin ve kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. İsminin nereden geldiği konusunda farklı rivayetler bulunmaktadır. Bir görüşe göre, kalenin içersinde yılanları eğiten ve onlarla iletişim kuran bir kişinin yaşaması nedeniyle bu isim verilmiştir. Diğer bir görüş ise, surların kıvrımlı ve yılan gibi görünmesinden dolayı bu isimle anıldığı yönündedir. 1671 yılında Evliya Çelebi’nin kalede dolaşırken, ensesi tüylü ve boynuzlu yılanların yaşadığını mizahi bir dille anlattığı da resmi kaynaklar arasında yer almaktadır.

Yılankale’nin Efsaneleri ve Mitolojik Bağlantıları

Yılankale, sadece mimarisiyle değil, aynı zamanda efsaneleriyle de ziyaretçilerinin ilgisini çeker. Yerel halk arasında, kalenin Şahmeran efsanesiyle bağlantılı olduğu ve bu mistik varlığın kalede yaşadığına inanılır. Bu efsane, kalenin gizemli atmosferine mistik bir boyut katmakta ve ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Askeri ve Stratejik Önemi

Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Ahmet Karataş, Yılankale’nin stratejik önemine vurgu yaparak şu açıklamalarda bulunmuştur: “Orta Çağ dönemlerinde yol güzergahlarında ve deniz kıyılarında inşa edilen kaleler, bölge güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Bu kaleler arasında Yılankale, Gülek Boğazı, Misis ve Payas güzergahında yer almaktadır. Özellikle, bu yapı, yol güvenliğini sağlayan ilk seri kalelerden biri olarak kabul edilir ve bölge savunmasında önemli bir rol oynamıştır.”

Kaleye Dair İlginç Hikayeler ve Rivayetler

Karataş, kalenin tarihsel ve kültürel zenginliğine değinerek şunları eklemiştir: “1670’li yıllarda Evliya Çelebi’nin kaleme aldığı anlatımlarda, Yılankale’nin şahmeran (yılan başlı) bir kale olduğu belirtilir. Rivayete göre, burada yaşayan yılanların, şahmeranın öldüğünden haberi olmadığı söylenir. Bu mitolojik hikâye, kalenin gizemli atmosferini pekiştirmekte ve bölgenin efsanelerle örülü tarihine ışık tutmaktadır.”

Yılankale, hem tarihi hem de efsaneleriyle bölgeye özgü benzersiz bir kültürel miras olarak günümüzde de ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.