Şule Çet’in babasından yürek yakan sözler
Milliyet Gazetesi’nden Paşa Alyurt ve Ayşegül Kahvecioğlu’nun haberine göre İstinaf Mahkemesi, Ankara’da üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Şule Çet’in bir plazanın 20. katından atılarak öldürülmesine ilişkin davalı Çağatay Aksu’ya “bile bile öldürmek”, “nitelikli cinsel hücum” ve “kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” suçlarından müebbet ve 12 sene 6 ay, sanık Berk Akand’a ise, bütün suçlarda Aksu’ya yardım ettiği gerekçesiyle 18 sene 9 ay bahşedilen hapis cezasını onadı. İstinaf Mahkemesi’ne taşınan dosyada, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Suç Oluşturan Dairesi’nce yapılan çalışmalar sonucu, birincil derece mahkemesinin kararı hukuka yerinde bulundu.
Cinsel saldırı ve ceza
Sanıklara bahşedilen hapis cezalarında hiçbir isabetsizlik görülmediğine aksan yapılan değerlendirmede, Şule Çet’in zor durumda olduğunu haberdar olan sanık Aksu’nun meslek bulgu vaadiyle Çet’i durum gecesi içkili mekana çağırdığı ve psikolojik baskı uygulayarak plazaya gelmesini sağladığı belirtildi. Aksu’nun genç kıza aleyhinde cinsel saldırıda bulunduğu kaydedilen değerlendirmede, Çet’in bu durumu kabullenmemesi üstüne, yüksek düzeyde alkollü olan sanığın şikayet edileceğini düşünerek, işlediği cinsel atak suçunun ortaya çıkmasını engellemek nedeniyle harekete geçtiği açıklama edildi.
Aksu’nun Çet’i darp ettiği, boğazını sıktığı, bu aşamada öldürdüğü veya intihar görüntüsü vererek plazadan aşağıya attığı kaydedildi. Sanık Akand’ın, Aksu’nun işlediği tüm suçlara takviye ederek suça ortak olduğu açıklama edildi.
‘Gülüşü aklımdan çıkmıyor’
Şule Çet’in babası İsmail Çet: “Karardan memnunum. Kızımla dost gibiydik. Annesini 2009’da 12 yaşındayken kaybetmişti. Bir sene kalmıştı menzun olmasına. Sanıklar gerekli cezayı aldılar, yanlarına kâr kalmadı. Bayan cinayetleriyle mücadelede en ön saflarda olacağım. Cinayete kurban giden her bayan benim kızım, kardeşimdir. 30 Mayıs kızımın yaş günüydü. Aklımdan çıkmıyor gülüşü. Mahkemelerimize teşekkür ediyorum. Tüm toplumun kadın cinayetlerine aleyhinde tek kalp olmasını diliyorum.”
‘Fazla özlüyoruz’
Şule Çet’in ağabeyi Şenol Çet: “Olayın başından beri intihar olmadığını söylemiştik. Beklentimiz 2 sanığın da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasıydı. Keşke Şule yanımızda olsaydı. Hep beraber mutlu aile ortamında olsaydık. Kendisini ailece fazla özlüyoruz. Geçen 30 Mayıs doğum günüydü.”
‘Çelişkiler yer almış’
Çet ailesinin avukatlarından Ferhat Gebeş: “Kararda güvenlikçilerin ifadelerine ve şüphelilerin çelişkilerine yer verilmiş. Sanık Akand’ın durumun ortaya çıkması üzerine yardım istediği belirli. Akand’ın eski kız arkadaşına attığı ‘çok kötü şeyler oldu’ mesajına değinilmiş. Tüm net transparan olan hususları kararlarına eklemişler.”
‘Kadını suçlayan kavrama yıkıldı’
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Avukat Aslı Arıhan: “İstinaf Mahkemesi’nin kararı onamasıyla kadın cinayetlerinde sanığı yok, kadını suçlayabilen algı da yıkılmıştır. Bir genç kız o saatte de oraya gidebilir; bu dava bunu kanıtlamıştır. Şule Çet dosyasının başından beri içindeydik. Sanıklar, ‘intihar’ denilerek dosyanın çok kuytu kapatılacağını sandılar. Deliller karartılmıştı. Temize Çıkma edeceklerini düşünüyorlardı. Ama duruşma fazla dikkatli araştırma yaptı. Bu Nedenle reel ortaya çıktı ve bu noktaya geldik. Bu sonuca ulaşılması tarihi bir durum. Bu tip cinayetlerden kurtulmanın pek kolay olamayacağını herkes gördü. Bu çok büyük bir başarıdır. Kuvvet görebilen çoğu kadının hayatının kurtulmasına vesile olabilecek bir karardır. Çoğu kadın cinayetinin aydınlatılması için de misal olacaktır. Bu netice bayan dayanışmasının sonucudur fakat bununla beraber toplumsaldır, insan hayatının bu değin ucuz olamayacağını herkes görmüştür.”
‘Huzurla uyu’
Şule Çet Dayanışma Platformu: “Sonunda bitti. Huzurla uyu. Seni fazla seviyoruz. Adın yaşayacak, adalet arayanların sesi olmaya devam edeceğiz. 2 yıldır verdiğimiz mücadelede adaleti söke söke aldık. Bu başarı hepimizindir. Şule’nin adaleti için katkısı yer alan herkese bir kez daha teşekkür ederiz. ‘O saatte orada ne işi vardı?’, ‘Şule gezip tozan bir tipti’, ‘Kızınıza sahip çıksaydınız’, ‘İçki içiyordu’, ‘İki erkekle lüks plazada’, ‘Sosyal medyada cadı avcıları’ diyenler kaybetti. Dayanışma ve mücadele kazandı.”