Sırrı Süreyya Önder’in Vefatı ve Mirası

Sırrı Süreyya Önder’in Sağlık Krizi ve Hayatını Kaybetmesi

Demokratik Bölgeler Partisi Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, 15 Nisan akşamı ağır bir sağlık sorunu ile karşılaştı. Aort damarı yırtılması nedeniyle yaşam mücadelesi veren Önder, yaklaşık 12 saat süren ciddi bir ameliyatın ardından İstanbul’daki özel bir hastanede tedavi altına alındı. Kritik süreç boyunca ailesi ve sevenleri endişe ve umutla onun iyileşmesini bekledi. Ancak, 18 gün boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra, 3 Mayıs 2025 tarihinde 62 yaşında hayatını yitirdi. Hastane tarafından yapılan açıklamada, “nörolojik fonksiyonlarda bozulma ve reflekslerin azalması” gibi ciddi durumlar bildirildi. Bu uzun ve zorlu sürecin ardından, Sırrı Süreyya Önder’in yaşam mücadelesi sona erdi ve Türkiye siyaset ve sanat dünyası derin bir üzüntüye boğuldu.

Siyasal ve Sanatsal Kimliğiyle Önder

Barış, direniş ve özgürlük mücadelesinin simgesi olarak tanınan Önder, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinde saygı gören bir sanatçı ve entelektüeldi. Adıyaman doğumlu olan Önder, kariyeri boyunca yönetmenlik, senaristlik, oyunculuk, müzik yapımcılığı ve gazetecilik gibi farklı alanlarda kendini gösterdi. Çok yönlü kişiliğiyle öne çıkan Önder, uzun yıllar milletvekilliği yaptı ve 24., 25. ve 26. dönemlerde TBMM’de temsil edildi. Ayrıca, TBMM İdare Amirliği ve Anayasa Komisyonu Üyeliği gibi önemli görevlerde bulundu. Gençlik yıllarından itibaren siyasete aktif katılım gösteren Önder, 1978’de lise öğrencisiyken Maraş Katliamı’nı protesto ettiği için tutuklandı. 12 Eylül askeri darbesi sırasında ise, Ankara Üniversitesi’nde öğrenci iken 105 gün hapis yattı. 2013 yılında Nevruz mitinginde yaptığı konuşma gerekçesiyle 10 ay hapis cezası aldı, toplamda yaşamı boyunca 7 yılı cezaevlerinde geçti.

Siyasal Mücadele ve Toplumsal Etkisi

Sırrı Süreyya Önder’in yaşamı boyunca en belirgin özelliği, adaletsizliklere ve ayrımcılıklara karşı duruşuydu. Türkiye’nin birlik ve beraberliği adına verdiği mücadele, onu sadece siyaset dünyasında değil, aynı zamanda halkın gönlünde de özel bir yer yaptı. Vefatı sonrası siyasette büyük bir kayıp olarak görülen Önder’e dair birçok önemli isim taziye mesajları yayınladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş onun “siyasi nezaketi, alçakgönüllü duruşu ve samimi kişiliğiyle” anıldığını belirtti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, onun “Türkiye’nin birliği ve kardeşliği için gösterdiği gayreti” vurguladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, “Çok üzgünüm, Allah rahmet eylesin ve cennetinde olsun” dedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, onun “Terörsüz Türkiye hayali için mücadele ettiğini” ifade ederken, MİT Başkanı İbrahim Kalın da onun “Barış ve kardeşlik için verdiği mücadeleyi” hatırladı.

Önder’in Duygusal ve Sembolik Mesajları

Demokratik Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, Sırrı Süreyya Önder’in vefatı sonrası duygusal mesajlar yayımladı. Bakırhan, “Barışın dili, halkların kardeşliği için çarpan cesur bir yürek artık sustu. Sırrı, sadece bir siyasetçi değil, Türkiye’nin hafızası ve onuruydu” diyerek onun değerini vurguladı. Hatimoğulları ise, “Ortak duygularımızı paylaşan, barış ve sevgiyle dolu bir yürekti. Onun sayesinde bu topraklar bir gün mutlaka barışa kavuşacak” ifadeleriyle onun anısını yad etti.

Önder’in Mirası ve Günümüzdeki Etkisi

Sırrı Süreyya Önder, sadece siyasette değil, toplumda da derin izler bıraktı. Hayatını barış, eşitlik ve adalet mücadelesine adayan Önder, sanat ve mizah aracılığıyla toplumun sesini duyurdu. “Kürt meselesinde barışçıl çözüm”, “ortak duyguda buluşma” ve “birlikte yaşam umudu” gibi temel kavramlar onun söylemlerinin en önemli parçalarıydı. Onun yaşamı, direnç ve umudun simgesi olarak, Türkiye’deki pek çok genç ve aktivist için ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Önder’in bıraktığı miras, sadece politik değil, aynı zamanda insani ve kültürel bir miras olarak, gelecek nesillere ışık tutmaya devam edecektir.