DOLAR 32,5681
EURO 34,7244
ALTIN 2.492,75
BIST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cum 15°C
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 20°C

Sinem Ünsal: “Nazlı bana çok şey öğretti”

31.03.2020
A+
A-

Akşam Gazetesi’nden Merve Yılmaz Oruç’un röportajı…

Oyuncu olmak hayaliniz miydi? Oyuncu olup tanındıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Oyuncu olmak, küçük yaşlardan itibaren kanıma giren bir tutku. Henüz yolun çok başındayım ama tanınmak elbette hayatımda değişimlere sebep oldu. Yaptığınız işin somut geri dönüşüne tanık olmak cesaret veriyor. Öte yandan, tanınmaya yeni alışmaya çalışan biri olarak sosyal hayatımda zorlanıyorum.

Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır. Sizin dönüm noktanız ne oldu?

Dönüm noktalarının bir tane olduğunu düşünmüyorum, bence her karar bir dönüm noktasıdır. O nedenle, mucizelerin de sebepsiz olmadığını düşünüyorum. Dönüm noktası bir sonuçtur. Bizler yolda kendimizi kaybettiğimizde, sonuca şaşırırız ama aslında o yolu zaten geçmişizdir.

Kendinizi ekranda görmek size nasıl hissettiriyor?

Açıkçası öz eleştirinin çok değerli olduğuna inanıyorum ve ekranda kendimi izlerken de bol bol eleştiriyorum.

Oyunculuk kariyerinizin ilk yıllarında bu kadar ses getiren bir projede yer almak nasıl bir duygu?

Dizimizin elde ettiği başarı, Türk televizyon tarihinde altı çizilecek bir durum. Sanırım, her oyuncunun kariyerinde karşılaşmak istediği bir tablo. Ben, dizinin yakaladığı bu sıra dışı başarıdan kendi mesleki yolculuğum adına ilham alıyorum: Daha çok çalışmak, ince ince çalışmak!

‘Mucize Doktor’ projesini kabul etmenizdeki etken ne idi?

MF Yapım ile proje için ilk görüşmeye gittiğimizde, senaryoyu ve Nazlı karakterini o kadar sevdim ki o andan itibaren sahiplendim diyebilirim. Ekibimiz ve bütün karakterler, çok güzel ve doğru kurulmuş olduğundan, gerçekten kendimi hep bu projenin içindeymiş gibi hissediyorum. Elde ettiğimiz başarı, az önce de söylediğim gibi sıra dışı… Bu kadarını değil belki ama başka bir etkisi olacağını tahmin ediyordum.

Nazlı karakteri çok saf duyguları olan, herkesin iyiliğini düşünen bir karakter olarak karşımızda. Siz Nazlı karakterini nasıl tanımlarsınız? Nazlı ve Sinem Ünsal arasında benzer özellikler var mı?

Nazlı; mesleğini seven, azimli, çalışkan bir cerrahi asistanı. Çocukluğundaki travmaları yüzünden insanlara güvenini yitirmiş, kendini çok rahat açamayan, temkinli davranan genç bir kadın. En güzel özellikleri de çok naif, sevecen bir karaktere, ön yargısız ve hayata karşı hala çocuksu bir inanca sahip olması. Nazlı’nın mesleğindeki azmi ve her şeyden önce vicdanının sesini dinlemesi, bana kendi hayat ve kariyer yolumda da çok şey öğretiyor. Ama en önemlisi de otizmli bir bireyle tamamen insani bir yerden ilişki kurma çabası… Nazlı’nın bize empatinin önemini hatırlatıyor olması, beni çok etkiliyor. Ön yargısız, kalıp yargısız iletişim kurma eğilimi ise beni hem besliyor hem de bunu hepimize hatırlatan kişi olması gururlandırıyor. O yüzden, Nazlı ile olan yolculuğum şu anda benim için çok değerli.

Ali ile Nazlı arasında neler olacak herkes merak ediyor…

İnanın, bu ilişkinin seyrini ben de en az sizin kadar merak ediyorum. Nazlı, Ali’ye elbette çok hassas ve derin bir yerden yaklaşıyor. İkisi de duygularını dizginlemeye çalışmayan karakterler. Bence duygularını doya doya yaşamalılar.

Mucize Doktor dizisini diğer dizilerden ayıran bir taraf var… Bir farkındalık dizisi de aynı zamanda. Otizmli bir bireyin aslında neler yapabileceğini de gösteriyor ve cesaret veriyor bence etrafına.

Farkındalık yaratma görevini; kimseyi kırmadan, incitmeden, böyle hassas bir meseleyi titizlikle ele alarak ve çok doğru bir şekilde yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Bu sonuç; senaryo, yapım tarafı ve oyunculuklarla bir bütün olarak sağlandı. Sosyal sorumluluk projelerinde mümkün olduğunca yer almaya çalışan biri olarak, bu hassasiyetin mesleğimin bir parçası haline gelmiş olması, bana birçok güzel duyguyu bir arada yaşatıyor.

Set nasıl gidiyor? Taner Ölmez, Onur Tuna, Murat Aygen, Reha Özcan gibi birçok kıymetli isimle birlikte çalışıyorsunuz…

Ekip olarak, ilk günden itibaren herkes çok doğal ve egosuz şekilde birbiriyle ilişki kurdu. Bu konuda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Sette herkesin tek derdi; oynadığı karakteri en iyi şekilde izleyiciye yansıtabilmek, çalışırken eğlenmek, hem profesyonel hem de arkadaşlık ilişkilerini dengeli bir şekilde sürdürebilmek. Onur ve Taner, birbirinden yetenekli, kültürel açıdan kendilerini geliştirmiş, çalışma arkadaşlarına karşı çok anlayışlı ve inanılmaz esprili insanlar. Bazen anlık set hallerine gülüyoruz bazen de sosyal medyada bir şey görüyoruz ve onun üzerine espri yapıyoruz. Bu keyifli çalışma anları modumuza ve günümüze göre değişiyor.

AŞK, BİR REFLEKS BENCE; İSTEMSİZ HAREKET ETMEK GİBİ…

Bu sezon rol aldığınız Bir Alaturka Hikâyet: Raif ile Letafet oyununuz hakkında neler söylersiniz?

Letafet, sağduyulu ve aşkın kıymetini bilen genç bir aşık. Nefretten, kinden uzak ve sırça köşklerde yetiştirilmişçesine naif… Babası, iflası sebebiyle onu istemediği biriyle evlendirmeye karar verince, Letafet aşkına sahip çıkmak ve sevdiğine kavuşmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Erkek kılığına bile giriyor. Oyun, hem geleneksel hem çağdaş tiyatro unsurlarını bir arada bulabileceğiniz müzikli bir komedi. İnsanların aşka ve mülkiyete bakışlarını iki farklı perspektiften seyirciye gösterirken, insan zaaflarını kışkırtan ve onları insani değerlerden uzaklaştıran sistemi eleştiriyor.

Tiyatronun hep farklı olduğu söylenir. Sahneye çıktığınız ilk günü hatırlıyor musunuz?

Sahneye çıktığım ilk ânı hiç unutamayacağım sanırım. Bende çıplaklık hissi uyandırmıştı. Her temsilde, farklı bir seyircinin karşısında olma fikri, o ilk heyecanı ilk günkü gibi hissetmeme neden oluyor.

Canlandırdığınız kadınlar hep âşık. Peki bir ilişkide sizin için en önemli nokta nedir?

Aşk, refleks gibi bence. İstemsiz hareket etmek gibi bir şey ve çok güzel. Bugünlerde benim de hayatımda çok özgür ve şanslı hissettiren bir aşk var. İlişkide benim için en önemli olan şey saygı. Her türlü ilişkide korunması gereken yegane şey saygıdır. Özel bir ilişkide, iki tarafın da birbirlerinin bireysel alanını kabul etmesi çok önemli. Bu alanın ihlal edilmesi bazen uzaklaşmak ve bağları koparmak için yeterli bir sebep olabiliyor.

GENELDE MAKYAJ YAPMAYI TERCİH ETMİYORUM

Sizi daha önce kıvırcık saçlarınızla ekranda görmüştüm. Şimdi düz saçla görüyoruz. Saçınızın doğal hali kıvırcık mı? Yoğun bir iş temponuz da var. Saçlarınıza nasıl bakım yapıyorsunuz?

Saçımın doğal hali kıvırcık ve bugüne kadar saçımı hiç boyatmadım. Nazlı için saçımda bir imaj değişikliği yapılması gerekti . Ben saçımın bu halini de çok sevdim. Daha önce hiç düz saç kullanmamıştım ama sezon başından beri gözüm buna da alıştı.

Bugünlerde sizi bir şampuan markasının yüzü olarak ekranlarda görüyoruz…

Blendax, Türkiye’nin ilk şampuan markası. Dolayısıyla çok köklü bir markanın yüzü olmak gurur verici. Zaten kullandığım ve sevdiğim bir marka olduğu için de daha büyük bir hevesle ve gönül rahatlığıyla temsil ediyorum.

Cildiniz de ekrandan çok güzel yansıyor ve hep doğal bir haliniz var… Cilt temizliği konusunda olmazsa olmazınız nedir? Makyajda doğal tonlar kullanmak sizin tercihiniz mi?

Cildimle ilgili en önem verdiğim şey, özellikle set makyajından sonra mutlaka temizlemek ve her zaman kullandığım ürünleri düzenli olarak devam etmek. Ayrıca gül suyu, kahve telvesi gibi doğal ürünlerle cildimi canlandırmak da en sevdiğim cilt bakım rutinlerim diyebilirim. Sette değilsem ya da özel bir davet yoksa genelde makyaj yapmayı tercih etmiyorum. Günlük hayatımda sadece maskara kullanıyorum, o nedenle özel zamanlarda yapılan makyajımın da mümkün olduğunca sade olmasını tercih ediyorum.

BEYAZ PERDEDE OLMAK İSTERİM

Sizi ne zaman bir sinema filminde göreceğiz?

Beyaz perdede olmak, benim de kariyerimde kendimi görmek istediğim noktalardan biri. Umarım en kısa zamanda sinemada da izleyici ile buluşabiliriz. Şu anda okuduğum bazı senaryolar var ama net bir karar verilmedi. Bununla birlikte, iyi yazılmış bir hikâyeye hizmet eden, seveceğim ve ilişki kurabileceğim her karakteri oynamak isterim.

Birlikte rol almak istediğiniz bir oyuncu var mı?

İşine saygısı olan, çalışan, kendini geliştiren ve bu işi tutkuyla yapan her oyuncuyla sahnede yan yana durmaktan ya da kamera karşısına geçmekten mutluluk duyarım. 

Setlerinizin olmadığı günler neler yapıyorsunuz? Sinem Ünsal bir gününü nasıl geçirir?

Evimde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Bulduğum her kısa zamanı, sevdiklerimle geçiriyorum.

Sporla aranız nasıl?

Spor yapmayı çok seviyorum, ama set temposu ve çalışma şartlarımızın oldukça yorucu olması sebebiyle, maalesef spora çok fazla vakit ayıramıyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.