Sıcaktan bunalan vatandaşlar tercihlerini Karadeniz’in yaylalarından yana kullanıyor
Sıcaktan bunalan vatandaşlar, serin ve ferahlatıcı Karadeniz yaylalarında serinlemeyi tercih ediyor. Doğanın tadını çıkarın, serin havanın keyfini sürün.
Türkiye genelinde etkili olan yüksek sıcaklıklar ve artan nem oranları, vatandaşların serin ve doğal ortamlar arayışını artırdı. Özellikle yaz aylarının vazgeçilmez kaçış noktası haline gelen yüksek rakımlı yaylalar, sıcak havalara karşı adeta bir sığınak görevi görüyor. Bu yıl da doğanın mucizevi güzellikleri ve serin iklimiyle öne çıkan yaylalar, hem yerli halk hem de turistler tarafından yoğun ilgi görüyor.
Doğu Karadeniz bölgesinde, özellikle Akçaabat ilçesine bağlı Hıdırnebi Yaylası, bu yıl da ziyaretçilerin akınına uğruyor. Çevresindeki doğal güzellikleriyle dikkat çeken ve deniz seviyesinden yaklaşık 1600 metre yükseklikte bulunan bu yayla, serin hava ve bol oksijenli ortamıyla yaz sıcağında adeta bir cennet sunuyor. Hıdırnebi, doğa tutkunlarına ve serinlik arayanlara eşsiz bir deneyim yaşatıyor.
Serin Hava ve Doğal Güzellikler
Termometrelerin 33 dereceyi gösterdiği günlerde bile serin kalmayı başarabilen bu yayla, sisle kaplı yamaçlarda yürüyüş yapma, ata binme ve yöresel ürünlerin satıldığı stantlarda alışveriş yapma imkânı sunuyor. Ayrıca, doğa ile iç içe vakit geçirmek isteyenler, yayla yolu boyunca kurulan stantlardan doğal ürünler satın alıyor ve piknik yaparak günlerini geçiriyorlar.
Yöre Halkı ve Geleneksel Ürünler
Yayla, aynı zamanda yöre halkının doğal ürünlerini sunduğu bir pazar alanı işlevi de görüyor. Bölgede kurulan çadırlarda vakit geçiren ziyaretçiler, süt, yağ ve peynir gibi doğal ve taze ürünleri doğrudan üreticilerden alabiliyor. Sıcak havalarda serin kalma, doğayla iç içe olma ve yöresel lezzetleri tatma fırsatı bulan misafirler, bu deneyimi uzun süre unutamıyor.
Misafirlerin Duyguları ve Deneyimleri
Hatice Akkaş adlı yayla sakini, yaylada büyükbaş hayvanlarına bakarken, serin havanın kendisine büyük bir rahatlık sağladığını belirtiyor: “Yaylada ineklerimize bakıyoruz, serinlikte uykumuzu alıyoruz. Vatandaşlar geliyor, süt, yağ ve peynir istiyorlar, biz de memnuniyetle veriyoruz. Her yıl kurulan çadırlarda, doğayla baş başa kalıp, yemeklerimizi pişirip, dinleniyoruz. Burada hava çoğunlukla serin oluyor, bazen dumanlı ve sisli oluyor. Sıcak şehir merkezleri ise bunaltıcı. Yayla bana adeta bir doktor gibi geliyor.”
Turistlerin ve bölge halkının ortak görüşü, Hıdırnebi’nin gerçekten de “Türkiye’nin cenneti” olduğu yönünde. Hacı Rahmi Akkol, yaylada çadır kurma ve turizm hizmetleri konusunda yaptığı açıklamada, “Burada çadır kurma fikrini ben geliştirdim. Gelen turistler, yağmurda rahatlıkla çadırların içinde kalabiliyorlar. Güneşli havalarda ise hasırlarını çadırların önüne koyup dinleniyorlar. Kuveyt, Katar, Umman ve Suudi Arabistan’dan gelen birçok turist var. Her yıl burası tamamen doluyor. Buraya ‘Türkiye’nin cenneti’ deniyor çünkü gerçekten de öyle.”
Yaylaya Gelenlerin Mutluluk Dolu Anları
Antalya’dan gelen Satı Koska ve ailesi, buranın kendileri için adeta bir cennet olduğunu söylüyorlar. Satı Hanım, “Antalya çok sıcak ve nemliyken, burası serin ve ferah. Doğası gerçekten harika, insanları ve yemekleri de çok farklı. Buraya ilk kez geldik ve çok memnunuz. Etrafını keşfediyoruz ve burada olmak çok güzel.”
Kemal Koska ise, yaylanın havasını ve doğal güzelliklerini şu sözlerle anlatıyor: “Burada hava çok güzel, ne çok soğuk ne de çok sıcak. Bu kadar turist çeken başka bir yayla bilmiyorduk. Çocuklar için güvenli ve eğlenceli bir ortam. Yeşillik alanlar çok fazla, araç yoğunluğu yok. Hava çok temiz ve şehir merkezlerine göre çok daha serin. Karadeniz insanlarının misafirperverliği ve içtenliği çok hoşumuza gitti. Çok mutluyuz.”