Serkan Topal’ın 60 Yıllık Mektup Serüveni: Aydın’daki Antika Mektupların Peşinde

Antika Meraklısı Serkan Topal’ın 60 Yıllık Mektup Serüveni

İstanbul’da yaşayan 49 yaşındaki Serkan Topal, antika tutkusunun sonucunda keşfettiği Feriköy Antika Pazarı’nda rastladığı 1960’lı yıllara ait mektuplar sayesinde adeta bir seyyah oldu. Bu mektupların sahiplerine ulaşmak için yaklaşık 570 kilometre yol kat ederek İstanbul’dan Aydın’a giden Topal, Amerika’dan Aydın’a yazılan mektupların ardındaki hikayeyi araştırmaya başladı.

Topal, 1960’lı yıllarda Amerika’da ataşe olarak görev yapan Kaya Kutlu’nun kayınpederi M. Ali Töz’e gönderdiği mektupları bulduktan sonra, bu mektupların sahiplerine ulaşmak için Aydın sokaklarını tek tek aramaya koyuldu. Mektuplardaki adres ve isimler üzerinden sahiplerini bulmayı amaçlayan Topal, “İstanbul’dan Aydın’a bir yolculuk yaptık. 10 yıldır antikalar ve onların hikayeleriyle ilgileniyorum. Eşim Aydınlı olduğu için Aydın’a gelmeyi düşünüyorduk. Aydın’a gelmeden önce antika pazarına uğradık ve orada tesadüfen bazı mektuplar buldum. Toplamda 6-7 tane vardı. Mektupları incelediğimde, Amerika’dan Aydın’a yazıldıklarını gördüm. Ancak bu mektupların yerlerine ulaşmadığını düşündüm. Aydın’a gelme planımız vardı, bu yüzden bu mektupların peşine düşmeye karar verdik. Heyecanla yola çıktık. İlk geldiğimiz yer Hasan Efendi Mahallesi 12. Sokak adresiydi. Ancak 1963 yılından kalma mektuplarda sokak isimleri değişmişti. İki mahalle bir araya gelmiş, dolayısıyla aradığımız 12. Sokak aslında daha aşağıdaydı. Muhtarla ve Nüfus Müdürlüğü ile görüştük.” dedi.

Umudunu Kaybetmiyor

Mektupları yazan Kaya Kutlu’nun Dışişleri Bakanlığı’nda kaydının olabileceğini düşünen Topal, mektupları sahiplerine ulaştırabilmeleri için şunları ekledi: “Bu mektuplar, ataşenin damadı tarafından M. Ali Öz adına yazılmış. Amerika’da bir diplomattan gelmiş. Diplomat, Ali Amca’nın damadıymış, kızıyla evliymiş. Nüfus Müdürlüğü’ne baktığımızda bu kişilerle ilgili herhangi bir kayıt çıkmadı. Ancak Dışişleri Bakanlığı’nda Kaya Kutlu adında bir diplomatın kaydının olduğunu gördük. Umarız Dışişleri Bakanlığı, bu mektupları bizim adımıza aileye ulaştırır. Çünkü ailede kızları da var. Eğer Dışişleri bu mektupları aileye iletirse çok seviniriz. Burada elimizden geleni yapmaya çalıştık. Umarım sonuca ulaşacağız. Mezarlıklar Müdürlüğü’ne de başvurduk, oradan da bir bilgi gelirse ileteceğiz. Ama ben istiyorum ki hep birlikte Ali Amca’ya ya da çocuklarına, torunlarına ulaşalım ve bu mektupları teslim edelim. Cumartesi günü geldik ve 4 gündür sokak sokak dolaşıyoruz. Sokak isimleri çok değişmiş, bu yüzden Ali Öz Amcamıza ulaşamadık.”

Kızların Soyisimleri Değişmiş Olabilir

Ali Öz’ün üç kızı olduğunu ancak soy isimlerinin değişmiş olabileceği için bulmakta zorluk yaşadıklarını belirten Topal, “Üç tane kızı olduğunu tahmin ediyoruz. Mektuplar da öyle yazıyor. Kızların olması nedeniyle soy isimlerinde değişiklikler olmuş olabilir ve bu yüzden zorluk yaşıyoruz. Ancak mektubu yazan Kaya Kutlu üzerinden ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca Ali Amca’nın kardeşleri Nihal, Sema, Sedef ve Haydar Bey varmış. Ayrıca Simten Hanım diye birisi de var. Mektupta bu isimler geçiyor. Belki bu isimler üzerinden tanıyanlar olursa bize ulaşır. Böylece 62 yıl sonra emanetleri yerine ulaştırma şansımız olabilir.” dedi.

Mektupların İçeriği Dönemi Yansıtıyor

Mektupların içeriğinin dönemi yansıtan ilginç detaylarla dolu olduğunu ifade eden Topal, “Mektupların içerikleri, o dönemin yaşamını gözler önüne seriyor. Hem çok hoş hem de genel yapıyı öğrenmek açısından önemli. Örneğin, o dönemde fotoğraf makinesi yokmuş, bu yüzden aileye fotoğraf yollayamamışlar. Bir arkadaşından makine alacaklarmış, ondan sonra fotoğraf gönderebilecekler. Diplomatımız 860 dolar maaş alıyormuş ve çok güzel bir ev tutmuş. ‘İki yatak odalı, iki banyolu ve oldukça geniş’ diye bahsediyor. Kirası da 180 dolar civarındaymış. Ayrıca ‘Eski klasikler bize pek uymadı, onun yerine Volkswagen aldık’ diyor. Dönem açısından ilginç detaylar var. Birkaç yere gitmişler, müthiş deneyimler yaşamışlar. Bu mektuplar, sosyal medya öncesi dönemi yansıtıyor. Mektupları aldığımda kapalıydı, sadece üst üste bir poşet içerisindeydi. Bilgileri görmek için açtım ve buraya kadar geldik. En son mektup 1963 yılında yollanmış. Mektuplar da çok güzel. Zarfı açtığınızda zarfın aynı zamanda mektup kağıdı olduğunu görüyorsunuz. Günümüzde mektup göremediğimiz için bu bile olayın ne kadar özel olduğunu gösteriyor.” şeklinde konuştu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı (İHA)

Kaynak: Ensonhaber