Santorini Adası’ndaki Depremler ve Volkanik Aktivite Analizi

Santorini Adası’ndaki Depremler Üzerine Değerlendirmeler

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Sözbilir, 28 Ocak’ta Santorini Adası çevresinde meydana gelen 4 büyüklüğündeki depremlerin ardından bölgede bir deprem fırtınasının başladığını ifade etti. Sözbilir, son 20 gün içerisinde farklı büyüklüklerde yaklaşık 3 bin depremin kaydedildiğini belirtti.

Başlangıçta meydana gelen depremlerin büyüklüğünün genellikle 2, 3 ve 4 arasında değiştiğini söyleyen Sözbilir, ardından 8 adet 5 büyüklüğünde depremin yaşandığını vurguladı. “Zamanla bir çan eğrisi oluştu ve şu anda bu çan eğrisinin son aşamasına gelmiş bulunuyoruz” diyen Sözbilir, günlük ortalama 400 deprem kaydedilirken, bu sayının şimdi 10-15’e düştüğünü belirtti. “Bu aşamada, ilk deprem fırtınasının tamamlandığını söyleyebiliriz” dedi.

Volkanik ve Tektonik Etkinliklerin Birlikteliği

Prof. Dr. Sözbilir, bölgede mevcut tüm sismik hareketlilikleri değerlendirirken, hem volkanik etkinliklerin hem de tektonik kaynaklı depremlerin birlikte yaşandığını gözlemlediklerini dile getirdi. “Şu an bölgede bir magma sokulumu mevcut. Bu magma, belli bir derinlikten yüzeye doğru ilerliyor ve yaklaşık 3-4 kilometre derinliğe kadar ulaşmış durumda. Magmanın yukarı çıkışıyla oluşan hidrotermal akışkanlar ve gazlar, yer altındaki kayaları belirli bir basınç altında kırarak çok sayıda küçük deprem meydana getiriyor” şeklinde konuştu.

Depremlerin azalmasının ardından belirsizlik döneminin başladığına dikkat çeken Sözbilir, ilerleyen zamanlarda benzer sarsıntıların yeniden ortaya çıkabileceğini kaydetti. 2011-2012 yıllarında da bölgede bir deprem fırtınası yaşandığını hatırlatan Sözbilir, “O dönemki aktivite birkaç ay sürmüştü. Benzer deprem fırtınalarının tekrar meydana gelmesi mümkün” ifadelerini kullandı. Ayrıca, volkanik patlamalar, depremler ve bu olaylar sonucunda oluşabilecek tsunami tehlikesinin de devam ettiğini belirtti.

Sözbilir, bu süreçte eğer gerekli önlemler alınırsa, yıkıcı bir durumla karşılaşmadan az hasarla çıkma şansının yüksek olduğunu vurguladı. Vatandaşlara, AFAD gibi resmi kurumların açıklamalarını dikkatle takip etmeleri konusunda çağrıda bulundu. Bilim insanları olarak deprem fırtınasının başladığı günden itibaren titiz bir çalışma yürüttüklerini aktaran Sözbilir, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak volkanik kökenli depremleri incelemek üzere bir çalışma grubu oluşturduklarını ifade etti.

Yurt dışındaki bilim insanlarının da bu çalışma grubunda yer aldığını belirten Sözbilir, “Türkiye’de aktif volkanlarımız bulunuyor. Ege Denizi’nin yanı sıra karada da 14 aktif volkanımız mevcut. Literatür taramaları yaparak önemli bilgilere ulaşmaya çalışıyoruz. Geleceğe yönelik kritik bilgiler elde etmek istiyoruz” şeklinde konuştu.