Şanlıurfa’da Geleneksel Kazazlık Sanatını Yaşatan Çift: 50 Yıllık Bir Usta ve Eşinin Hikayesi

Geleneksel Kazazlık Sanatını Sürdürmekte Olan Güngör Çifti

Şanlıurfa’nın tarihi ve kültürel zenginlikleri arasında yer alan geleneksel kazazlık sanatını, 83 yaşındaki Mehmet Emin Güngör ve onun hayat arkadaşı 75 yaşındaki Zeliha Güngör yıllardır büyük bir özveri ve tutku ile sürdürüyor. Yarım asırlık ortak yaşamları boyunca aynı atölyede çalışarak hem mesleklerini devam ettiriyorlar hem de bu nadide sanatın gelecek nesillere aktarılmasına öncülük ediyorlar.

İşini Aile Bağlarıyla Güçlendiren Güngörler

7 yaşında, deneyimli bir ustanın rehberliğinde kazazlık sanatına adım atan Güngör, küçük yaşta edindiği bu bilgi ve beceriyi yıllar boyunca geliştirdi. Kendi küçük atölyesinde, Balıklıgöl’ün tarihi atmosferinde, geleneksel yöntemlerle kazazlık yapmaya devam ediyor. Bu zanaat, onun için sadece geçim kaynağı değil, aynı zamanda kültürel bir miras ve yaşam biçimi haline gelmiş durumda.

Kültürel Değerlerin Koruyucusu Güngör

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yaklaşık 20 yıl önce kendisine verilen Geleneksel El Sanatları Sanatçısı unvanı, onun bu alandaki uzmanlığını ve bağlılığını taçlandırıyor. Yaşının ilerlemesine rağmen, mesleğinin yok olmaması ve yeni nesillere aktarılması için büyük bir azimle çalışıyor. Güngör’e en büyük destek ise 50 yıllık hayat arkadaşlığı yapan Zeliha Güngörden geliyor. Birlikte hem yaşamlarını hem de sanatlarını paylaşmak, onların yaşamında anlam ve güç kaynağı oluyor.

Bir Aile Hikayesi ve Dayanışma

İki usta ve sevgiyle bağlanan bu çift, mesleğin yanı sıra aile hayatını da aynı titizlikle yürütüyor. 6 çocuklarını büyüterek, onlara sağlam bir gelecek hazırlama sorumluluğunu üstlenmişler. Birbirlerinin yükünü hafifletmek ve sanatlarını yaşatmak adına gösterdikleri bu dayanışma, çevrelerindeki insanların takdirini kazanıyor. Onların yaşam öyküsü, sevgi, sabır ve ortak emeğin en güzel örneği olarak ölümsüzleşiyor.

Güngör Çifti’nin Günlük Hayatı ve Mesleğe Bağlılıkları

Mehmet Emin Güngör, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1947 yılında babasının yönlendirmesiyle kazazlık sanatına adım attığını ve o günden beri çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. “İşimizi seviyoruz ve her zaman özenle yapıyoruz” diyen Güngör, mesleğin unutulmaya yüz tuttuğunu ve yeni nesillere aktarılmasının önemine vurgu yaptı. Yaşlarına rağmen, el emeğiyle ortaya çıkan ürünlerin değeri ve kıymetinin bilinmesini istediğini ifade etti.

Ev ve Dükkan İşlerini Birlikte Yürüten Güngörler

Zeliha Güngör ise, eşinin yanında yer almanın kendisi için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu dile getiriyor. Kente gelen yerli ve yabancı turistlerin ürünlerine gösterdikleri ilgiden memnun olduklarını anlatan Güngör, “Dükkana gidip satışı yapıyorum, evde ise günlük hayatı düzenliyoruz. Ev işleri, yemek, temizlik ve sağlık işleri bana ait. Kocamın ilacını verip, onunla birlikte bu sanatın yaşatılmasına katkı sağlıyoruz” şeklinde konuşuyor.

Bu özel ve anlamlı yaşam hikayesi, geleneksel zanaatın nesilden nesile aktarılmasının önemini ve aile bağlarının gücünü gözler önüne seriyor. Güngör çifti, hem mesleklerini hem de yaşamlarını sevgiyle ve azimle sürdürüyorlar ve gelecek nesillere ilham kaynağı olmayı sürdürüyorlar.