Sadece 1 Santimetrelik Kesilerle Dev Müdahale

Omurga cerrahisinde çığır açan gelişmeler sayesinde, bel fıtığı ve diğer omurga rahatsızlıklarının tedavisinde yeni bir dönem başladı. Geleneksel açık cerrahi yöntemlerine kıyasla çok daha az invaziv olan bu yeni teknikler, hastaların iyileşme sürecini hızlandırırken, komplikasyon risklerini de önemli ölçüde azaltıyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Yusuf Yahşi, endoskopik omurga ameliyatlarının sağladığı avantajları ve bu yöntemlerin nasıl uygulandığını detaylarıyla anlatıyor.

Endoskopik cerrahi, özellikle bel fıtığı, omurga kaymaları ve kanal darlığı gibi yaygın omurga hastalıklarında, hastaların yaşam kalitesini artırmak amacıyla tercih edilen modern bir tedavi seçeneği haline geldi. Bu yöntem, sadece 1 santimetrelik kesilerle gerçekleştirildiği için hastalar açısından büyük bir konfor sunuyor ve iyileşme sürecini kısaltıyor.

Endoskopik omurga ameliyatlarında genellikle biri yukarıdan, diğeri aşağıdan olmak üzere iki küçük kesi kullanılır. Bu kesilerin içine kamera ve cerrahi aletler yerleştirilerek, büyük kesi ve yoğun kanama riskleri ortadan kaldırılır. Dr. Yahşi, “Bu yöntemle dokulara verilen zarar çok daha az oluyor ve hastalar daha hızlı iyileşiyor” diyerek, geleneksel açık cerrahiye kıyasla önemli avantajlar sağlandığını vurguluyor.

Özellikle bel fıtığı, omurga kaymaları ve kanal darlığı gibi hastalıkların tedavisinde endoskopik tekniğin oldukça etkili olduğunu anlatan uzman, bu yöntemin kökeninin 1970’li yıllara kadar uzandığını belirtiyor. Son yıllarda ise teknolojinin gelişmesiyle birlikte, açık cerrahiye alternatif olarak yaygınlaşması, hastalara daha konforlu ve güvenli bir seçenek sunuyor. Artık, 1 santimlik kesilerle hem fıtıklar başarılı şekilde çıkarılıyor hem de sinirlere baskı yapan kanal darlığı gibi sorunlar tedavi ediliyor.

Hızlı İyileşme ve Gün İçinde Taburculuk

Dr. Yahşi, ameliyat sonrası hastaların aynı gün yürüyebildiğine ve genellikle 24 saat içinde taburcu edildiğine dikkat çekiyor. Bu hızlı iyileşme süreci, hastaların günlük yaşamlarına ve işlerine daha erken dönebilmelerini sağlıyor. Ortalama 10-15 gün içinde ise hastalar, işlerine ve günlük aktivitelerine geri dönebilirler. Eğer implant yerleştirildiyse, bazı hareket kısıtlamaları ve dikkat edilmesi gereken noktalar olabiliyor, bu da doktor kontrolünde netleştiriliyor.

Felç Kalma Korkusuna Gerek Yok

Geçmişte, bel ameliyatlarıyla ilgili halk arasında yaygın olan “felç kalırım” endişesi, günümüzde büyük ölçüde ortadan kalktı. Teknolojinin ve cerrahi tekniklerin gelişmesiyle birlikte başarı oranları yüzde 100’e yaklaşmış durumda. Dr. Yahşi, “Doğru tanı, doğru cerrah ve uygun teknikle yapılan operasyonlar, oldukça güvenli ve riskleri minimize edilmiş şekilde gerçekleştirilebiliyor” diyerek, bu endişelerin artık geçerli olmadığını belirtiyor. Böylece hastalar, korkular yerine, modern ve güvenilir tedavi seçeneklerine odaklanabiliyorlar.