RSV Seasonu Başlarken: Aşılar, Antibiyotik Uygulamaları ve Kış Çayları Üzerine Bilinçli Yaklaşımlar
RSV sezonuna hazırlık için aşılar, antibiyotik kullanımı ve kış çaylarıyla ilgili bilinçli yaklaşımları kısa ve net anlatan bilgilendirici içerik.
Mevsim geçişiyle birlikte solunum yoluyla bulaşan enfeksiyonlar yeniden gündemde. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı görevli Prof. Dr. Alper Şener, sıcaklıkların düşmesiyle birlikte özellikle akciğer ve solunum yollarını etkileyen viral enfeksiyonların artış gösterdiğini belirtti. Respiratuar Sinsityal Virus (RSV) ve diğer virüslerin etkileri artarken aile hekimliği, kulak burun boğaz ile göğüs hastalıkları polikliniklerine başvuruların da yoğunlaştığı ifade edildi.
Şener, bazı vakalarda antibiyotik kullanımı söz konusu olsa da bu ilaçlar virüsel enfeksiyonlara karşı etkisiz kaldığını vurguladı. Aşılanmanın önemine dikkat çekerek, influenza aşısının 15 Aralık’a kadar etkili olduğunu ve özellikle 65 yaş üzeri vatandaşların aşılarını ihmal etmemeleri gerektiğini belirtti. RSV için yeni aşılar bulunduğunu ve 75 yaş üstünde iki yılda bir RSV aşısının önerildiğini kaydetti. Covid-19’un varlığını sürdürdüğünü ancak oranının düştüğünü sözlerine ekledi.
AKCİĞERE İNMESİNİ ÖNLEMEK MÜMKÜN
Toplumda pandemiden beri aşıyla korunabilen hastalıklara karşı farkındalığın arttığını söyleyen Şener, 65 yaş üzerindeki bireylerde yoğun bakım gereksiniminin daha yüksek olduğunu belirtti. Mevsimsel dalgalanmaları izlediğimiz bu dönemde özellikle üç viral enfeksiyonun ülke genelinde birlikte dolaştığını ifade eden hekim, influenza konusunda akciğere inmenin önüne geçmek için erken tedbirler alındığında avantaj sağlandığını kaydetti. “65 yaş üstü vatandaşlar için devlet aşıları karşılıyor; RSV için özel aşı da bu yaş grubunda öneriliyor,” dedi.
KIŞ ÇAYINI BİR AYDAN DAHA UZUN SÜRE KULLANMAK AKILCI DEĞİL
Soğuk günlerde bağışıklığı desteklemek amacıyla sıkça tüketilen kış çaylarıyla ilgili olarak Prof. Şener şu uyarıyı yaptı: Çaylarda bazı mantarlar toksin üretebiliyor ve bu durum karaciğer-kanseri riskiyle, uzun vadede böbrek sorunlarıyla ilişkilendiriliyor. Satın alırken aflatoksin içermediğine dair etiketlere bakılmalı ve rastgele tüketimden kaçınılmalı. Adaçayı gibi bazı karışımların östrojen içerdiğini ve bu durum erkeklerde ve kadınlarda farklı yan etkilere yol açabileceğini belirtti. Ayrıca kış çayını bir aydan uzun süre kullanmanın uygun olmadığını ifade etti.
MANTAR TARAMASI YAPILMIŞ OLMALI
Kış çaylarının faydalarına dair bilimsel tartışmalar sürerken, mantar taraması yapılmış ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti. Poşet formundaki ürünlerde mikro artıklar bağırsakları olumsuz etkileyebilir. En doğal tercih olarak sıcak suya eklenen limon, zencefil ve tarçın önerisini yineledi; bu kombinasyonun riskleri minimumda tuttuğunu söyledi.
C VE D VİTAMİNİ TAKVİYESİ
Kış aylarında vitamin düzeyinin izlenmesi gerektiğini belirten Şener, doktor kontrolünde C ve D vitamini takviyesiyle ilgili önerilere değindi. C vitamininin gripte belirgin etkisi olduğuna işaret eden hekim, tablet veya suda çözünen formda alınabileceğini belirtti. D vitamini eksikliğinde takviye yapılmasının faydalı olabileceğini, ancak yüksek dozların böbrek ve safra kesesi sorunları gibi komplikasyonlara yol açabileceğini vurguladı. Güneş ışığının azalması nedeniyle D vitamini takviyesinin özellikle kış döneminde önemli olduğunu sözlerine ekledi.