Ramazan’da Yürek Hastalarının Uyarı Etmeleri Gerekenler

13.05.2020

A⁺

A^-

Ramazan ayı her tarafında iftarda tüketilen fazla yağlı ve ağır gıdaların kalp krizi riskini artırabileceğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Turhan, “Yürek hastaları Ramazan baştan başa iki öğün yerine üç öğün ve her öğünde daha az miktarda yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat daha sonra ve sahur biçiminde olmalıdır,” dedi.

ORUÇ TUTMADAN ÖNCE DOKTORA DANIŞILMASI GEREKİR

Bu sene Ramazan ayının Covid-19 salgınına eşit gelmesi ile yürek hastalığı olan şahısların endişeleri bir kat daha arttı. Kalp hastaları için ‘oruç tutabilir’ ya da ‘tutamaz’ şeklinde bir genelleştirme yapılmasının dürüst olmayacağını belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Turhan, şu açıklamaları yaptı:

“Yürek hastalarının oruç tutmadan önce kardiyoloji hekimleri tarafından kişisel olarak değerlendirilmesi gerekir. Çünkü kalp hastalığı tanımında regüle hipertansiyondan en ileri kalp yetersizliğine dek geniş bir dağıtım söz konusudur. Kalp hastalığının türü, şiddeti, hastanın klinik durumu, oruç tutulan iklim, mevsim, sahur ile iftar arasındaki süre, iftarda ve sahurda yenilen gıdaların türü ve ne değin yendiği ile ilaçların içilme düzeninde deformasyon olup olmadığı, hastanın oruç tutup tutmaması kararını verirken mutlaka dikkate alınmalıdır.”

SU KAYBINA DİKKAT!

Ramazan ayı her tarafında yürek damar hastalıklarında çoğaltma olduğunun altını çizen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Turhan, “Yurtdışında yapılan bir çalışmada 10 yıllık izlemde Ramazan ayı ve izleyen ay boyunca kalp damar hastalıklarına emrindeki hastaneye yatış oranında öteki aylara kadar yükselme olmadığı saptanmıştır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise aynı şekilde sağlıklı insanlarda orucun yürek damar hastalıklarını olumsuz güzel bir özelliğinin olmadığı gösterilmiştir. Ancak sıcak ve uzun yaz günlerinde oruç yetişmek pek fazla hastada olduğu gibi yürek hastalarında da sorun yaratabilir. Aşırı sıvı ve elektrolit kaybı, kan basıncında fazla düşmelere, senkop gelişmesine yol açabilir, hatta kalp damar hastalarında kalp krizini tetikleyebilir ve yürek yetersizliğine niçin olabilir,” dedi.

HANGİ YÜREK HASTALARI ORUÇ TUTMAMALI?

Özellikle semptomatik göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikâyetleri faal olarak sürekli hsta bireylerin oruç tutmasının sakıncalı olabileceğini bildiren Prof. Dr. Hasan Turhan, hangi kalp hastalarının oruç tutmaması gerektiğini de açıkladı:

“İleri düzeyde yürek yetersizliği olan hastalar elbette oruç tutmamalıdır. Çünkü bu hastaların sorunsuz seyredebilmesi ilaçların ahenkli kullanılması ve sıvı elektrolit dengesinin sağlanmasıyla mümkündür. Yüksek doz diüretik (idrar sökücü ilaç) bölge hastaların özellikle yaz döneminde oruç tutmaları sakıncalıdır. Son 6 ay içerisinde kalp krizi geçiren hastalar, son 6 ay içerisinde koroner stent veya koroner bypass ameliyatı olmuş hastalar için oruç tutmamak daha yerinde bir yaklaşımdır. Ritim bozukluğu veya ritim bozukluğuna yatkınlığı olanlarda oruçla birlikte elektrolit dengesizliği ve iskemi tetiklenebilir, sempatik deşarj ve kan şekerinde düşme gibi nedenlere yan ritim bozukluğu gelişebilir. bu nedenle öncelikle önemli ritim bozuklukları edinmek üzere ritim bozukluğu olan hastaların oruç tutması risklidir.”

TANSİYON HASTALARININ HEKİME DANIŞMASI GEREKİYOR

Dirençli tansiyon yüksekliği olan hastaların ise kan basıncının normal düzeye inmeden, denetleme altına alınmadan oruç tutmaması gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Hasan Turhan, “Tedavi ile denetleme altına küskün kan basıncı yüksekliği olan hastalar, ilaçlarını her gün uyumlu elde etmek koşulu ile oruç tutabilirler. Bu sanılan durumların dışındaki tüm kalp damar hastaları oruç tutup tutamayacaklarını mutlaka hekimlerine danışmalıdır. Ramazan öncesinde oruç tutacak hastaların takipli hekimleri tarafından kontrolleri yapılarak hap dozlarında düzenleme yapılabilir. Günde tek doz hap kullanan hastaların (hipertansiyon ve ritim bozukluğu hastaları gibi) tedavisi, hap dozunun sahur ya da iftara kaydırılması ile düzenlenebilir. Burada en önemli konu, ilacın her gün aynı saatte alınması ve aksatılmamasıdır” biçiminde konuştu.

SICAK HAVALARDA AĞIR İŞLERDEN UZAKTA DURUN

Yaz aylarının kendini göstermeye başlaması ve havaların ısınmasıyla birlikte vücuttaki akıcı kaybının da artı olacağını düşünerek iftar ile sahur aralarında tatmin edici miktarda sıvı alımının sağlanması gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Hasan Turhan, oruç tutarken sıcak ortamlardan uzaktan durulması ve sıcakta ağır iş yapılmaması gerektiğini belirtti.

AĞIR VE FAZLA YEMEKTEN KAÇINI

Oruç tutan hastalarda en sık görülen bir diğer sorunun ise ağır ve fazla yemek yemek olduğunu andıran Prof. Dr. Hasan Turhan, “Kimi hastalar uzun süren açlığın etkisi ile iftarda ağır ve fazla yemek yemek yerken kimileri ise oruç sırasında açlığa dayanabilmek için sahurda çok yemek yemektedir. Hâlbuki ağır bir yemek sonrası çarpıntı, yürek damar hastalarında iskemi, tansiyonda ani doruk gelişebilir. Hatta çalışmalarda ağır yağlı yemekler sonrası salınan bir takım maddelerin pıhtılaşmaya eğilimi artırdığı, bunun da yürek krizini tetiklediği gösterilmiştir. bu nedenle yürek hastalarının iftar ve sahurda yediklerinin içeriğine ve miktarına dikkat etmeleri gerekir,” dedi.

Ramazan’da yürek şikâyetleri ile ivedi servise başvuran kişilerin, iftar sonrası birincil birkaç saatte arttığını açıklayan Prof. Dr. Hasan Turhan, buna iftarda tüketilen fazla yağlı ve ağır besinlerin sebep olduğunu söyledi. Prof. Dr. Turhan, “Yürek hastaları Ramazan her tarafında iki öğün yerine üç öğün ve her öğünde daha az miktarda yemek yemek yemelidirler. Bu üç öğün iftar, iftardan 2-3 saat sonra ve sahur şeklinde olmalıdır,” diye konuştu.

YEMEKLERDE FASULYE, BEZELYE VE NOHUT TERCİH EDİN

Kalp hastası olan şahısların Ramazan ayında tükettiği öğünlerinde sindirimi uzun süren besinlere siklet vermesinin kayda değer olduğun gösteren Prof. Dr. Turhan, beslenme önerilerini ise şu şekilde sıraladı:

“Lifli, proteinden zengin ağırlıklı sebze ve meyveden oluşan öğünler uzun süreli sindirime uğrarken tokluk hissinin de uzun süreli olmasını sağlamaktadır. Tersine bitmiş karbonhidrat taşıyan şekerli, unlu gıdalar ise kısa sürede sindirime uğrayacağından kısa sürede istek hissedilmesine neden olacaktır. bu nedenle bitmiş karbonhidrat (şekerli gıdalar, börek, çörek, baklava, makarna, kurabiye, reçel) yerine sebze yemekleri, fasulye, bezelye, nohut, mercimek gibi gıdaları yeğlemek daha yerinde olacaktır.”