Profesörlerden kritik koronavirüs açıklaması!

Habertürk’ten Demet Demetkır’ın haberine göre 1 Haziran’da başlayan normalleşme sürecinin arkasında olgu sayılarında görülen artış, salgının ikinci dalgaya yol açması endişelerini doğurdu. Uzmanlar, normalleşme sürecinin yanlış anlaşıldığı, salgının hala ölümcül olduğu konularında kararlaştırılmış… “Yasak ve kısıtlamalar öğrenme yolu olmamalıdır” açıklamasında bulunan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, “Kalabalıklara girmemek, başkalarıyla maskesiz 2 metreden yakın bulunmamak ve el temizliğini ihmalkârlık etmemek hem bireysel keza toplumsal sorumluluk olmalıdır” diye konuştu.

ABD’de Jackson Laboratuvarı Enstitüsü’nde baş araştırmacı olan İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz ise normalleşmenin düzenli ve titiz bir şekilde yapılması gerektiğine uyarı çekerek, “ABD’nin Florida, Arizona, Teksas gibi bazı güney eyaletleri salgının rekorlar kırdığı bölgeler haline geldi. Bu Türkiye’de de benzer olacaktır çünkü virüs ülke, insan farkı gözetmiyor” dedi.

“TÜRKİYE GÜNLÜK VAKA SAYISIYLA 10 MAYIS’A DÖNMÜŞ GİBİ”

Ülkemizde Haziran ayının başından itibaren Covid-19 vaka sayılarının artışının endişe verici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, “İlk vakanın görüldüğü 11 Mart 2020’den daha sonra çabucak olgu sayıları arttı ve 11 Nisan’da 5 bin 138 en yüksek vakanın görüldüğü gün oldu. Sağlık Durumu Bakanlığı bir dizi tedbir aldı ve yeni vaka sayısı giderek eksilen seyirle 2 Haziran’da 786 ile en az yeni vakanın görüldüğü gün oldu. 1 Haziran’da sokağa çıkma kısıtlamalarının kaldırılmasıyla vaka sayısı artışa geçti ve 12 Haziran’dan sonradan tekrar bin üstü yeni vaka görülmeye başlandı.

Dünyada toplam vaka sayısında Türkiye 12. sıradadır. Bu tabloya bakıldığında ülkemizde Mart, Nisan ve Mayıs aylarında alınan önlemlerle hastane kapasitelerini aşmadan hasta yönetimi yapılabildiği ve hastanelerde etkin tedavilerle hasta hayatlarının kurtarılıp ölümlerin azaltılabildiği görülmektedir. Ancak günlük olgu sayısıyla Türkiye 10 Mayıs’a dönmüş gibidir. Sıhhat Bakanlığının jurnal yaptığı uyarılar, 1 Haziran’da yeni normalleşme adıyla kısıtlamalarının aşamalı kaldırılması döneminde yaptığı ilave uyarılar hedefini bulamadı” dedi.

1918’DEN DAHA SONRA GÖRÜLEN EN AĞIR KÜRESEL PANDEMİ

Prof. Dr. Sönmezoğlu, “Halk Müziği 3 ay okul ya da işlerine gidememe, sosyal çevrelerinden uzaktan kalma gibi sosyal ihtiyaçlarını da kısıtlama sonucunda kavrama kaybına girdi. Gerçeklere gözünü kapatma, reddetme ve olayların abartıldığı düşüncelerini tercih etmeye başladı. Bu dönem yalnızca bilimsel veriler, sayılar ve sert uyarılarla kişilerden tavır değişikliği beklenmemesi artık psikoloji, sosyoloji ve antropoloji bilimleriyle yönetilmesi gereken bir dönemdir. Eğer bu pandeminin 1918’den sonradan görülen, tanıdık en ağır küresel pandemi olduğu, iki yıldan önce denetim altına alınamayacağı, her ülkenin kendi kültürel gerçekleri ve ekonomik gücüyle savaşacağı bilgisi topluma iyi aktarılmazsa birincil üç ayda kazanılan başarı ve mutluluk hüsranla devam edecektir. Çünkü salgını durduracak olan toplumsal bağışıklık için gereken yüzde 40 oranına daha çok vakit gereklidir. İstanbul’da bu oran yüzde 2 tahmin edilmektedir” diye konuştu.

SINIRLAR AÇILIP YURTDIŞI GİRİŞ ÇIKIŞLAR BAŞLADIĞINDA…

Avrupa ve Asya ülkelerinde de evde kalmanın zorlanması, okulların kapatılması gibi sıkı önlemlerin gevşetilmesiyle vaka sayılarının artmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Sönmezoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa ülkelerinin en gelişmiş ve hesaplı gücü iyi olanlarında bile Covid-19’dan ölüm oranı yüzde 10 üstünde, hatta yüzde 18’e varmıştı. Ülkemiz devlete ait verilerine göre yüzde 2-3 arasında kaldı ancak bu bizi rahatlatmamalıdır. Çünkü sınırlar açılıp yurtdışı antre çıkışlar başladığında olur ya bulaşıcılığı ve ölüm oranı daha yüksek virüs tipleri de ülkemize girecektir. böylece kısıtlanmanın getirdiği sosyal ve psikolojik baskıyı yaşamış toplumun bunu yaşamak yerine Covid-19’dan korunarak yaşamayı kabullenmesi ve en düşük bir sene daha yaşam tarzı haline getirmesi gerekir.”

“YASAKLANMIŞ VE KISITLAMALAR ÖĞRENME YOLU OLMAMALI”

YAŞAM BIÇIMI haline getirilmesi gereken kuralları sıralayan Prof. Dr. Sönmezoğlu, “Kalabalıklara girmemek, başkalarıyla maskesiz 2 metreden yakın bulunmamak ve el temizliğini dikkatsizlik etmemek keza bireysel hem toplumsal yükümlülük olmalıdır. Yasak ve kısıtlamalar öğrenme yolu olmamalıdır. Hepimiz küresel ve hatta tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Covid-19’un minimum sekiz ayrı türü olduğu saptandı. Virüsün genetik materyelinde değişiklik değişim olarak tanımlanır ve bu mutasyon ABD ve Çin’den bildirildi. Bu değişikliğin virüsün bulaşma gücü ve hastalık şiddetini azaltacağı yönünde görüşler doğurmuşsa da ülkemizde Kocaeli Üniversitesi’nde aralıksız bir çalışmanın ilk verileri ülkemizde pozitif olan olgulardan izole edilen virüslerin dörtte birinde daha bulaşıcı ve ölümcül olan varyasyon olduğu görülmüş. Bu bulgular Pekin’de baştan başlayan vaka artışıyla yapılan virüs çalışmalarıyla örtüşüyor. Virüs daha bulaşıcı hale gelebilir öngörüleri var” dedi.

“NORMALLEŞME ‘ANORMAL NORMAL’ ELDE ETMEK ZORUNDA”

ABD’de Jackson Laboratuvarı Enstitüsü’nde baş tahlilci olan İmmünoloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz ise yanlış görünüşe göre normalleşme süreciyle alakalı uyarılarda bulunarak, ABD’den örnekler paylaştı.

Prof. Dr. Derya Unutmaz, “Normalleşme denildi lakin bu ‘anormal normal’ almak zorunda. Belirli fazlardan geçerek normalleşme yapmak gerekiyor. Fazlardan kastım; bazı noktaların açılması ve tedbirlerin fazla özenli bir şekilde alınarak açılması lakin bunun da parça parça yapılması gerekiyor. Kendimce çok çabuk bir geçiş oldu. Buradaki en önemli nokta, insanların maske takması ve sosyal mesafenin tutulması konularında bilinçli olmaları ama maalesef cümbür cemaat o bilince ulaşamıyor. böylece bir takım noktaların şüphesiz zorunlu hale getirilmesi gerekiyordu lakin acilen bir takım şehirlere maske takma zorunluluğu getirildi” açıklamasında bulundu.

“KAPALI ORTAMLARDA KOSKOCOMAN BİR RİSK VAR”

Maskeyle alakalı yanlış anlaşılmalar olduğuna uyarı çeken Prof. Dr. Unutmaz şunları söyledi: “En çok riskin nerede olduğuna görmek gerekiyor. Topluluk alanlar dışında yürürken, hava alırken maske takma zorunluluğu fazla anlamlı olmayabilir fakat kapalı ortamlarda koskocoman bir tehlike var. Restoranlar, kafeler, barlar, marketler, sinemalar ve belirlenmiş iş alanlarında virüs çok rahatlıkla dolaşabiliyor. İnsanların aslında buralarda maske takması, karşısındaki kişiyi koruma açısından daha önemli bir ülkü geliyor. Çünkü bir kişide virüs olsa o odaya yaymış oluyor. Bu anlamda kapalı ortamların havalandırma sistemlerinin fazla özenli yapılması gerekiyor. Sınavlar yapıldı lakin azıcık aceleye geldi diye düşünüyorum. Bence büyük bir tehlike alındı.”

ABD’NİN GÜNEY EYALETLERİ SALGININ REKOR KIRDIĞI BÖLGELER

Normalleşme sürecinin yanlış anlaşıldığını ve salgının elbette bitmediğini vurgulayan Prof. Dr. Derya Unutmaz, “Bunun anlaşılması lazım çünkü örneklerini görüyoruz. ABD’de açılımı düzenli ve özenli yapan yerler, örneğin; pandeminin merkezi olan New York, benim de bulunduğum yer olan Connecticut eyaleti dahil şu lahza ABD’de en düşük vakaların olduğu yerler. bir de normalleşmeyi tedbir almadan yapan Florida, Arizona, Teksas gibi bazı güney eyaletleri salgının rekorlar kırdığı bölgeler haline geldi. Bu Türkiye’de de benzer olacaktır çünkü virüs ülke, insan farkı gözetmiyor” diye konuştu.