Prof. Dr. Yusuf Demir’den İklim Değişikliği ve Gelecek Tahminleri Üzerine Kritik Uyarılar
Prof. Dr. Yusuf Demir, iklim değişikliği ve geleceğe dair kritik uyarılarla sürdürülebilirlik ve farkındalık için önemli bilgiler sunuyor.
Gelecek 5 Yılın Önemi ve Küresel İklim Değişikliği
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, güncel iklim değişikliği verilerini ve gelecek öngörüleri ışığında, önümüzdeki beş yılın dünya genelinde sıcaklık artışları ve doğal afetlerde artış açısından oldukça kritik bir dönem olacağını ifade etti. Demir, “Bu dönemde yaklaşık 1 milyar insanın yaşadığı bölgeleri terk etme durumuyla karşılaşabileceği öngörülüyor. Bu göç hareketlerinin başlangıcının ise önümüzdeki 5 yıl içinde gerçekleşebileceğine inanılıyor” açıklamasında bulundu.
Bilimsel Verilere Göre Sıcaklık Artışları ve Etkileri
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yayımladığı raporlar ve iklim uzmanlarının öngörüleri, önümüzdeki 5 yıl içinde küresel sıcaklık artışlarının 1,5 derece seviyesine ulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor. Bu artış, yalnızca insanların değil, tüm canlı yaşamının yaşam alanlarını olumsuz yönde etkileyecek ve doğal dengeyi bozacak. Son zamanlarda ülkemizde de sıkça görülen orman yangınları, sel ve kuraklık gibi afetlerin artışında bu iklim değişikliğinin büyük payı bulunuyor.
İklim Değişikliğinin Bölgesel ve Küresel Etkileri
Prof. Dr. Demir, iklim değişikliğinin özellikle Akdeniz bölgesi başta olmak üzere Asya’nın kuzeyi ve Kuzey Afrika gibi bölgelerde daha yoğun hissedileceğini belirtti. Bu bölgelerde artan doğal afetler, değişen yağış rejimleri ve yangınların sayısında gözle görülür artışlar bekleniyor. Ayrıca, buzulların erimesiyle birlikte tatlı su kaynaklarının azalması, global çapta su krizini tetikleyerek yaşamı tehdit edecek boyutlara ulaşabilir.
Göç Hareketleri ve İnsanlık Üzerindeki Tehditler
Gelecekteki en büyük risklerden biri olarak görülen göç dalgalarının, küresel ısınmanın ciddi sonuçlarından biri olacağına dikkat çeken Demir, “Yayınlanan uluslararası raporlara göre, önümüzdeki yıllarda yaklaşık 1 milyar insan, yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kalabilir. Bu göç hareketlerinin başlangıç noktası ise, önümüzdeki 5 yıllık süreç olma ihtimali yüksek” ifadelerini kullandı.
Ortak Politikalar ve İnsan Sağlığı Üzerindeki Tehditler
Prof. Dr. Demir, dünya genelinde yaşanan hava kirliliği ve salgın hastalıkların artışını, insan sağlığı açısından ciddi tehditler olarak değerlendirdi. Bu sorunların çözümüne yönelik alınacak önlemlerin hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Demir, “2025 ile 2030 yılları arasında tüm dünya devletlerinin, bu konularda ciddi ve koordineli adımlar atması gerekiyor. Bu, yalnızca devletlerin değil, tüm insanlığın ortak sorumluluğu olmalıdır” şeklinde konuştu.
Geleceğin Temel Unsurları: Karbon ve Su Ayak İzi
Gelecek nesillerin yaşam alanlarının korunması adına, “karbon ayak izi” ve “su ayak izi” kavramlarının hayatımızda daha belirgin hale geleceğini belirten Demir, şu açıklamalarda bulundu: “Yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması, fosil yakıt kullanımının azaltılması ve karbon yakalama teknolojilerinin geliştirilmesi, acil eylem planlarımız arasında yer almalı. Aksi takdirde, iklim değişikliğinin etkileri, insan yaşamını derinden sarsacak ve sürdürülebilirliği zorlaştıracaktır.”
Gelişmiş Ülkeler ve Az Gelişmiş Ülkeler Arasındaki Sorumluluk Farkı
İklim değişikliğinin en büyük sorumluluğunun gelişmiş ülkelerde olduğunu anlatan Demir, en çok etkilenenlerin ise gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler olduğunu hatırlattı. Bu nedenle, uluslararası dayanışma ve ortak mücadele çağrısında bulunan Demir, “Tüm dünya, ortak bir politika ve eylem planı geliştirmeli ve uygulamalıdır” dedi.