Özgür Özel’in İBB soruşturmasında rüşvet iddiasında adı geçen avukatın savcılık ifadesi ortaya çıktı
Özgür Özel’in İBB soruşturmasındaki rüşvet iddiası ve savcılık ifadesiyle bağlantılı avukatın duruşması; olayın perde arkası ve gelişmeleri özetleyen analiz.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Tuzla’daki mitinginde yükselen rüşvet iddiasına ilişkin olarak adı geçen avukat Mehmet Yıldırım, dün gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında nüfuz ticareti suçundan polis tarafından gözaltına alınan Yıldırım, bugün İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Savcılıkta ifadesi alındıktan sonra Sulh Ceza Hakimliği’ne ev hapsi talebiyle gönderildi.
Yıldırım’ın savcılıkta verdiği ifadeye göre, “Bahsi geçen İBB dosyasında kesinlikle müdahil değilim. Davaya ilk dahil oluşum 27 Nisan 2025’te Naim Erol Özgüner’in gözaltına alınmasıyla başladı.” İddia edildiğine göre, kendisinin vekaletinin olduğu kişinin Özgüner olduğuna işaret eden Yıldırım, uzun yıllardır onun avukatı olduğuna vurgu yaptı. Ayrıca Avukat Yıldırım, Özgüner’in ifadesinde geçen bazı işlemler ve mali transferlerle ilgili olarak kendisine yönelik iddiaları reddetti ve karşı tarafın kendisinden özellikle para aldığı yönündeki beyanları kabul etmediğini belirtti.
“İSMİ GEÇEN DOSYADA BENİM BİR MÜDAHİLİM YOKTUR” ifadesinde, Yıldırım, “Bana iftira atılıyor. Avukatlık mesleğimin gereği olarak insanlarla iletişim kurmak zorundayım; fakat hiç kimsenin ismini veya adıyla bir eşgüdüm içinde hareket etmedim. İBB dosyasına ilk dahil oluşumum, Özgüner’in gözaltına alınmasıyla başladı. Bahsi geçen dosyada benim vekaletim olan taraf O’dur ve kendisinin bu dosyalardan önce de avukatıydım. Dosya kapsamında ayrıca bazı dekontlar ve faturalar üzerinden ücret alındığı öne sürülüyor.” ifadelerini aktardı.
“MESLEĞİM BOYUNCA HİÇ BİR SAVCIYLA DIŞARIDA GÖRÜŞMÜŞLÜĞÜM YOKTUR” diyen Yıldırım, Cem Çelik’ten aylık 150 bin ABD Doları karşılığında avukatlık vekalet ücreti aldığını kabul etti fakat başka kimseyle para karşılığı görüşme veya vaat içinde bulunmadığını savundu. Ayrıca, adli süreçler için hicbir savcıya dışarıda görüşme niyetinde olmadığını belirtti ve meslek hayatı boyunca böyle bir durumun olmadığını söylediklerini vurguladı.
“KAYDEDİLENLERİN NE OLDUĞUNU BİLMEMEKLE BİRLİKTE KESİNLİKLE ARKASINDAYIM” başlığıyla ifade edilen konuşmalarla ilgili olarak Yıldırım, kaydedilen ses kaydının kendisine ait olmadığını ve Doğukan’ın elinde olan bir kayıtla ilgili olabileceğini belirtti. Ayrıca, firari durumdaki Murat Gülibrahimoğlu’nun dosya kapsamında geleneksel olarak baba Yener Torunlar’ın tahliyesine ilişkin bir öneri iletmiş olabileceğini ama asıl amacının bu konuyu hukuken kurgulamak değil, yasal çerçevede yürütmek olduğunu savundu. Kayıtlar içinde para talebi veya rüşvet içeren herhangi bir unsur bulunmadığını ifade eden Yıldırım, olaylar hakkında konuşmaların kendisinden bağımsız olduğu görüşünü yineledi.
Yıldırım’ın savcılıktaki ifadesinde ayrıca, “İlgili dosya savcısına mecburi olarak makamda bilgi vermek zorunda kaldım; fakat bu süreçte kimseyle yasa dışı bir görüşme içinde olmadım” sözleri de yer aldı.
İlgili haber DHA tarafından aktarıldı.