Özellikle Kadınlar Gazlı İçecek Tüketirken Dikkat Etmeli

30.09.2020

A⁺

A^-

7’den 70’e neredeyse tüm yaş gruplarının tükettiği gazlı içeceklerin çok tüketilmesi ilerleyen süreçlerde kişilerde kalp rahatsızlıkları, erken doğum riski ve böbrek rahatsızlıkları gibi ciddi sağlık sorunlarının kendini gösterebildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Mehtap Çerkez, en büyük risklerden birinin ise obezite sorunu olduğunu dile getirdi.

Gittikçe tetiklenen ve tüm dünyanın sorunu haline gelen obezitenin, son 10 senede yüzde 10 ile yüzde 30 arasında bir artış gösterdiğini söyleyen Çerkez, Türkiye’deki durumun iç karartıcı olduğunun altını çizdi. TÜİK 2014 verilerine göre obezite oranlarında yüzde 33,7’lik bir artış olduğunu ekledi.

Gazlı içeceklerin, kafein ve fosforik asit içerdiği için, vücuttan kalsiyum atılımına sebep olduğunu belirten Çerkez, bu durumdan özellikle menopoz sonrası dönemde olan kadınları ciddi olarak ilgilendirdiğini de vurguladı. Kemik hastalıklarıyla vücuttan atılan kalsiyumun işilkisi olduğunu söyleyen Çerkez, ‘Kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre menopozdan sonraki dönemde günde iki porsiyondan fazla gazlı içecek tüketmek direkt kalça kırığına ve kemik erimesine neden oluyor’ dedi.

BİRÇOK ZARARI VAR

Gazlı içeceklerin bir diğer olumsuz etkisi ise depresyon. Çerkez, özellikle ergenlik döneminde gazlı içecek tüketilmesinin depresyonu tetiklediğini belirterek, ‘Bu yıl yapılan bir çalışmada ise günde üç porsiyondan fazla bu içecekleri tüketmek ergenlerde obezite riskini artırıyor. Bu da bireyi depresyona sürükleyen etkilerin en önemlilerindendir. Bu içeceklerin tüketiminin azaltılmasıyla depresyon oranında da azalma olduğuna dair bir paralellik olduğunu gösteren çalışmalar da var’ ifadelerini kullandı.

Obeziteyi tetiklediği bilinen gazlı içecekler, bölgesel yağlanmalara, Tip 2 diyabete, insülin direnci gibi birçok sorunu beraberinde getirdiğini belirten Çerkez, ‘Diyabet obezitenin tetiklemesiyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Obezite direkt tetikleyici etki gösterdiği için bölgesel yağlanmaya, insülin direncine, kilo artışına ve şeker dengesinin bozulmasına neden olarak, diyabet rahatsızlığına yol açıyor. Diyabet hastalarının bu içecekleri sürekli tüketmeleri ise hastalığın daha da kötü seyretmesine neden oluyor’ açıklamasını yaptı.

Ayrıca gazlı içeceklerin barındırdığı asit de diş rahatsızlıkları, ağız kokusu gibi problemlere neden olabiliyor. TÜİK 2014 verilerinden örnek veren Çerkez, 7-14 yaş grubu çocuklarda ağız ve diş sorunlarının sık görülen hastalıklar arasında yer aldığını belirtiyor. Bu sorunların bir nedeninin gazlı içecekler olduğunu hatırlatan Çerkez, gazlı içecekler yerine süt ürünlerinin tüketilmesini öneriyor.

MEVSİM GEÇİŞLERİ ÖNEMLİ

Son olarak, özellikle mevsim geçişlerinde sağlıklı beslenme büyük önem taşıdığını ve her mevsimde bol su tüketilmesi gerektiğini hatırlatan Çerkez, ‘Her dönemde su tüketimi çok önemli. Özellikle yaz döneminde terliyoruz ve fark etmeden sıvı kaybediyoruz. İçinde bulunduğumuz bu dönemde de ister istemez iştah azalması yaşanıyor ve havaların soğumasıyla beraber susadığımızı hissetmiyoruz. Kimi bireyler gün içinde çok fazla sıvı tükettikleri için su tüketmeyi gerekli görmüyorlar ama ne yazık ki bu sıvılar önemli oranda su yerine geçmiyor. Günde en az 2,5-3 litre olacak şekilde sıvı alımına dikkat etmemiz gerekiyor. Bunun yanında da muhakkak dengeli beslenme olan ‘üç ana öğün’ şeklinde beslenmeliyiz. Kansere karşı koruyuculu olması, kabızlığı önlemesi açısından da meyve-sebze tüketimi son derece önemli. Tabii bu meyve ve sebzelerin mevsimine göre tüketilmesi gerekiyor.’ diyerek konuşmasını noktalandırdı.